12- Alarm

916 131 112
                                    

Bizi biz yapan ne edindiğimiz tecrübeler ne de katlandığımız acılardır aslında. İkisi de yanlızca bir şeyin sonucudur bir bakıma. Verdiğimiz kararların. Hayat, verdiğimiz kararlara göre şekillenir ve kişi kendi seçimlerini verebildiği zaman bir birey olabilmiştir. Tecrübeler veya acı yanlızca bir yan etkisidir bunun.

Izuku Midoriya ise çoğu zaman verdiği kararları derin bir sorgulamadan geçirirdi, doğru kararlar verdiğine inanırdı. Mantığını takip eder olasılıkları elerken oldukça zorlanırdı. Ancak o akşam sınırına dayanmış gibi hissetmişti. O akşam ne olasılıkları ne de verdiği kararın doğruluğunu düşünmüştü. Yastığını kaptığında aklına gelen ilk şey basit huzuruna yeniden kavuşmaktı diyebilirdik aslında.

Ve işte şimdi, gözlerini açalı henüz birkaç dakika olmasına rağmen hissettiği huzura kavuştuğunu farkediyordu. Hayır, penceresinden içeri güneş girmiyor kuşlar cıvıldamıyordu. Aksine hava bulutlu ve kapalıydı, belli ki yaz yağmurlarından biri vuracaktı bu gün. Onu mutlu eden gözlerini açtığında güzel bir uyku uyumuş olmasıydı. Birkaç dakika bu hissin etkisinden çıkamadı. Gözlerini ovuşturdu ve uykusunu dağıtmaya çalıştı.

Nihayet kafasını yastıktan kaldırabilecek gücü bulabildiğinde duyduğu sesle olduğu yerde havaya sıçradı. Yatağın bazası yaptığı hareket yüzünden sallanırken Izuku aniden çalan alarm yüzünden ruhunu teslim edecekti adeta. Yan tarafından gelen boğuk uğultu yutkunup nefes bile almasını zorlaştırdı. Neyse ki bu sabah boğulmasını gerektirecek bir pozisyonda uyanmamıştı ki son yakınlaşmalarından sonra Kacchan'dan ekstra çekiniyordu.

Alarm çaldı.. çaldı.. çaldı. Yan tarafından bir inildeme ve sersem bir başın kaldırılışını hissetti Izuku. Anlaşılan Bakugou uyanmıştı. Gözlerini kapattı ve uyuyor taklidi yaptı. Yanındaki çocuk önce esnedi, odanın içinde hala can sıkıcı bir şekilde vızıldayan alarmı duymuyormuş gibi artık yeşil olan saçlarını kaşıdı ve bakışlarını odasında gezindirip en son görmekten kaçındığı yanında yatan bedene çevirdi. Kendi bedenine...

Uyurken gerçekten böyle mi görünüyordu? Hiç böyle uyuyabileceğini düşünmemişti... Böyle.. masum?

Fazla düşünmeden can sıkıcı alarm sesini kapatmak için Deku'nun üzerinden yatağın kenarına ulaştı ve yerdeki telefonunu eline alarak alarmı kapattı. Vücudunun tüm ağırlığını Deku'nun üzerine verdiği için altındaki çocuk nefes almakta epey zorluk çekiyordu.

Bakugou birkaç saniye sonra alarmı susturmuş ve tekrardan uykusuna dönmüştü. Ancak bu sefer yüzünü sarışın saçlara çevirmiş birkaç saniye boş boş bakıp kendi kafasının gerçekten bu kadar büyük olduğuna inanamayıp tekrardan uyuyakalmıştı.

Uykusunda bilinçsizce bir eli yanındaki ince beli tutarak kendine doğru çekti. Yaralı eller sanki ait olduğu yer orasıymış gibi çocuğun ince belini bulduğunda Midoriya hissettiği dokunuşlarla yarı uykulu halinden anında sıyrıldı. O da uyanmıştı ancak kendini uyumaya zorlamıştı ve şimdi belinde hissettiği sıcak el gerçekten Kacchan'ın mıydı emin olamıyordu!? Daha doğrusu inanamıyordu diyebiliriz. Başka kimin olacak, tabiki ki Kacchan'ın seni aptal?!

Deku yutkundu. Tam o sırada bir başka rahatsız edici ses odada yankılanmaya başladı. Izuku bunun öteki alarmlardan biri olduğunu hemen anladı çünkü melodisi sadece hızlandırılmış bir biçimdeydi ve telefon titriyordu.

Yerinde sabitçe durdu, en ufak bir hareket ederse bu anı bozacakmış gibi hissediyordu. Vücuduna iğneler batıyordu sanki.  Arkasındaki çocuğun homurtularını duydu tekrardan. Bakugou uyanmak üzereydi. Öyleyse neden hala daha elini belinden çekmemişti ki? Neden, neden?

Sakin ol Izuku, bilinçsizce yaptığı bir şey. Onu suçlayamassın.

Bakugou tamamen uyandığında sinir bozucu ses hala varlığını sürdürüyordu. Onu umursamak yerine bakışlarını birkaç santim ötesindeki sarı kafaya çevirdi. Hala kendi kafasına bakıyordu. Ama bir dakika? Garip olan bir şey vardı? Kolu...

Soul Shuffle Experiment  || вαкυ∂єкυ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin