Vee final zamanı :D Final yapmamın nedeni hikayeyi devam ettiremiyorum, ettirsem bile biliyorum ki hikaye çok kötü olacak ve okuyucu sayısı falan filan azalacak. Düşündüm ki en iyisi final yapmak :) Son bölüm görüşürüz! :*
Bölüm şarkısı= Birdy-Wings
Müzikle birlikte okuyun :))
****
Arabaya bindiğimde eve gidiyorduk. Annem ile babam doktorla konuşmuş ve herşeyi halletmişlerdi. O hastanede özleyeceğim tek şey yatağımdı sanırım. Kafamı geriye yaslayıp camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Acaba Selim şuanda ne yapıyordur? Ondan her ne kadar nefret etsemde onu sevdiğimi biliyordum ve sevgim nefretimin önüne geçerek ona olan nefretimi kapatıyordu. Ondan nefret etmememi sağlıyordu. Bu sefer sevgimin nefretimin önüne geçmesine izin vermeyecektim.
Gözlerimi sımsıkı kapatıp uyumaya çalıştım. Olmuyordu. Uyuyamıyordum. Melis ve Selim'i öyle gördükten sonra Selim'e yine nasıl eskisi gibi davranacağım? O elleriyle.... Kafamı hızlıca iki yana salladım ve bunları düşünmemeye çalıştım.
Gidecektim. "Geldik, Pelin." Annemin sesiyle ona döndüğümde etrafa baktım. Geldiğimizi yeni farketmiştim. Arabanın kapısını açıp dışarıya çıktım. Sanki yıllardır dışarı çıkmıyormuş gibi hissetmiştim.
Soğuk havayı iyice içime çektim ve bakışlarımı içime çektim. Şuan ölü gibi göründüğüme eminim ama elimde değildi işte. Adımlarımı evimize doğru hareket ettirdiğimde "Kızım iyi misin?" diye sordu babam.
Benim için endişeleniyorlardı. Bunu gözlerine bakınca anlıyordum. Şuan her ne kadar beni sıkmak istemeselerde iyi olduğum anda beni soru yağmuruna tutacaklarına emindim. Kafamı yavaşça aşağı ve yukarı sallayıp benim bile duyamayacağım bir seste "Evet." dedim.
Adımlarımı odama doğru hareket ettirdim ve kapıyı açarak içeri girdim. Çok fazla zaman geçmesede özlemiştim odamı. Yatağıma doğru yürüyüp uzandım ve ne yapmam gerektiğine karar verdim.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve Selim'i kendime aşık edeceğim diye daha çok yaklaşırsam onun değilde benim ona daha çok bağlanacağımı düşündüm. Evet. Kesinlikle üzülen taraf yine ben olacaktım. Yine.
Başımın ağrısıyla bunları düşünmeye son verip kapalı olan gözlerimi hiç açmadan kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
Selim'in ağzından
Adımlarım istemsizce Pelin'in evine doğru gidiyordu. Vicdan azabı çekiyordum. Onu aldattığım için. Ya Pelin onu aldattığımı öğrenip beni terkederse? Ama yok terketmez beni. Küser, konuşmaz ama beni bırakıp gitmez. Değil mi?
Peki o zaman neden içimde bir yerlerde onu kaybetme korkusu vardı? Neden? Adımlarımı daha da hızlandırıp Pelin'in evine doğru gitmeye devam ettim.
Kapının önüne geldiğimde nefes alış verişlerimin düzene girmesi için beklemeye başladım. Nefes alış-verişlerim düzene girdiğinde zile bastım. Zil sesi kulaklarımı doldururken kapıyı kimse açmamıştı.
Bir kere daha bastım bu sefer adım sesleri yaklaşırken derin bir nefes aldım ve kapının açılmasını bekledim. "Kim o?" diye ses gelince sesin kime ait olduğunu anladım. Pelin'in annesine aitti. "Selim." dedim ve kapıyı açmasını bekledim.
Kapıyı açtığında zorla gülümsemeye çalıştı ama zorla gülümsediği her haliyle belliydi. Bende zoraki bir gülümseme gönderip ayakkabılarımı çıkarttım ve içeri girdim. Bu eve daha önce geldiğim için Pelin'in odasının nerede olduğunu biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz
Lãng mạnO POPÜLER ÇOCUK OKULA YENİ GELEN BURSLU KIZLA OYUN OYNADI.. DALGA GEÇTİ.. AMA SONUNDA AŞIK OLDU....