Selaam :)) geri geldimm
HATIRLATMA
Ayak seslerinden takip ettiğini anlayabiliyordum. Kimsenin olmadığı bir yere geldiğimizde durduk ve gözlerinin içine baktım. Gözlerini benden kaçırıyordu. Ne söyleyecekti ki?
"Seni dinliyorum." dedim sabırsızca.
"Şey... Sen hala beni seviyor musun?"
Söylediği şey karşısında küçük bir şok yaşadım. Bunun için mi yani? Hah! Ne sanmıştım ki. Onu sevmekten vazgeçmemi mi söyleyecekti yoksa? Bu imkansız bir şey.
"Evet. Ama bak seni sevmekten vazgeçmemi mi söylersen bu imkansız bir şey. Bunu yapamam."
Söylediğim şey karşısında kaşlarını çattı ve konuşmaya başladı "Hayır. Peki sana bir şans vermemi istermiydin?"
Bu sefer onun söylediği şey üzerine ben kaşlarıım çattım. Ne yani? Beni seviyormuydu? Evet neden olmasın? Kendi kendime düşünmekten vazgeçip Pelin'e baktım. Benden bir cevap bekliyordu. Elimi çeneme koyup ovmaya başladım ve "Mmm. Düşünmem lazım." dediğimde kaşlarıın çattı ve
"Sen bilirsin." dedi ve arkasını yürümeye başlarken kolundan tutup O'na sarıldım.
İşte ait olduğum yer burasıydı. Pelin'in yanı.
******
Pelin'den
Derse girdiğimiz de ikimizde mutluyduk. Barışmıştık. Merve ile oturmak yerine Selim'le oturmuştum. Ne de olsa yeni barışmıştık değil mi? Göz ucuyla Selim'e baktığım da o da bana bakıyordu ama benim gibi göz ucuyla değil.
Bende göz ucuyla bakmak yerine onun gibi ona dönüp baktım ve sırıttım. Aynı şekilde o da karşılık verdi. Çok tatlı sırıttığını söylemiştim değil mi? Aklıma Melis geldiğinde birden suratımı buruşturdum. Bunun üzerine Selim "Ne oldu?"
Melis konusunu açacak değildim. Yoksa açarsam biliyordum ki işin sonu iyiye değil kötüye gidecek. Düşüncelerimden ayrılıp Selim'e baktım. Benden cevap bekliyordu. Benim ise O'na verdiğim cevap şu oldu "Hiç birşey." Dedim ve gülümsedim. O da konuyu uzatmak istemediğinden herhalde benim gibi gülümsedi.
Sınıfa öğretmen geldiğinde sınıfta ki herkez ayağa kalktı ama Selim ve ben hariç. Kendimizi yormaya hiç gerek yok bence. Öğretmen sınıfa girdiğinde direk olarak size değil başkalarına bakıyor. Zaten sınıfa girer girmez de "Günaydın çocuklar. Oturun." Deyip kendi masasına geçiyor.
******
Sıkıcı bir dersin ardından eve gitme zamanı geldi. Evet annemlere gelince, onların yanına-gitmeyecektim tabiki de. Hem burada daha çok arkadaşım var kim hiç arkadaşının olmadığı yere giderdi ki Allah aşkına?
Kitaplarımı toplayıp çantama koyduktan sonra Selim'le el ele dışarı doğru yürüdük. Aklıma bu okula ilk geldiğim zaman geldi ve kendi kendime burukça gülümsedim. O zaman ne haldeydim şimdi ne haldeyim. Hayat işte. Ne zaman nerede kiminle olacağını bilemezsin.
******
Selim'le bir barın önüne geldiğimizde ikimizde durduk. Buraya daha önce hiç gelmemiştim. Ama yanımda ki kişi için aynı şeyi söyleyemem. Selim'in "Hadi." Demesiyle kendime geldim. İçeri girmeden önce ikimizinde üstüne bir göz attım. Ah! Muhteşem ikili okuldan sonra bara gidiyorlar. Ne kadar güzel değil mi? Bari eve gidip üstüme güzel birşeyler giyseydim daha iyi olurdu. Düşüncelerimden sıyrılıp Selim'le beraber içeri girdik. Ses gerçekten çok fazlaydı. Dans eden insanlar. Sevişen insanlar. Ağh! Bu iğrençti. Etrafı incelemeyi bırakıp bize doğru gelen esmer yeşil gözlü ve kahverengi up uzun saçları olan kadına odaklandı gözlerim. Fiziği gerçekten muhteşemdi.
Ve giydiği elbise göğüslerini öyle sıkıyordu ki bir an gerçekten elbisesinin üstü yırtılacak diye korktum. Evet benim fiziğim onun fiziğinin yanında gerçekten çok sönük kalıyordu. Ve bu kıyafetlerle... Gerçekten şuan onu çok kıskanıyordum. Gözlerimi kızdan ayırıp Selim'e baktım. Kıza bakıyordu. Hayranlıkla.
Kıskançlık duygum tavan yapınca Selim'in koluna bir cimcik bastım. Birden kolunu tutmasıyla korktuğunu anladım. Kaşlarımı çatıp "Neye bakıyorsun öyle? Sanki hiç kız görmemiş gibi?" Sorumun üzerine Selim eliyle saçlarını karıştırıp hafif bir tebessüm edip "Hiç sadece bakıyordum."
Ağzımı açıp birşey diyecekken yanımıza o sürtük geldi. Evet ben sürtük diyecektim. "Merhaba. Benim adım Ebru Selim Bey." diyip pis pis sırıttı Ebru. Ah hadi ama bende buradayım.
"Memnun oldum Ebru hanım." dedi Selim ve elini Ebru'ya uzattı. İkiside koyu bir sohbete daldıklarında beni hatırlamaları için bir kere öksürdüm. Selim sadece "İyi misin?" dedi ve elini sırtımda gezdirdi. Ebru denen sürtük ise sadece göz ucuyla bana iğrenirmiş gibi bakıp tekrar önüne döndü. O sırada tekrar Selim ile konuşmaya başladılar. Kız resmen Selim'in içine düşecekti. Ne kadar sürtük birisin sen.
Daha fazla dayanamayıp ayaklandım ve dışarı doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Ben kimdim ki zaten onun için? Oyuncak. Başka? Arkamdan adımın seslendiğini duyduğumda hiç umursamadan daha hızlı yürümeye devam ettim. Ve koştum. Koştum. Gerisi karanlık.
Selim'den
Arkasından adını seslendiğimi biliyordu. Duyuyordu. Ama umursamıyordu. Daha hızlı yürümeye başladı. Sonra koştu ve koştu. Nefes almak için ellerimi dizlerime koydum ve eğilip nefes aldım. Bir kaç kez soluklandıktan sonra ani fren sesiyle kafamı hızla kaldırdım. O'na benim Pelin'ime araba çarpmıştı.
*****
Geldiim :D özür dilerim arkadaşlar yine sınavlar derken yazamadım. Yazmayı unuttum. Bölüm biraz sıkıcı gibi. Aklıma gelmedi yazacak birşey o yüzden kusura bakmayın. İnşallah begenmişsinizdir :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz
RomanceO POPÜLER ÇOCUK OKULA YENİ GELEN BURSLU KIZLA OYUN OYNADI.. DALGA GEÇTİ.. AMA SONUNDA AŞIK OLDU....