Bölüm 15

270 30 5
                                    

" tikki, tapınak burada demiştin değil mi ? Yani o zaman, buradaki bazı bölgelerde araştırmama göre konaklama merkezi varsa annemi oradan takip edebilirim "

Bir hafta geçmişti. Annemsizliğe hiç alışamamıştım. İlk gün, kızlar eve gelip ev işlerinde ve pastanede babama yardımcı olduğunda çok mutlu olmuştum. İyi ki onlar gibi arkadaşlara sahiptim.

Bir haftada zamanla onlarla ve babamla birbirimize destek olmuştuk. Şu an daha iyiydim. Adrien da okulda halimi soruyor ve yardım isterse burada olduğunu söylüyordu. O da çok yardımcı olmuştu.

Ama bu kadar yeterdi, annem sonsuza kadar gelmeyebilir. Ben o zamana kadar oturacak mıydım ? Elbette hayır. Annemin peşinden, tapınağa gidecektim.

Bir planım vardı ve kusursuzdu. Telefonumda pariste akuma saldırısı olduğu an alarm veren bir sistem var. Pegasus mucizesi ile tibet dağlarından parise gelebilir ve akumayı yenerek yoluma devam edebilirdim.

Lila bu süre zarfında bana hiç dokunmamıştı. Sanırım pes etti, çünkü herkes git gide ona deli gözüyle bakmaya başlamıştı. İmajını zedelemek istemiyordu.

Mucize kutusu da benimle gelecek. Onları burada bırakamazdım. Hawkmoth onları bulabilirdi. Kutuyu alamasam bile, mucizeler mutlaka benimle geliyor olacaktı.

Bir miktar param vardı, birikmiş param. Bana aylarca, dişimi de biraz sıkmamla yeterince barınmama yeterdi.

" evet Marinette, bunu başarabilirsin. Üstelik ben de yanında olacağım "

Dediğinde gülümseyerek başımı salladım. Hızla hazırlanmalarıma başlamıştım. Yanıma fazla bir şey alamazdım. Tatile gitmiyordum. O yüzden yedek kıyafetler almıştım. Buraya artık akuma saldırısı dışında da dönmeyecektim. O yüzden pegasus'u kişisel çıkarlarım için kullanmayacaktım. Sadece acil durumlar.

Çok göze batmayan bir çanta hazırladım. İçine mucize kutusunu da sığdırdım. Kalan boşluklara da lazım olur diye bir iki kıyafet ve para vardı.

" demek yarın gidiyoruz ?" Fluff'a başımı salladım.

" merak etmeyin çömezler, orada bir saldırıyla karşılaşırsak ben sizi korurum !" Dedikten sonra bağırarak havada değişik hareketler yapan Barkk sonunda selam vererek bitirdiğinde hepimiz gülmeye başladık.

" saol barkk, sayende çok daha fazla güvendeyiz " diyerek başını okşadığımda elimi ittirip ters ters bana baktı.

" beni şöyle sevmeyi kes asker yoksa seni pişman ederim. Ben asil bir kwamiyim, diğerleri gibi sevgi arsızı asla olmayacağım"
Dediğinde kıkırdayarak başımı salladım.

" bal gibi de olmuşsun. Bizi senden daha çok sevmesine dayanamıyorsun sadece " Xuppu, dilini çıkardığında Barkk onu kovalamaya başladı.

" sessiz olun, babam işkillensin istemeyiz!" Desem de onlar bağırarak şakalaşmaya devam ediyordu.

Diğerleri ciddiyetle yol hazırlığımda bana yardım ediyordu.

" kaalki, bu yolda en çok sana ihtiyacım olacak. O yüzden her şeye hazırlıklı olmalısın. Bir akuma çıkarsa hemen parise geri dönmeliyim " Kaalki başını salladı ve eğildi.

" elbette usta Marinette, tetikte bekleyeceğim " dediğinde yaşlı gözlerle kollarımı açtım.

" gelin de size sarılayım. Hepinize öyle alıştım ki, sizsiz hayatım berbat olurdu herhalde. " Hepsi aynı anda üzerime uçtuğunda çığlık atarak yere düştüm.

" bir de bize sessiz ol diyor, yürüyen felaket !" Barkk homurdansa bile bana sarılmıştı. Gülümseyerek hepsini kollarımla sarıp oturdum.

" sizi seviyorum çocuklar, iyi ki varsınız. "

𝐌𝐚𝐬𝐪𝐮𝐞𝐫 🌕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin