𝓞𝓤𝓡 𝓔𝓨𝓔𝓢 𝓜𝓔𝓔𝓣 𝓐𝓖𝓐𝓘̇𝓝🌿👀💦

153 24 54
                                    

Gökyüzü biraz daha karanlıklaştı, mavi üstüne mavi, her saniye biraz daha mavi ve daha derin, çok daha derin gölgeleri gecenin... Haruki Murakami

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

💎
💎
💎 I̥ͦy̥ͦı̥ͦ O̥ͦk̥ͦu̥ͦm̥ͦḁͦl̥ͦḁͦr̥ͦ💞💞💞
💎
💎

Gerçi geleceği bile kesin olmayan biri için umutsuz hayaller kuruyordu ama elinden helen tek şey buydu...

Çaresizlik ruhunu esir almıştı...

🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟

Genç kız son olarak, ayağına krem rengi topuklularını da geçirerek dışarı çıktı. Üzerine dizlerinin hemen üzerinde biten bebe mavisi renginde çiçek ve yaprak desenleri olan bir elbise giymişti. Dudağına parlatıcı sürmüş ve saçlarını salmıştı.

 Dudağına parlatıcı sürmüş ve saçlarını salmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(👆)

Yani gayet sade bir şekilde hazırlanmıştı. Zaten bir kaç günün yorgunluğundan dolayı çok fazla uğraşacak halide yoktu. Telefonuna gelen konuma doğru yavaşça ilerlemeye başladığında aklını yine büyük bir düşünce bulutu sarmıştı...

Bugün tanıştıkları o adam hakkında...

Kara kedi-ye çok fazla benziyordu ve bu içinde büyük bir karmaşa yaratmıştı.

O geri dönmüş olabilir miydi?

Ama geri dönse neden bu halde gelmek isterdi ki?

Marinette kafasındaki düşünce bulutunu dağıtarak, gelmiş olduğu konuma doğru yavaşça ilerledi.

Yanlız gelmeyi tercih etmişti. Kafasını tüm günün karmaşasından biraz da olsa uzaklaştıracağını düşünmüştü ama bu hiçte düşündüğü gibi olmamıştı...

Genç kız yavaşça yumruk yapmış olduğu elini kapıya bir kaç kez vurdu. Daha elini indirmeden açılan kapıyla beraber yine O zümrüt yeşili gözlerle karşı karşıya gelmişti.  Genç kız içinden geçen -o zümrüt yeşili gözlerde kaybolma isteğine- engel olamıyordu...

O gözler genç kız için hem huzuru hemde sızlayan yarasını temsil ediyordu.

Farketmeden ağzından çıkan  ' kara kedi' şeklindeki fısıltıyla hızla gözlerini pörtletti. Genç adamın duymamış olduğunu umarak boğazını temizledi.

-İçeri geçmez misin?

-oh tabi ^^

Marinette yavaşça genç adamın yönlendirdiği yere doğru ilerledi.

Gri uzun koltuğa oturduklarında onlar için uzun bir toplantı süreci başlamış bulunmaktaydı...

💎💎💎💎💎💎💎💎💎

Aradan geçen bir saatlik konuşma süreci zaten yorgun olan genç kızın uykusunu getirmişti. Artık ne bedeni ne ruhu ne de zihni bu yorgunlukları taşıyamıyordu...

Zaten yoğun olan hayatı bir kaç gündür daha da dolmuştu ve bunu artık taşıyabileceği konusunda emin değildi...

Manevi olarak baya bir desteğe ihtiyacı vardı. Bunu kendisi de biliyordu ama bu desteği ona sağlayabilecek tek kişi de ortalarda yoktu...

Genç kız günden güne hayat denen bu bataklığa daha çok batıyordu...

Ama yapacak hiç bir şeyi kalmamış gibi hissetmekten de nefret ediyordu.

Marinette, Adrien'ın ona ismiyle seslenişiyle düşüncelerinden arındığında, ancak o zaman, gözlerinin dolduğunu farkedebilmişti...

Hızla ağzından 'laobo ne tarafta?' Sorusu çıkmıştı. Çünkü kendiside biliyordu ki ağlama seansı vakti gelmişti ve biraz daha burada durursa, Bu noktada hüngür hüngür ağlamaya başlayacaktı...

Genç adam şaşkın gözlerle Marinette'yi bakarken bir yandan da elini yukarıya kaldırdı.

-Yukarı, soldan 3. Kapının karşısı.

Genç kız işittiği cümleyle, Hızla oturmuş olduğu gri koltuktan kalkarak, hızlı ve seri adımlarla yukarıya doğru yürümeye başladı.

Bir üst kata geldiğinde laobonun hangi tarafta olduğuna dair verilen yol tarifini unutmuştu ki bu da oldukça normaldi.

Şu an kendinde değildi.

Bir an önce içindeki zehri akıtması gerekiyordu.

İçindeki yangınları söndürmesi gerekiyordu.

Gerçi göz yaşlarının içindeki yangınları ne kadar söndüreceği meçhuldü...

Kafasını kendine gelmek istercesine aşağı ve yukarıya doğru salladı. Artık yavaş yavaş bilincini kaybediyormuş gibi hissediyordu...

Bir kaç dakika olduğu yerde durarak kendine gelmeye çalıştı - ki bunda başarılıda olmuştu...

Derin bir nefes alarak önündeki ilk kapıdan içeri girdi.

İçerisi siyahtan ibaret bir odaydı ve bu istemsizce gözünün önüne eski anıları getirmişti.

Neden bu adamla ilgili her şey ona kara kediyi hatırlatıyordu ki?!

Genç kız odanın içine doğru bir kaç adım atmıştı ki, yatağın üzerinde duran siyah bir maske gördü.

Tam maskeyi incelemek için yatağa doğru uzanacakken  boynunda hissettiği sıcak nefesle hızla o yöne doğru döndü.

Arkasını döner dönmez Adrien ile burun buruna gelmişlerdi. Marinette bu durumdan rahatsız olarak, bir adım geri çekilmek istediğinde ayağı yanlışlıkla kaymıştı. Genç adam onu belinden tutarak yere düşmesini önlemişti.

Bu küçük sakarlık istemsizce bu iki genci btbirine daha da fazla yakılaştırmıştı. Ani olan bu yaklaşımdan ötürü iki gençte birbirine şaşkınlıkla bakıyordular...

Ve

Dudaklarının arasında sadece bir kaç milimetre kalmıştı...

Odada hakim olan sessizliğe  hızla atan katikalış sesleri eşlik ediyordu.

Bakışlar her şeyi anlatırdı ve tam bu noktada bakışlar aşkın tatlı notasını çalıyorlardı...

𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔𖣔

Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit yeşerir taze bir başak. (İskender Pala)

💖
💖
💖
💖
💖 A smile is enough for doors that 💖open to hope, a tear is enough for 💖the screams you scream with your 💖heart🌸🌸🌸
💖
💖
💖
💖
💖

𝓔𝓨𝓔𝓢  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin