-17-

6.9K 273 80
                                    

Medya= Melis

Okula geldiğimizde bütün gözler üzerimizdeydi. Demek popülerlik böyle birşeymiş. Ah Melis ah. Bakalım o suratın bugün çıkışta nasıl olacak. 

Aslında bu üzerimde ki gözlerden rahatsız değildim. İlk defa olduğu için. Sanırım her gün böyle giyinmeliyim.

Kendi kendime düşünürken düşüncelerimi bir kenara attım ve kafamı kaldırmasaydım keşke. Veya düşüncelerime devam etseydim. David ve Selim? Gidip şu İngiltereli'yle konuşalım. 

Sude'den 

Pelin yanımdan ayrılıp Selim ve eski sevgilisi mmm.David evet David'in yanına gitti. Yine ne planın var Pelin. Düşündümde onların yanına gideyim en iyisi.

Pelin'den

David ve Selim'in yanına geldiğimde " Selam İngiltereli. " Dedim ve gülümsedim. Aslında içten bir gülümseme değil. Sırf Selim'e inat. Şu anda Selim'e dil çıkartırdımda yeri değil.

" Selam Pelin, N'aber?" Türkçe'yi o kadarda kötü konuşmuyormuş.

" Mmm. İyi sayılır. Peki ya sen?" Yine yapmacık gülümseme.

" Seni gördüm daha iyi oldum." Dedi pis pis sırıtırken. 

Selim olmasa şimdi ağzını burnunu kırmıştım. Ama işte şu an Selim'i sinirlendirmeye çalışıyorum. Selim'in tepkisine bakmak için Selim'e döndüğümde gözlerinden adeta öfke fışkırıyordu.

Sanırım konuşmayı burada bitirsek daha iyi olur.

" Hmm. Neyse görüşürüz." Dedim ve yine Selim'in inadına yanağına bir öpücük kondurup Sude'yle kantine doğru yürümeye başladık.

" Peliin! Cidden amacın nedir?" Diye sordu endişeli bir ses tonuyla.

Gözlerimi kısarak ve dudağımı büzerek düşünmeye başladım. " Mmm. Selim'i sinirlendirmek." 

Sude kafasını iki yana sallayıp " Cidden kafayı yemişsin kızım. Selim'i sinirlendirirsen neler olacağını biliyor musun peki?" Sorduğu soruya karşılık kafamı iki yana salladım ve cevap bekledim. " Sonuç olarak Pelincim. David'i öldürmezse çok iyi olur. Tabi devam edersen."

Hem ona ne ki? O beni sevmiyor ve sadece bir oyun. Hey bir dakika! Selim'le ayrılmadım. Kendi kendime gözlerimi devirerek yürümeye başladım. Sude'ye cevap olarak omuz silksemde içimde kötü bir his var.

Ya gerçekten öldürürse? Hem Selim'le ayrılacağıma göre artık sorun kalmaz. Senden nefret ediyorum Selim. Nefret ediyorum. Nefret ediyorum. 

Düşüncelerimden Sude'nin sesiyle ayrıldım.

" Hey!? Gelsene buraya." dedi pis pis sırıtarak. 

" Sude eğer o gün ki gibi öyle bir şey yaparsan cidden elimden zor kurtulursun. " Diye cevap verdim pis pis sırıtarak.

Sude'yle bir masaya oturduğumuzda yine o çocuklar. Ağh! Anlaşılan bugün şansızlık günüm desene. Ve bir kez daha kendi kendime gözlerimi devirdim. 

" Sude." sesim boğuk çıkmıştı.

" Efendim Pelin?" Benim aksime sesi daha canlı.

" Hani sen dedin ya David'i öldürür. Selim'le ayrılacağıma göre bir şey yapmaz değil mi?"

" Bilmiyorum. Eğer bir şey yaparsa emin ol ki kıskançlıktan." Dedi pis pis sırıtarak.

" Beni sevmiyor. Ve kıskanmazda. " Diye cevap verdim onun gibi sırıtarak. 

" Hm.  Olabilir aslında ama belli olmaz. Her neyse ben kahve almaya gidiyorum sanada alıyorum?"

Cevap vermek yerine kafamı tamam anlamında salladım. Kafamı sola doğru çevirdiğimde Selim. Ve üstelik buraya doğru yani bana doğru geliyor. 

Geldiğinde Sude'nin sandalyesine oturdu ve " O yaptığında neydi?"

" Neymiş?" Dedim umursamaz gözükerek.

" Eski sevgilini yanaktan öpmeler!?"

" Bu seni ilgilendirmez tamam mı? Her şey bitti. Tabi bizim kide bir ilişki sayılırsa! Sen resmen oyun oynadın bana! Beni bütün okula rezil etmeye çalıştın! Sakın karşıma çıkma! Peki ya senin Melis sürtüğüyle yaptığın neydi ha!? Şimdi siktir git ve sakın karşıma çıkma! Umarım en yakın zamanda da bu okuldan giderim!" Oh be. Patladım sonunda. 

Onun cevap vermesini beklemeden Sude'yi kolundan çekiştirerek kantinin oradan çıkardım ve okulun dışına çıktık.

Selim'den

Aslında doğru söyledi. Daha fazlasını hakediyorum. Ben ne yaptım? Kahretsin! Sinirlerimi çıkarmak için masaya tekme attım. Aptal Selim. Bir tekme daha. Salak en başından oyun oynamaycaktın. Kahretsin! 

Melis'le ayrılmam gerek.

*****

Pelin'den 

Okul çıkışı geldiğinde Melis sürtüğünü beklemeye başladık. Sude kolumu dürterek parmağıyla bir yeri işaret etti. Melis. Şimdi bittin. Sude'ye elimle gel işareti yaparak Melis'e doğru yürümeye başladık. En masum görünüşümle ve en sevecen sesimle " Merhaba Melis. Diyorum ki biz senden özür dilemek istiyoruz ve seni bir yere götürmek istiyoruz?"

Halbuki dövmek istiyoruz. " Ne o?  Pişman mı oldunuz yoksa? Mmm. Peki tamam geliyorum." İşin bitti.

Sude'yle suratlarımıza yapmacık bir gülümseme koyduktan sonra Melis'in koluna girdik ve yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra kimsenin olmadığı bir ara sokağa getirdik. İstediğin kadar bağır kimse duymaz canım.

" S-siz ne yapıyorsunuz!?" Korktuğu kekelemesinden belliydi. 

" Sadece intikam SÜRTÜK!" Sürtük kelimesinin üstüne vurgu yaparak söylemiştim.

Melis bağıracakken saçlarından tuttuğum gibi sürükledim ve ayağa kaldırdım. Yüzünün tam ortasına yumruğu geçirdim. Ve bir tekmede karnına. Bir yumruk daha. Bir daha. Bir daha. Ve karnına bir tekme. 

" Bunla kurtulduğuna şükret sürtük! Yoksa daha kötüsünü yapabilirdik. Ve sakın ama sakın karşımıza çıkma." Dedikten sonra onay bekledik. Kafasını tamam anlamında salladıktan sonra Sude'yle pis pis sırıtarak oradan ayrıldık..

*****

Bölüm sonu sadsgfgh Umarım beğenmişsinizdir?

DengesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin