17.Bölüm"Çok yakındı"

22 12 4
                                    

"18 yaş dönümü"

Yaşam çok kısıtlı bir şey gelecek planı yapmak aptallığa girer ama daha tuafı yaşamı nasıl değerlendirdiğimiz kimileri mutluluğu kovarlar, kimleri çok çalışır, kimleri umursuzca yaşar, kimleri ise yaptığı kötülüklerle uğraşır yaptığı bir sürü hatalar yada bir hatasıyla elbete bedel öder bir tek o değil herkes bir şeylerin bedelini öder en küçük hatanın bir bedeli vardır, en küçük hatanı bedeli ağırken çok büyük bir hata yaparsan daha gözlerimi açmadan aklıma bunlar gelmişti gözlerimi yavaşça açtım vücudum ağrıyordu.

"Uyandınız mı ?" Gözlerimle sesin sahibini aradım ama bulamadım konuşabileceğimi sanmıyorum.

"Ben doktora haber vereyim." Dedi kapıdan çıkarken gördüm onu –hemşireyi- Bir kaç dakika sonra doktorla gelmişti vücudumda hala biraz ağrılar vardı ama onun içinde serum takmışlardı hemşirelerin işi bitince odadan çıktılar içeri annem girdi biraz çökmüşe beziyordu gözleri de kırmızıydı hemen sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdu.

"Kızım iyi misin ? Çok korkutun bizi" Yatakta doğrulmaya çalıştım ama başaramadım ikinci kez denedim bu sefer annemde yardım etti bana arkama yasladım bu beni çok yormuştu nefes nefeseydim resmen.

"Ne oldu bana ?" Dedim anneme bakarak kaza yaptığımı biliyordum ama yine sorma gereği duydum.

"Kaza yapmışsın öğlene kadar odadan çıkmadın öğleden sonrada bir hışımla çıktın evden sonra bir telefon geldi bana kaza yapmışsın hastanedeymişsin." Dedi gözlerinden yaşlar akmaya başladım elimi tutu saçımı okşadı yüzüme baktı.

"Ameliyata almışlardı beni aradıklarında üç gündür uyutuyorlardı seni neyse ki kaza yaparken Oğuz ile konuşuyormuşsun da hemen ambulansı aramış" Dedi kaşlarımı çattım Oğuza konuşuyor muydum ? Buda hatırlamadığım şeylerden biri olabilirdi.

"Nerede kaza yaptığımı nasıl anlamış ?" Telefonda konuşuyorsak nerede olduğumu söylemediysem ambulansı nasıl aradı.

"Oda bize geliyormuş telefondaki sesleri duyunca kaza yaptığını anlamış bir kaç kilometre varmış zaten aranızda sonra ambulansı aramış neyse ki iyisin" Dedi pek iyi olduğum söylemezdi yüzümde bir sürü yara vardı boynumda boyunluk yani pek iyi bir durum denilemezdi ama hala yaşıyordum önemli olan buydu yaşamam ne kadar kötü durumda olsam da yaşamam gerekti.

"Ben doktarla konuşayım Oğuzda dışarıda bekliyordu zaten daha beklemesin" Dedi ayağı kalktı.

"Neden bekliyordu içeri gelseydi ya" Dedim omuz silkti dışarı çıktı bir kaç saniye sonra Oğuz içeri girdi kapıyı kapatıp uzaktan baktı bana.

"Bu ikinci oldu" Kaşlarımı çattım.

"Ne ikinci oldu ?" Dedim.

"Hayatını ikinci kez kurtardım" Dedi güldüm hiç böyle düşünmemiştim annemin kalktığı koltuğa oturdu.

"Nasıl hisediyorsun kendini daha iyi misin ?" Diye sordu başımı salladım.

"İyim bir şeyim yok" Dedim güldü. "Seni bundan sonra yalnız bırakmayacağım tek başına olunca neler geliyor başına" Göz devirdim.

"Saçmala ilk kez geldi başıma." Dedim Ekinle konuştuktan sonra kendime gelememiştim.

"Hakan benim gerçek babamı öldürmüş" Dedim şaşkınlıkla baktı bana. "Şahin Balakar benim babam o adam Hakan onu öldürmüş annemle evlene bilemek için" Dedim şaşkınlığı giderek artmıştı.

"Nasıl yani ?" Dedi hala anlamaya çalışıyordu.

"Bak annemle babam liseden tanışmışlar sonra annem bana hamile kalmış ve evlenmişler daha sonra Hakan babamı öldürmüş annemle evlenmiş yani Engin Balakarın abisi benim gerçek babam Ekin söyledi" Diye açıkladım bir kaç saniye anlamaya çalıştı.

katiler ve cesetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin