□ □ □
İyi okumalarr
Deku sözde Deku'nun kaldığı odanın önündeki sandalyelerden birine oturmuş saatlerdir stresli bir şekilde bekliyordu. Gözleri 5 dakikada bir saate kayıyor gergince iç çekiyor terleyen ellerini pantolonuna silmekten gocunmuyordu. Tanrı aşkına Kacchan hep bu kadar terliyor muydu yoksa stresten dolayı mı oluyordu?
Avuç içleri kaşınmaya başladığında daha fazla yerinde duramayacağını anladı ve oturduğu yerde istemsizce salladığı sağ bacağını durdurarak ayağa kalktı.
Onun kalkmasıyla bütün gözler sarışını bulurken Deku yutkundu. Biliyordu, hepsi neden burda olduğunu merak ediyorlardı. Normal şartlar altında Bakugou bırakın Deku için endişelenmeyi onun odasının önünden bile geçmezdi o yaralansaydı. Tabi bu Deku'nun düşüncesiydi.
Deku tam kafeteryaya gidip bir şeyler alacağını ve arkadaşlarına da bir şeyler isteyip istemediğini soracaktı ki açılan dudaklarını geri kapadı. Endişeyle dudağının içini ısırırken dikkat etmesi gerektiğini aklına kazıdı. Kacchan olsaydı kimseye sormadan -hesap vermeden- kafeteryaya gider ve onların istediği şeyi de sormazdı. Birkaç fazlalık umrunda olmazdı ki onun.
Şimdi artık Bakugou olduğuna göre davranışlarına dikkat etmesi ve Bakugou gibi davranması lazımdı. Bu onun için epey zor olacaktı çünkü az önce de görüldüğü gibi kendini kontrol etmekte ufak zorluklar yaşıyor denilebilirdi.
Kafeteryaya indiğinde boş masalara oturmuş tek tük insanları gördü. Birkaç kişinin yüzü stres ve endişeyle çökmüş geri kalanları da yanlız bir şekilde mutsuz bir yüzle oturuyorlardı kendi masalarında. Kısaca hastahane ortamının yaydığı mutsuzluk ve negatif enerji nereye giderse gitsin Izuku'nun peşindeydi ve Izuku bundan o kadar nefret etmişti ki elinde olsa burayı hemen terk ederdi.
Sahte Deku'nun -sanırım ona artık böyle seslenecekti- olduğu kata çıkarken elindeki meyve suyuyla son bir kez asansör aynasından kendine baktı. Sarı saçlar, çatık ve siyah kaşlar, dolgun kırmızı dudaklar, kırmızı göz altı morlukları hafif belli olan bir yüz...
Alışık değildi ancak sorun değildi. Alışabilirdi. Bir yerden sonra öğretmenlere bu durumu söylemek zorunda kalacaklardı bu yüzden uzun bir süre boyunca Kacchan olarak kalma ihtimali vardı. Bu da alışmak zorunda demekti.
Asansör istediği kata varınca yavaş adımlarla çıktı içerisinden ve portakallı meyve suyundan son bir yudum alıp onu yanından geçtiği otomatın dibindeki çöp kutusuna attı.
Odaya doğru ilerlediğinde Uraraka'nın ayağa kalkmış kapıda duran görüntüsü, Todoroki'nin doktorla olan ciddi konuşması iyi bir şeye benzemediği için kaşlarını çattı hızla. Neler oluyordu? Kacchan uyanmış mıydı?
"Anladım.." dedi Todoroki kafasını sallayarak dikkatle dinlediği beyaz önlüklü doktora bakarak. Hemen yanındaki Iida da çocuğun yaptıklarını tekrarlıyor ikisi birlikte oldukça ciddi bir şekilde karşılarındaki doktoru dinliyorlardı.
Izuku onların yanına gitmek yerine kapının yanında çişi gelmiş gibi duran kahverengi saçlı kıza doğru yürüdü.
"Bir sorun mu var?" dedi kıza doğru.
Uraraka aniden dibinden gelen ses ile irkilerek yerinde sıçrarken refleks ile kulağını omzuna bastırdı.
"B-bakugou-kun..." dedi gözlerini kırpıştırarak dibine giren sarışından kurtulmak amacıyla bir iki adım geri giderken.
"Beni korkuttun açıkçası.." diyerek derin bir nefes aldı ve elini kulağına götürdü. Önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra sarışına baktı ve "Hayır, bir sorun yok. Hatta aslında haberler iyi diyebiliriz." dedi neşeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Shuffle Experiment || вαкυ∂єкυ
Fanfiction"Biliyor musun Kacchan, bir inanca göre insanların kalplerine değil de ruhlarına aşık olurmuşsun. Ve eğer gerçekten iki ruh birbirini seviyorsa, hangi bedende olurlarsa olsun birbirlerini bulurlarmış." - #2 dekubaku - #4 katsudeku - #7 story -