8

1.7K 174 55
                                    

Bir hafta daha geçmişti.

Duvar kenarı Ömer'e, cam kenarı da bana çok feci posta koymuştu. Biz ikimizde orta sırada yan yana oturmaya başlamıştık. Ve nasıl oluyordu bilmiyorum ama atışmalar azalmıştı. Onun yerine tüm odak birden biz oluvermiştik.

Ömer sayesinde dersleri çok daha iyi dinliyor, onun yanındayken sürekli çalışmam gerektiğini düşünüyordum, onun arkadaşlığına layık olabilmek için.

Bir gün onunla okul çıkışı yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Dersten sonra beraber çıktık.

Her zamanki gibi usulca esiyordu rüzgar. Lafı ilk o açtı.

"Ege."

"Buyur."

"Sizinkiler benim ailemi öğrenseydi ne olurdu?"

Havalanan kuşu izledim bir süre.

"Bilmem, herhalde olumlu karşılamazlardı. "

"Sanırım benimkiler de öyle."

Biraz bekledi ve devam etti.

"Ama ben arkadaş olduğumuz için çok mutluyum biliyor musun?"

"Ben de öyle. "

"Bugün sana başka bir şey anlatacağım."

"Tamam."

"Sağ ve sol omzumuzda iki tane melek var. Bu melekler yaptığımız her şeyi not ederler. Not aldıkları deftere de Amel defteri denir."

Dikkatlice dinliyordum.

"Öldükten sonra da bu Amel defterinden sorguya çekiliyoruz."

"Bu kadar hayali bir şeye nasıl inanabiliyorsunuz anlamıyorum."

"Bir şeyin bir kısmına inanırsan hepsine inanıyorsun bir süre sonra."

Birinden biraz etkilenince bir süre sonra tümüyle onun büyüsüne kapılıyorsun.

O an bir şeyi fark edip şaşırmıştım.

"Yani Allah'a aşık mısın?"

Kahkahalarla gülmeye başladı.

"Bildiğimiz aşk değil ama, gerçekten çok kuvvetli bir sevgi. "

Bir şeyi hatırlamaya çalışır gibiydi.

"Mevlana mesela sürekli Allah aşkıyla alakalı şeyler yazar ve söylerdi. "

"Mevlana Şems'e aşıktı diyenler de var."

Gülümsedi.

"O sevgi aslında Allah aşkının bir tasavvurudur."

Anlamamıştım.
Biraz düşünüp sözüne devam etti.

"Platon'u biliyorsundur."

"Evet."

"Ona göre burada gördüğümüz her şey aslında idealar dünyasından bir yansıma. Şimdi merak ediyorsundur bununla Mevlananın aşkıyla ne alakası olduğunu."

Sarı yapraklar sağa sola çekilip yolu berraklaştırıyorlardı.

"İdealar dünyasındaki her şey mükemmeldi, ve aslında burada gördüğümüz her şey o mükemmelliğin bir kopyası. "

Bana bakarak devam etti.

"Mesela Mevlananın Şems'e olan sevgisi, senin bana benim sana olan sevgim, ebeveynlerimizin aşkı aslında mükemmel olan Allah aşkının birer kopyası."

Gözlerimi ondan çekip ileriye bakmaya başladım.

"Duamdaki gözyaşım kadar edepliydi. İçime düşen aşkın...
Ey benim beşeri aldanışım,
Ben seni kalbime koyana sevdalıyım, demiş Mevlana."

Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek şeyler yine yaşanıyordu.
Hor görmeyip anlamaya çalışıyordum.
Düşündükçe de mantıklı geliyordu.
Düşünmemek istediğimi, ve kendi kendime bir iç savaş verdiğimi hatırlıyorum.

Müezzin'in Oğlu (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin