broken heart

1.8K 261 164
                                    

Birazdan matematik dersi başlayacaktı ve ben çoktan hazırlanmıştım. İki gün önce gelen özür mesajlarını hala unutamıyor, canım sıkıldıkça kendi egomu tatmin etmek için açıp açıp okuyordum.
Çok iyi bir histi.

Dersin tam saati gelince id ve şifreyi girdikten sonra bekleme odasında hocanın beni almasını bekledim. Aslında ona bazen Seonghwa da diyordum kendi içimde ve Seonghwa demek daha hoşuma gidiyordu neden bilmiyorum.

Artık alışmıştım da bu kamera olayına.
Derste Seonghwa söylemeden kameramı açıyor ve en azından emin olduğum sorularda parmak kaldırıyordum. Seonghwa ben parmak kaldırmadan beni asla kaldırmıyordu ve bu gerçekten çok hoşuma gidiyordu...
Ondan aldığım özel dersler sayesinde matematiğimi çok çok kötüden çok kötüye çıkarabilmiştim, şükür ki...

Bekleme odasında çok beklemeden hemen beni derse almıştı.
Benimle beraber bir kaç kişi daha derse katılmıştı, şuan 15 kişiydik.

Rutin bir şekilde kameramı açıp ses bağlantısını sağladım ve mikrofonumu kapattım.

" Günaydın herkese."

Dedi çok samimi olmayan bir sesle. İçimden ona karşılık günaydın demek geliyordu ama utanıyordum.
Bunca kişinin arasından benim günaydın demem garip kaçardı değil mi?

" Günaydın hocam."

Bir kişinin sesini duyunca bende cesaretlenip günaydın demek için mikrofonumu açtım.

" Günaydın hocam."

Masasının üstünde kitaplarını düzenlerken ikimizin de günaydın demesine bir tepki göstermemişti.
Her neyse, buna takılmamalıydım.

" Bugün yeni konuya geçiyoruz. Sınıf başkanı, yoklama ss'ini aldın mı? Derse gelmeyen var mı?"

Sınıf başkanı Jongho'ydu..

" Aldım hocam. 2 kişi yok."

" İsimlerini soyadları ile birlikte söyler misin?"

Jongho 'tamam' demiş ve gelmeyenleri Seonghwa'ya söylemişti.

Kısa bir süre içinde yoklama işi de bitince derse geçmiştik artık.
Seonghwa yeni konuyu anlatmaya başlamıştı. İstemsizce gözlerim ekranda onu bulurken çok hafif gülümsedim ve hazır ders anlatıyorken kısaca üstünü süzdüm.

Beyaz bir tshirt ve üstüne de siyah örgü hırkası giymiş, bu sade haliyle bile mükemmel gözüküyordu. Gerçekten bu adam üstüne ne giyse güzelleştiriyordu sanki.

Çuval giyse yakışır derler ya, onunki de o hesaptı.

Ekranda daha iyi gözükmek için önüme düşen mavi saçımı arkaya ittirmiş ve çok hafif gülümsemiştim. Ne bileyim işte, beni fark etmesini falan istiyordum. Bugün zaten farklı bir havadaydı, biraz agresif davranıyordu ama ben yine de beni fark etmesi ve tekrardan bir önceki seferde olduğu gibi online olarak bir kaç saniye birbirimizin gözlerinin içine bakalım istiyordum.

" Anlamayan var mı? Yoksa geçiyorum, zaman kaybetmeyelim."

Sorduğu şeyle irkilip yazdığı şeylere baktım. Konuyu çoktan anlatmıştı bile. Ne ara bu kadar çabuk geçmişti hayret etmiştim açıkçası.

" Hocam ben anlamadım. Bir kez daha anlatabilir misiniz?"

Dedim utanarak.
Onun yüzünden dersi kaçırmıştım tabiki tekrar anlatmasını isteyecektim.

" Bu kadar basit bir konuyu nasıl anlamadın ki? Her neyse."

Sona doğru kısık çıkmıştı sesi.
Hemen mikrofonumu kapattım.
Kırılmıştım...
Böyle bir cevabı kesinlikle beklemiyordum. O an içime bir yumrunun oturduğunu hissettim...

Sadece biz bizeyken, havadan sudan konuşan, komik anılarını anlatıp dersi eğlenceli hale getiren adam, şuan beni aşağılamıştı. Hem de tüm sınıfın önünde.

Ne olmuştu birden bire?
Yanlış bir şey mi yapmıştım?

Düm düz bir suratla kısaca konuyu tekrar anlatıp, anlayıp anlamadığımı sormadan direk sorulara geçmişti.
Sanki konuyu anlamayan ben değilmişim gibi umursamadı beni.
Anlayıp anlamadığım umrunda bile değildi.
Oysa test sorularında anlamadığım en ufak noktada ona sormamı, ondan yardım almamı isteyen kendisiydi.
Peki şimdi ne değişmişti?

Neden kalbimi kırmakta bu kadar ısrarcıydı bugün?

𝘖𝘯𝘭𝘪𝘯𝘦 𝘓𝘰𝘷𝘦♡ seongjoong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin