16- Islanmak

333 32 26
                                    

Kaminari ve Shinsou'nun birlikte çimenlerde ıslandığı o güneşli günden ;

"Üstün ıslanmış." dedi güneşe tezat bir oranla parıldayan sarı saçlı oğlan. Yaklaşık yarım saattir iki çocukta yüzlerine vuran sıcak güneşin eşliğinde çimenlerde uzanıp sessizliğin, zaman zaman otların arasından geçen arıların belki birkaç arabanın ve arada sırada kafasına göre esen rüzgarın hafif uğultusunu duyuyorlardı.

Shinsou kapalı gözlerini aralayıp gelişi güzel bür şekilde hala kurumamış tişörtüne baktı.

"Değiştiririm eve geçince bir şey olmaz."

Sarışın çocuk güldü. Komik bile değildi söylediği.

"Olmaz öyle. Annemler evde değil, sana tişört vermemi ister misin? "

Mor saçlı genç çocuğun bu sözlerle kaşları çatıldı. İlk defa tanıdığınız ve birlikte ıslandığınız komşunuz sizi evine çağırıyordu, garip değil miydi ki bu?

Onun kararsız bakışlarını gören Denki iki yana açtığı ellerinden birini başına, kulağının hemen üstüne, koydu ve dirseğini kolundan kırarak yan dönüp karşısındaki oğlana baktı. "Hadi ama, yemem seni. " dedi sırıtarak. Pekala, olayların buraya varacağını o da tahmin etmiyordu ancak daha çok tanımak istiyordu karşısındaki oğlanı.

Shinsou birkaç saniye baktı kararsız gözlerle. İçten içe merak ediyordu neden onunla hala konuştuğunu...

"Peki.. " dedi, nasıl olsa sıkılacaktı o da.

"Harika! " diyerek ani bir heyecanla öne doğru atılıp yerinden doğruldu sarışın. Ayağa kalkıp poposuna yapışan otları silkeledi ve neredeyse kurumuş üstüne yapışan tozları ayıkladı. Sonunda eve girebilecek kadar temiz olduğuna inandığında son bir kez kafasını yukarıya çevirip gözlerini kısarak parıldayan güneşe baktı ve "Hadi! " diyerek kalkması için elini uzattı onu izleyen çocuğa.

Shinsou tereddütte kaldı, Denki'nin eline bir de gözlerine baktı. Sonra emin olur gibi kısıldı gözleri ufak bir hamleyle kafasını salladı ve ona uzatılan eli sıkıca kavrayarak ayağa kalkıp Denki'nin yaptığı işlemleri tekrarladı. Bu sırada anahtarla girişi açan sarışın kapıyı sonuna kadar açıp "Hoşgeldin." diyerek gülümsedi yanında dikilen oğlana.

Yerlere su damlatarak ilerledi koridor boyunca iki oğlan da. Kapıyı kapatır kapatmaz "Sen üst kata çık. Ben de geliyorum şimdi. " dedi Denki.

Shinsou başını sallayarak daha fazla etrafa su sıçratmamak için merdivenin trabzanlarına tutundu.

Soldan ilk kapıyı araladığında sarışın çocuğun odasına giriş yapmıştı. Hemen köşede duran siyah bir elektro gitar ile onu karşılıyordu odası. Sarılı-siyahlı yatak örtüsü ve yatağının yanına iliştirilmiş bir çalışma masası vardı. Yatağa oturmak istemediğinden suların siyah halıya damlamasına izin verdi.

"Al bakalım." dedi Kaminarı kapıyı aralayıp içeri girerken. Elindeki havluyu uzattı.

Shinsou saçlarını karıştırırken duvarda asılı duran birkaç kahraman posterine baktı. "Odan çok güzelmiş."

Sarışın memnuniyetle gülümsedi.

"Duvarları babamla boyadık da." dedi sanki odasının güzel olma sebebi tek buymuş gibi.

"Çalmayı biliyor musun?" dedi Shinsou duvar kenarında duran gitarı göstererek. Kaminari evet anlamında kafasını salladı. "Sana göstermemi ister misin?"

Çocuğun cevap vermesine fırsat tanımadan duvarın kenarında duran gitarı kaptığı gibi askısını omzundan geçirdi ve onun arkasına geçerek "Bak şimdi... çok basit." dedi. Shinsou şaşkınlıkla bir anda boynuna asılan gitarı tuttu. "Ellerini böyle koy." "Evet, aynen böyle."

"Bu sol." dedi ve elinin altında duran parmakları hafifçe tellere değdirdi Denki.

"Bu la." Shinsou homurdandığında Denki de sırıttı. Shinsou gitardan anlamsız sesler çıkardığında Denki çocuğun ellerini sıkıca tuttu. "Hayır, hayır. Yavaşça değdirmen lazım parmaklarını."

Sonra çocuğun parmağını avcunun içine aldı. "Bak böyle." Odada ince bir ses yankılandı. Mor saçlı çocuk başını hafifçe çevirdiğinde arkasındaki bedeni gördü. Kendine gülümsüyordu, başarmıştı ne de olsa.

"Gamzen mi vardı senin?" diye kaba bir şekilde sordu kendine gülümseyen çocuğa.

Denki aniden geri çekildi ve elini ürkekçe saçlarına atarak anın büyüsünü bozdu. "Ha, evet ya şey.. İki tane."

Shinsou gitarın askısını boynundan çıkardı. Çalışma masasına yasladı. Ne yapması gerektiğini farketmişti artık, bütün hücreleri bütün hormonları kalbi ve beyni biliyordu ki bu çocuk onun olmadan durmayacaktı.

"Üstünü çıkar."

"Ne?" dedi sarışın aniden şokla.

"Üstünü çıkar."

Bir adım attı çocuğa.

Denki omurgasından yukarı doğru bir ürpertinin geçtiğini hissetti.

"D-dostum eğer özgünlüğünü bana karşı kullanmaya çalışıyorsan yemin ederim ki seni öldürürüm."

Shinsou bunun üzerine durdu. Bir adım daha atsa burun burunalardı. Yanlızca bir adım.

"Asla. Asla bunu yapmam." dedi sessizce.

"Tamam ama.. sen öyle üstüme gelince... Ne bileyim korktum yani."

Ve attı. O bir adımı attı.

Dudaklarını sarışını dudaklarına kapattığı anda bütün dünyası fıldır fıldır dönmeye bütün düşünceleri birbirine karışmaya başladı. Hissettikleri, yaşadıkları, hayal ettikleri, kurdukları, düşünceleri hepsi birbirine karıştı. Kafasının içinde milyonlarca kök birleşti.

Hala ona bir tepki vermemiş çocuğun ağzının içine dilini gönderdi ve dudaklarının altındaki limon tadını güzelce emdi, keyfini çıkardı.

Nihayet ayrıldığında karşısındaki oğlanın şok olmuş suratına kendinde oldukça emin ve ciddi bir ifadeyle baktı.

"Benimsin Denki. Benim."

Sarışının bu sözlere ne tepki vereceğini aslında tam kestiremiyordu tabi ama beklediği tepkinin de onun dudaklarına asılıp saçlarını arsızca çekiştirmeye başlayan oğlan olduğunu söyleyemezdi. Gel gelelim şikayetçi miydi? Asla. Hiç.

Ne sarışının tişörtünü hızla yere atarken ne de onun boynunda birkaç gün geçmeyecek morluklar bırakırken..

__

kontrol etmeden atıyorum çoook uzun zamandır yayımlayacagım ilk parçam nadide eserim beni gaza getirin ltfn de birsürü bölüm yazayım (amin)

Soul Shuffle Experiment  || вαкυ∂єкυ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin