20|Metehan

498 55 46
                                    

Bölüm sayısı: 20

Bölüm adı: Metehan

Simay "günaydın" diyerek gülümsedi beni görünce. Çatalları masaya koyduktan sonra "kahvaltı hazırladım bize." Dedi.

"Siz yiyin ben yemeyeceğim."

Simay kaşlarını çatarak kollarını bağladı. "Buna müsaade etmeyeceğimi biliyorsun."

Kafamı sağa sola sallayarak koltuğa oturduğumda o da yanıma gelerek oturdu. "Üzülme."

Dün Aslan ile beraber benim evimde kalmışlardı. Yalnız bırakmamıştı ikisi beni. Bunun için minnettar olsam da yalnız kalmam sorun olmazdı. Kendime zarar verecek bir insan mıydım ben? Belki.

Aslan da yanımıza gelince kahvaltıya oturduk. İştahım olmasa da bir dilim ekmek kızartması yiyebilmiştim.

Aslan "o yüzünü asık görürsem tavana çivilerim Hilal."

İstemsizce gülümsedim. "Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim ama eve gitmelisiniz. Ben bugün yatacağım gün boyu."

Simay "aa kovuyor musun?"

"Hayır tabiiki de. Burası benim evim olduğu kadar sizin de eviniz sayılır. Ama ben biraz yalnız kalmak istiyorum."

Onlar kahvaltısını ettikten sonra evden çıkmışlardı. Böylelikle tutmaya çalıştığım gözyaşlarım salmıştı kendini.

O kadar çok değersizmişim gibi hissediyordum ki kendimi. Çöp poşetinden halliceydim. Nasıl layık görmüştü bunu bana?

Aras karşıma çıkana kadar uzun zamandır sevgilim yoktu. Hayatıma birini almıyordum. Tam birine güvenebileceğim sırtımı yaslayabileceğim derken ayrılmıştık. Sevmiştim... ama belli ki o sevmemiş.

Ales gözüme takılırken ayağa kalkıp kucağıma alarak geri oturdum koltuğa. "Ales, oğlum... çok üzdüler anneni. Büyü de ye onu." Onu öperek sarıldığımda dışarıdaki sesler dikkatimi çekti. Bağrışma sesleri geliyordu. "Bekle burda tamam mı? Geleceğim hemen." Diyerek geri bıraktım ve kapıya yöneldim. Giderek artan sesler kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Kapı deliğinden baktığım sırada ise şok olmuştum.

Kapıyı açarak ileride kavga eden iki kişiye doğru koştum. "Aras!"

Sesimi duymamla bana bakmaları bir oldu. "Napıyorsunuz siz? Delirdiniz mi!"

Aras "kasten bana çarptı!"

Metehan rahat bir tavırla kollarını birleştirerek güldü. "Bana çarpan sensin?" Sağ gözündeki morluk ile kaşlarım tekrar çatılmıştı tabi.

Aras a döndüm. "Naptığının farkında mısın?"

Aras "farkındayım Hilal."

"Neden geldin?" Gözleri suratımda dolaştı. "Canım istedi. Konuşacağız." Diyerek bir adım attığı sırada geriledim. "Git burdan. Bizim konuşacağımız birşey kalmadı."

Metehan boğazını temizleyerek konuştu. "Çoluk çocukla uğraşacak vaktim yok. Görüşürüz Rümeysa Hilal."

Aras ağzında bir küfür yuvarlayıp ona yöneldiğinde kolundan tuttum. "Sana git dedim Aras!" Tekrar bana bakıp peki diyerek arabasına yöneldi. Ardından son kez bana bakarak bindi ve gitti.

Gözyaşlarım akmasın diye zorluyordum şuan.

"İyi misin?" Sorusuyla varlığını hatırladığım Metehan ile kafamı sallayarak ona döndüm. "Evet." Derin bir nefes alarak tekrar konuştum. "Gel benimle kaşını gözünü temizleyelim."

Çizer KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin