Bir preserum Steve hikayesi.
Hikaye çoğunlukta Steve'in ağzından anlatılacaktır.
Ve hikayede cinsel içerik vardır.
***
Kabul edildiğim üniversite için kasabadaki hayatımı bırakıp büyük şehirdeki bir daireye yerleşmiştim. Arkadaş olmayı ne kadar istesem de buradaki insanların soğuk tavırları onlardan uzak durmamın daha iyi olacağı konusunda beni ikna etmişti. Bu yüzden her şeyi yalnız yapardım. Elbette bir zevki olmazdı ama benim gibi liseli görünümündeki biriyle kim takılmak isterdi ki?
Haksız sayılmazlardı aslında. Ne kaslıydım, ne uzun boylu, ne de erkeksi bir yüze sahiptim. Tam tersine bebeksi bir yüzüm, kısa bir boyum ve zayıf bir yapım vardı. Her şeye rağmen görünüşümü sevmişimdir. Annem hayattayken bana hep 'melek yüzlüm' derdi. Belki de bu yüzden özellikle yüzümü severdim.
Aynı apartmanda kaldığım üst kattaki komşum her zaman dikkatimi çekmiştir. Ama pek muhabbetimiz de olmamıştır. Merdivende her ona rastladığımda nasıl olduğunu sorar 'iyi' yanıtı alırdım. Pek konuşkan biri değildi. Sadece bana karşı böyle davranmazdı tâbi ki. Diğer komşular da daha önce aynı şeyleri yaşamıştı. Bu konuda yalnız olmadığıma sevinmiştim.
Yine de onu tanımayı çok istiyordum ve evine misafir olmak için birçok bahane bulup hepsini hayata geçirdim. Anahtarımı evde unutmuş numarası yaparak kendimi acındırmaya çalıştım çilingirci çağırdı. Merdivenden inerken ayağımı burkar gibi yaptım beni taksiye bindirip hastaneye yolladı. Posta kutusundaki zarfları kendi kutuma atıp yanlışlıkla koyulmuş bahanesini uydurdum bana tuhaf bir şekilde bakıp gitti.
Olmuyordu işte. Daha sonra apartmana girdiğinde tesadüfen kolunun altında taşıdığı boş tuvali gördüm. Demek resimle ilgileniyormuş. Bu ona yaklaşmak için bir fırsat gibi doğmuştu.
Kapısının önüne gelip zile bastım ve bekledim.
Yavaşça kapı açıldı ve siyah uzun saçları ıslak bir şekilde omuzlarından aşağıya süzülen adam soğuk bir şekilde ona baktı. Steve hafifçe yutkunduktan sonra konuşmayı başardı. "Şeyyy... Bucky-"
"Bana neden öyle sesleniyorsun? Tam adımı söylesene."
"Peki James."
"Bana ilk adımı söyleyecek kadar yakın da değilsin."
"Sana yakın olan biri var mı ki?"
"Ne dedin?"
Dalgınlıkla mırıldanmıştım sanırım. "Yok birşey. Geçen gün senin kolunun altında bir tuval gördüm. Sanırım resimle ilgileniyorsun Barnes."
"Evet. Bunu sormak için mi geldin?"
"Hayır. Bende resimle ilgilenmeye başladım. Acaba bana da öğretebilir misin diye sormaya geldim."
Onun içinden sabır dilediğini iç çekişinden anlamıştım. Birazcık sabrını sınıyor olabilirdim.
"Ben ders vermiyorum. Bir kursa yazıl."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE SHOT İS COMİNG 2(Stony,Stucky,Thorki)
Fanfiction"One shot is coming" hikayesinin 2. Kitabıdır. Farklı konularda yazılmış, en sevilen çiftlerin tek ya da birçok bölümden oluşan hikayeleridir. Aşk üçgeni tadında hikayeler görülebilir. Cinsellik ve etkileyici unsurlar içermektedir. B×B