7

1.8K 173 55
                                    

Tüm gece yatağımda dönüp dönüp durmuştum.
Eğer birine ilgi duymaya başlarsanız böyle oluyor. Güzel bir hayal kurana kadar onu düşünmekten uyuyamıyorsunuz.

Ertesi gün okula geldiğimde ilginç bir şekilde kenarlar çatışmıyorlardı. Onun yerine kendi aralarında gizli bir şeyler konuşuyorlarmış gibiydi.

Sınıfa girer girmez büyük bir sessizlik çökmüştü. Bana bakan gözlere bakındım ve anlam veremeyip sırama geçtim. Oturunca fısıldaşmalar tekrar kıpırdanmaya başlamıştı.

Benden bir dakika sonra da Ömer sınıfa girince aynı şey yaşandı. Tek fark Ömer bunu ya fark etmemişti ya da umursamıyordu. Her zamanki gibi kitabına gömülmüştü.

Giray Ömer'e baktığımı fark etmiş olacak ki kolumdan çekiştirip kaş göz yaptı. Dışarı gelmemi söylüyordu. Onun arkasından ben de sınıftan ayrıldım.

"Ege"

"Niye herkes tuhaf tuhaf sınıfta Giray?"

"Ben de sana aynısını diyecektim. Sen ne iş?"

"Ne ne iş?"

"Ömer'le?"

"Takılıyoruz. Ne oldu ki?"

"İyi misin oğlum sen? Aklın yerinde mi, sen demiyor muydun duvar kenarı köylülerinin konuşan bizden değildir diye? Ne oluyor oğlum?"

"Ben de ilk başta öyle düşünüyordum, ama o onlardan değil."

"Ne demek değil? Sen delirtecek misin bizi? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu ha?"

"Giray iki saniye sakinleşir misin? Bir şey yok, iki kelam ettik diye hain mi oluyoruz?"

"Sizin eve gelmesini de açıkla o zaman."

"Nerden çıkarıyorsun?"

"Korkak."

"Ayıp oluyor kardeşim yalnız. Ben ne yaptığımı iyi biliyorum. Yakında kanıtlarım."

Somurtmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu Giray.

"Bir süre kafa dağıtmamız iyi olur. Ben orta sıraya geçiyorum."

Sınıfa hızlıca girip çantamı aldım. Giray arkamdan gelip omzumdan yakaladı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? "

"Altı üstü birkaç günlüğüne orta sırada oturacağım, ne uzattınız."

Sınıftaki herkesin bu radikal değişiklikten rahatsız olduğunu hissediyordum. Ama Ömerle tanıştığımdan beri bazı saçmalıkları görebilmeyi başlamıştım. Bu yüzden boyun eğmeyecektim.

Çantamdan geçen hafta alıp hala bitiremediğim kitabı çıkarıp okumaya devam ettim. Sınıf sepsessizdi.

Her iki taraftandan kovuluyoruz sanırım, diye düşündüm. Çünkü ne cam kenarı bana ne de duvar kenarı Ömer'e  iyi gözle bakıyordu. O an Ömer olmak istedim, hiçbir şekilde odağını kaybetmiyordu çünkü.

Ayrıca bu sene üniversite sınavına girecektim, biraz derslerime yoğunlaşmam daha iyi olacaktı.

Tepki çekmemek için tüm derslere katıldım ve Ömer'e bakmamaya çalıştım.

---

Çıkışta hemen toparlanıp sınıftan kaçarcasına çıktım. Ardımdan koşan birinin sesi geliyordu. Aldırış etmeyip yürümeye devam ettim. Adımların sesi gittikçe yükselince durdum. Ömer'di.

Nefes nefese kalmıştı. Kolunu omzuma atıp bir süre dinlendi.

Komik gelmişti. Biraz güldüm. O da gülümsüyordu hızlı hızlı nefes alırken.

Arkamdan birilerinin bizi izlediğinden o kadar emindim ki. Ama bilmiyormuş gibi davranacaktım. Ömer kendine gelince yürümeye devam ettik.

"Ne vardı azıcık yavaş çıksan sınıftan?"

"Bir gün de ben önce çıkayım dedim."

Hiçbir şey olmamış gibi davranması eskisi kadar gözüme batmıyordu.

Hala birileri arkamızdaydı, hissedebiliyordum. Ve bu sinirimi bozuyordu. Sonunda dayanamayıp konuyu açtım.

"Birileri senin bizim eve geldiğini görmüş."

"Hmm, doğrudur."

Nasıl bu kadar umursamaz olabiliyordu, ya da ben çok abartıyordum.

Her zamanki banka geçip oturduk.

"Şu soruya bir bakar mısın Ege?"

"Tabii." diyip kitabı elime aldım ve içimden okumaya başladım.

Ben işlemleri yaparken sordu.

"Allah'a inanıyor musun Ege?"

"Sanırım."

Bir anda rüzgar hiddetlenip önümüzdeki sarı yaprakları üfürdü.

"Neden sanırım dedin?"

"Allah'a inanmanın hayatımda bir şey değiştireceğini düşünmüyorum çünkü. "

Sustu.

"Sen neden inanıyorsun?"

"Başka türlü açıklayamıyorum hiçbir şeyi, o yüzden."

Sonucu bulup şıkkı işaretledim.

"Gel anlatayım soruyu. "

Biraz yaklaştı.

Müezzin'in Oğlu (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin