Final Part I

4.6K 209 58
                                    

Selim yemeğimi getirdiğinde hiçbir şey demeden yemeğimi yemeğe başladım, çünkü gerçekten acıkmıştım. 

****

Yemek yemeği bitirdiğimde Selim'e baktım koltuğa oturmuş ellerini ensesinde birleştirmiş gözlerini kapatmıştı. Birşeyler düşünüyor olmalıydı. Yataktan ses çıkarmadan yavaşça kalktım ve Selim'e doğru yürümeye başladım. 

Onu çok seviyordum. Bir an annemle ve babamın burada olduğunu hatırladım ve ayaklarım istemsizce kapıya doğru yöneldi. Kapının önüne geldiğimde kapıyı açtım ve sandalyede oturan annem, babam ve Sude'yi gördüm. 

Burukça gülümseyip onların yanına doğru yürüdüm. Sude'yle hiç konuşmamıştık. Gözlerinin içine baktığımda ağlamıştı. Ve insan gözlerinin içine baktığında birşeyler söylemek istediğini anlayabilirdi. İlk önce annem ve babama sıkıca sarıldım.

Sude'ye doğru yürüdüğümde benden önce o davrandı ve boynuma sıkıca sarıldı. Canım yansada ses çıkarmadım. Benden ayrılmadan önce "Herşeyi biliyorum. Birşey söylemene gerek yok." dedim titreyen sesimle.

Ağlamayacaktım. Ne olursa olsun ağlamayacaktım. Ben güçlü bir kızdım. Derin bir  nefes aldım ve dolu gözlerimle annem ve babama döndüm. Anneminde gözleri dolmuştu. Ağzımı açıp konuşacakken babam benden önce davrandı ve 

"Pelin biz annenle çok düşündük ve bir karara vardık." Ne söyleyeceklerini çok merak etmiştim. "Bizimle geliyorsun. Burada kalmana izin veremeyiz." Dediği anda kapının açılması bir oldu. Selimdi. 

"Hayır! Çocukluk arkadaşımı benden ayıramazsınız!" Bunu Sude söylemişti ve ağlıyordu. Benim için çok zordu. Ama bana seçim hakkı tanımadılar ki. Maalesef. "Pelin. Bir karar ver kızım bizimle mi geleceksin yoksa burada mı kalacaksın?"

Bunu söyleyen anneme döndüğümde o da ağlıyordu. Hadi ama. Ağlamayın benide ağlatıyorsunuz. "Anne. Bilmiyorum tamam mı. Ben daha yeni iyileştim ve siz hemen bana seçim yap diyorsunuz. Ben burada canımın derdindeyken siz neyin derdindesiniz.." Bunları söyleyip sinirle odama doğru yürüdüm.

Evet bu oda artık benimdi. Kapıyı hızla kapatıp yatağa doğru yürüdüm. Bir insan nasıl bu kadar umursamaz olabiliyordu. Anlayamıyordum gerçekten. Daha fazla düşünmeyip kendimi uykuya teslim ettim. Uyumak istemediğimi bildiğim halde..

Pelin'in Annesinin ağzından

Dediklerinde haklıydı benim kızım. O orada can çekişirken biz burada ne diyorduk. Kızımın küçüklükten beri yanında olan arkadaşı Sude'ye baktığımda ağlıyordu. Selim denen çocuğa baktığımda yoktu. Sanırım Pelin'in yanına gitmişti.

Kızıma bu kadar yakın olmasından nefret ediyordum. Onu üzecek diye her an canını yakacak birşey yapacak diye çok korkuyordum. Ya ona ömür boyu acı çekecek birşey yaparsa? Ben dayanabilir miydim buna?

Peki ya babası dayanabilir miydi? Sanmıyorum. Hiçbirimiz dayanamazdık. Derin bir nefes alıp düşünmeye başladım. Her ne olursa olsun kızımızı bizimle götürecektim. Onu burada bırakamazdım. 

İşlerimiz çok iyi gidiyordu şuan. Ve gerçekten eski durumumuza göre daha iyiydi. Gözlerimi sımsıkı yumduğumda dinlenmem gerektiğini anladım. Buraya geldiğimden beri hiç uyumamıştım. Gözlerimi kapatıp kendimi bu rahatsız yerde uykuya bıraktım.

*****

Pelin'in ağzından

Gözümü açtığımda direk olarak gözlerim odada Selim'i aramaya başlamıştı. Selim'i göremeyince kaşlarım istemsizce çatıldı. Neredeydi? Ayaklarımı yataktan sarkıtıp ayağıya kalktım. Ne kadar çok uyumaya başlamıştım böyle.

Kapıya doğru yürüdüm ve Selim'in dışarıda olma düşüncesiyle kapıyı açtım. Burada da yoktu. Kaşlarım eski haline dönmeden daha çok çatıldı ve adımlarım Sude'nin yanına doğru gitti.

"Selim nerede?" diye tek nefeste sorduğumda, Sude beni yeni fark etmiş olacak ki bir an hızla yerinden kalktı. "Bilmiyorum. Senin yanında değil miydi?" Şuan gerçekten endişelenmiştim. Neredeydi bu?

Selim'e şuan tam olarak güvenemiyordum ve her an herşeyi yapabilirdi. Aklımdan bu kötü düşünceleri çıkarıp annemlerin yanına doğru gittim. Babam yoktu ve annem uyuyordu. Onu uyanddırmayıp tekrar odama doğru gittim.

Şu son zamanlarda Sude'yle ilgilenmediğimi hatırlayınca kendimi çok kötü hissettim. O burada benim için gece gündüz uykusuz kalıyordu ve ben onunla hiç konuşmuyordum. Kendi kendime küfür edip Sude'ye doğru döndüm ve

"Sude'm yanıma gelir misin?" Sude böyle birşey diyeceğimi biliyormuş gibi kafasını hızlıca tamam anlamında salladı ve benimle odaya girdi. "Sude... Selim'e tam olarak güvenemiyorum. Şuan herşeyi yapabilir. Bilmediğimiz şeyler. Mesela Melis'in yanında olabilir. O sürtük bizi ayırmak için elinden geleni yapacağına eminim. Yani Selim'in beni burada yalnız bırakıp gideceğini aklım almıyor. "

Derin bir nefes alıp lafıma devam ettim "Ben onu çok seviyorum. Onu kaybetmeyi göze alamam. Buradan çıkmak istiyorum." lafımı bitirdikten sonra derin bir nefes aldım ve bakışlarımı Sude'ye diktim.

Dolu gözlerle beni izliyordu. Hiçbir şey dememişti. "Pelin. Biliyorum senin için çok zor ama iyi olduğunda en erken zamanda buradan çıkmana yardım edeceğim. Merak etme." Bunu söyleyen Sude'ye baktığımda zorla gülümsüyordu.

"Sude anlamıyorsun! Sıkıldım 3 gündür burada yatmaktan. İstemiyorum. Dışarı çıkmak istiyorum. Eski hayatımı istiyorum!" bu sefer benim lafımı ne annem ne de Sude bölmüştü. Benim telefonum çalıyordu.

Telefonumu elime alıp arayan kişiye baktım. Ama numara yazıyordu. Ve ben bu numaranın kime ait olduğunu bilmiyordum.

Merakla telefonu açıp kulağıma dayadım ve "Alo?" dedim. Karşıdan Selim ve Melis'in sesi gelince telefonu elimde daha sıkı tuttum ve Selim'in söylediği kelimelerle telefon elimden yere düştü. Sude hemen ayağı kalktı ve telefonu eline alıp ne olduğunu bilmeden kapattı.

"Sude.." Ağlıyordum. "Neden? O düzelmeyecel mi? Hep böyle mi olacak? Oysa ki ben çok emindim bir daha böyle birşey yapmayacağından." Sude daha fazla birşey söylememe izin vermeden boynuma sıkıca sarıldı.

Ağlıyordum. Kendi halime ağlıyordum. Ben güvenmiştim ona. Her seferinde ona güvendiğimde böyle olmuyor muydu zaten? Sude hiçbir şey yapmadan birşey demeden bana sıkıca sarılıyordu. Oysa şuan onun konuşmasını istiyordum. Susmasını değil.

****

Yaklaşık yarım saat boyunca birbirimize sarılı durduktan sonra Sude'nin telefonuna mesaj sesi gelmişti. Sude benden yavaşça ayrıldı ve telefonuna gelen mesaja baktı. Bende merakla onun yanına gittim ve gelen mesaja birlikte baktık.

Gördüğüm görüntüyle dengemi kaybedip yere düştüm. Gerisini göremedim.

**

Kısa bir bölüm oldu ama zamanım yoktu ve bu kadar yazabildim umarım beğenmişsizinizdir :)) diğer bölümler daha uzun olacak :))

DengesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin