Bölüm 16

251 30 6
                                    

Üç ay sonra :

" yakalayın !"

Bağıran sesle elimdeki elmayı düşürdüm. O-ow, sanırım kaçma vaktim geldi, yine.

" seni küçük fare, hemen buraya gel !"

Çince bağıran adam ile ayaklarımı kıçıma vura vura koşmaya başladım.

Ezbere bildiğim yoldan giderken kalabalığa girdim. Hemen şalımı ve maskemi çıkardım . Ceketimi çıkarıp çantama bastım. Diğer ceketi giyinirken lenslerimi de hızla çıkardım. Başımı eğerek hızlıca ilerlemeye devam ettim.

Polisler kalabalıkta beni ararken duvarın arkasından kafamı geri içeriye sokup sırıttım ve rögar kapağını kaldırıp içine atladım.

Hızla ilerlemeye devam ettim. Duvara çizdiğim haritaya baktım.

" eee, sağa. Yok sola !" Nefes nefese koşmaya devam ederken karnı guruldayan tikki ortaya çıktı.

" Marinette, ben çok acıktım " dediğinde yavaşladım.

" bende " kaalki de çıktı. İkisi de avuçlarıma oturdu. Üzgünce yere oturup tikkinin başını okşadım.

" biliyorum tikki, kaalki. Biraz daha sabredin. Ben de çok açım. Bir şekilde bize yiyecek bulacağım "

Paramı olabildiğince az harcamaya çalışıyordum ama bu kasabadayken, hele de kaçakken ve her yerde haraç kesen, insanları soyan iğrenç motora binen soyguncular olmasaydı daha kolay olabilirdi. Hele de o hainler, sanki hırsızlık ve haraç kesmeleri yetmiyormuş gibi ...

" devam edelim, eve gidince ne yapacağımıza bakarız. Tamam mı ?" İkisi de başını salladığında ayağa kalkıp koşmaya devam ettim.

Sonunda gördüğüm rögar kapağı ile heyacanla kahkaha attım. Kapağı açtım ve hızla etrafa baktım. Kimse olmadığından emin olunca dışarıya çıktım. Şalımı ve maskemi geri takıp ilerlemeye başladım.

Ara sokaklardan sessizce geçerken balkonu açık olan bir katta son ses televizyon açılmıştı. Ben de duyduğum haberi dinlemeye başladım.

" -ünlü kaçak faremiz yine sırra kadem bastı. Polisler kanalizasyonu kullandığından şüphelenirken her nasılsa yüzünü kimseye tam olarak göstermedi. Arama ekibi bir aydır didik didik ... kasabasında onu arıyor. Şimdi hava durumu-"

Duymam gerekeni duyduğumda yoluma devam ettim. Duvarın dibine yasladığım kutuyu hızla itmeye başladım. Bu her gün daha da zorlaşıyordu.

İnleyerek ağır koliyi bir kez daha büyük güç uygulayarak ittim. Sonunda açıldığında delikten girdim.

Duvarda koskocaman bir delik vardı. Başka bir şeyi olmayan evin pencerelerini kapatmış, buraya da bu kutuyu itmiştim. İçeriye girerken de geri çekiyordum. Kapı içeriden bir sürü kilitle kapalıydı. Her şeyi düşünmeliydim.

Kutuyu geri çektim. Sırtım yerdeyken geri geri sürünüp sonra ayağa kalktım.

" huh, şimdi biraz dinlenip düşünelim. Ve nasıl yiyecek-"

Arkama döndüğüm an boğazıma uzatılan kılıçla kalakaldım. Yutkunarak parlayan metale ve arkada korkuyla bana bakan kwamilere baktım.

" neler oluyor ? " Tikki ve kaalki korkuyla arkamda bağırırken kaşlarımı çatarak önümde dizilmiş olan adamlara baktım.

" bu kwamileri kaçırmak ve çinde suç işlemekten dolayı yargılanıyorsun küçük hanım, ya da küçük fare !"

Buraya kadar nasıl mı geldim ? Ve neden mi halk tarafından suçlu olarak aranıyorum ? Aslında hikayeyi duyduğunuzda siz de bana hak vereceksiniz.

𝐌𝐚𝐬𝐪𝐮𝐞𝐫 🌕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin