Bölün 13

279 31 25
                                    

Polisler o gece evi terk etti. Babam adeta yıkılmıştı. Onun için o gece sakin kalmaya çalıştım. Luka annesini arayarak burada kalmaya karar verdi. Bende bir şey demedim.

Babam sonunda suyuna kattığım ilaçla uyudu. Bundan önceki gece de erkenden heyecanla pastaneye gittiği için uykusuzdu. Bu gece harap olmasını hiç istemiyordum. En azından, bir gece.

Sessizce babamın odasından çıkıp kapıyı kapattım ve mutfakta oturan Luka'nın yanına gittim.

" kahve ?" Sessizce bardağı alıp sandalyeye oturdum. Elimle bardağın etrafını incelemeye başladım.

" ne diyeceğimi, düşüneceğimi ya da ne yapacağımı bilemiyorum luka. Bu, onsuz ilk gecem ama şimdiden kendimi küçük, savunmasız bir kız çocuğu gibi hissettim " dediğimde içimdeki yarayı kurcalamam sadece ağlamamı sağladı.

Kahve bardağı elimde titrediği için luka bardağı alarak tezgaha koydu. Bana sarıldığında bende ona sarıldım.

" yanımda olduğun için teşekkür ederim luka, istediğin zaman annenin yanına gidebilirsin. Burda durmaya zorunluymuşsun gibi hissetme " luka kulağıma fısıldadığında, rahatlamış gibiydim. Onun kollarında çok güvende hissediyordum.

" sen bunları düşünme, burda durmayı ben istiyorum . Bırak bedenin ve zihnin biraz dinlensin. Sabah, her şeyi gözden geçiririz. Tamam mı ?"

Başımı salladım. Burnumu çekerken o bedenime sarılırken beni odama çıkardı. Üstümü değiştirmek için kabinimin arkasına geçtim.

Elbisemi fırlattım. Keşke bu lanet baloya hiç gitmeseydim. Belki de o zaman annemi yakalar ve kalmasına ikna edebilirdim.

Pijamalarımı giyindim. Lukaya da babama küçük gelen bir iki parça vererek yatağıma ilerledim.

O da aşağıdaki koltuğuma yattı. Yatakta saatlerce bir o yana bir bu yana döndüm durdum. Uyuyamadım. Lanet vicdan azabı ve annemin bizi ardında bırakıp gittiği gerçeği yakama yapışmıştı.

Boğuluyor gibi hissettim bir anda, o an kıpırdanmayı bıraktım. Elim acıyan boğazıma gitti. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

Nefes alamıyormuşum hissi devam ettiğinde kendimi can havliyle balkonuma attım.

Kapıyı sessizce kapatıp lukanın uyanmadığından emin olunca şezlonguma oturdum.

O gece hiç uyumadım. Tüm gece annemin gidişine mantıklı bir sebep aradım. Ya da ben, kendimi kandıracak bir sebep aradım. Oysa ki gerçek ortadaydı. Mektupta ...

Farklı bir ışıkla yazılara bakacaktım ama vazgeçtim. Ya, ya beni daha da kötü edecek bir şey yazıyorsa ? Daha da üzülmek istemiyordum. Korkuyorum, orada yazacak olanların yaramı büyütmesinden çok korkuyorum.

Annemin olmayışını aklım almıyor, babamla o mutlu atışmaları. Beraber geçirdikleri harika zamanlar, üçümüzün biriktirdiği müthiş, huzurlu ve ailevi anılar... hepsi, yalan mıydı ? Yalan mıydı anne ?

" neredesin ? ... " parmaklarımla saç diplerimi çekiştirip dişlerimi sıkarken sorduğum soru sadece hıçkırmama sebep oldu.

Tüm gece boyunca düşündüm durdum, güneş doğduğu an ağlamaya başladım. Benim tüm acılarıma rağmen o pişkin pişkin sırıtarak doğmayı başarıyordu. Ben ise konu ailem olduğunda bir bebek kadar çaresizdim.

" Marinette-"

" ne söyleyeceğini biliyorum Tikki, üzgünsün. Bende üzgünüm, senden rica
ediyorum. Beni yanlız bırak " bunu derken bile sesim titremişti. Lanet olsun !

𝐌𝐚𝐬𝐪𝐮𝐞𝐫 🌕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin