"Peki.. yok mu bu işin bir çözümü?"
Karşısındaki oğlanlara tedirgince baktı Kaminari. Eğer dedikleri doğruysa onlar için endişeleniyordu dedikleri doğru değilse bile endişeleniyordu...
"Şuanlık sadece geçici iğneler var.Yanlızca bir iki saat işe yarıyorlar ve tam sonuç vermiyorlar. Aizawa Sensei ilaç yapımıyla bizzat ilgileniyor." dedi sessizce Izuku. Küçük mutfakta gece neredeyse sabaha varana kadar konuşmuşlardı.
Ellerini bulaşıkları kuruladığı havluya silen Bakugou kendi bedenindeki çocuğun yanına bir sandalye çekerek oturdu.
"Bu boktan durumdan kurtulmak için her şeyi yapardım."
Midoriyanın bakışları yanlızca hafifçe ona döndü. Dudakları düz bir çizgi şeklini aldı.
"Umarım kurtulursunuz dostum." diye mırıldandı Denki kafasını olduğu yere -Shinsou'nun omzuna- biraz daha yaslayarak.
"Yatalım artık neredeyse sabah oldu."
Shinsou'nun bu dediğine üçü de kafasını salladığında mor saçlı çocuk sevgilisini de alarak yanlarından ayrıldı.
Midoriya karşısındaki çocuğa bakmamak için boş masada gözlerini gezdirdi. Masanın köşesindeki çıkıntıyla oynarken sıkıntıyla "Ben kendi odama gideyim." dedi. Neredeyse güneş çıkmak üzereydi. Uyusa uyusa bir iki saat uyuyabilirdi. Fırtına da dinmiş yerini hafif çiseleyen yağmura bırakmıştı.
"Orası senin odan. Ben kendi odama giderim."
"Kacchan zaten uyuyamayacağım seni rahatsız etmeme gerek yok." dedi ve masadan kalktı çocuk. Yavaş adımlarla mutfaktan çıktı.
Bakugou arkasından sinirle baktı. Neden bu kadar ısrarcı olmak zorundaydı ki? İnat küpüydü adeta. O izin vermişti işte ne olurdu ki sorgulamadan sadece gidip kendi yatağında uyusaydı?
Masadan sakince kalkıp kafası aşağı doğru eğik arkası dönük yürümekte olan çocuğun yanına vardı.
"Hey? Kıt mısın sen? Geç odana uyu işte."
Midoriya aniden onun sesini duymasıyla dönüp yanındaki oğlana baktı. Sorgulamaktan korkarak çocuğun dediğini kabul etti ve ikili Izuku'nun odasına vardılar. Kapıyı elindeki kartla açtığı sırada hala arkasında dikilen Katsuki bir elini kapı girişine dayadı ve "Birkaç şey almam lazım." dedi.
Izuku dalgınca kafasını sallayıp elindeki kartı dağınık çalışma masasının üzerine fırlatıp yatağının ucuna oturdu. Bakugou hızlıca masaya dağılmış dağınık kağıtları toparlarken Izuku yere düşmüş bir kağıdı farkederek eline aldı. Tam çocuğa geri verecekti ki içindeki bir yazıya gözü çarptı.
'Deku'
İsmi yuvarlak içine alınmış büyük harflerle yazılmıştı. Ürkerek altındaki nispeten daha küçük harflerle yazılan kırmızı yazıyı okudu.
" Gözler sözlerden daha güçlüdür.
Ruhlarsa kederden;
Eğer benimle gelirsen
kurtulursun bu ebedi esaretten.Tutunursun kendi ruhuna
Yanlızca bir dokunuşla."Çocuk sesli bir şekilde elindeki yazıyı okuduğunda Bakugou hızla arkasını döndü.
"Onu nerden buldun?!" Çocuğun elinden kağıdı hızlıca çekerek avucunda buruşturdu.
"Kacchan bu nedir?"
"Hiçbir şey. Sana açıklama yapmak zorunda değilim. "
Gerçektende açıklama yapmak zorunda değildi.Ama onun bile kabul etmesi gerekirdi ki yardıma ihtiyacı vardı. Günlerdir -yani Deku ile el ele tutuştukları günden beri- kütüphaneye gidiyor ve ruh değiştirme deneyi ile alakalı bir şeyler arıyordu ama hiçbir şey yoktu. Her kitabı açmış o lanet internet denilen şeye bile bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Shuffle Experiment || вαкυ∂єкυ
Fiksi Penggemar"Biliyor musun Kacchan, bir inanca göre insanların kalplerine değil de ruhlarına aşık olurmuşsun. Ve eğer gerçekten iki ruh birbirini seviyorsa, hangi bedende olurlarsa olsun birbirlerini bulurlarmış." - #2 dekubaku - #4 katsudeku - #7 story -