6.Bölüm◇

60 24 0
                                    

İyi okumalar.

Mesafe #17'deyiz!

Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.

Franz Kafka

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

''Bu ne kadar saçma bir iş ya?! Dizimi çekiyoruz burada,ben neden senin anlamsız düşmanların yüzünden madur oluyorum,anlatsana biraz.'' Ayağa kalkıp sinirle sarf ettiğim sözler karşısında suratında bir mimik oynamadan gözlerimin içine bakıyordu,yine o ifadesiz suratını takınmıştı işte.

Tahsin duruma el koymak ister gibi araya girdi. ''Biraz sakin ol Efsa,Haklısın ama senin oradan geçmen tamamen şans eseri,bizim bu durumda yapabileceğimiz birşey yok. Seni korumayı amaçlıyoruz,anlıyorsun değil mi?''

Gereksiz çıkıştığımı hissedip yavaş çekimde başımı salladım,Haydar'ı bugün bizim Timle alacaktık ama maalesef bugün buraya yaptıkları baskından sonra onu yapabilecek miydik bilmiyordum; Zaten Karan'a yakın olmam gerekiyordu bir nevi işime gelmişti fakat hesaba beni öpmesini katmamıştım. Beni öpsün istememiştim;

Çünkü Elalarına baktığım da ben tek bir duygu hissediyordum; Nefret.

Yutkundum,biraz Kimya çalışmam gerekiyordu,eksik hissediyordum. Karan gözlerini ayırmadan bana bakıyordu,içimi okur gibi bakması rahatsız hissetmeme sebep oldu. Yavaşça ona döndüm. ''Pansuman yapmam gerekiyor,malzemeler nerde?'' Tahsin hızla oturduğu yerden kalkıp salondan çıktı,sanırım o getirecekti.Beklemeye koyuldum,Karanla aramızda ölüm sessizliği varken bakışlarım elalarını buldu,sonra da beni yarım saat önce öpmüş dudaklarını.

Gözlerimi kırpıştırıp salonun en ücra köşelerinde gezdirdim,yüksek tavan salona soft bir gösteriş katmıştı.Hem sıcak hem gösterişli havası beni rahatlatırken bu salonun Karan'ı asla temsil etmediğini fark ettim,acaba kimin zevkiydi?

Tahsin yanıma gelip önüme ilk yardım çantasını bırakınca elime alıp gülümseyerek kısa bir teşekkür edip merdivenlerin yolunu tuttum.

Arkamdan gelen adımları hissedince çıktığım beyazlarla parlayan odaya tekrar girerek kapıyı arkamdan kapatmadım,Karan'ın arkamdan geldiğini hissediyordum. Yatağa yavaşça oturduğumda o da tam çaprazımdaki koltuğa geçti,ellerini koltuğun kolaçanına koyup sıkıntılı bir nefes vererek konuştu;

''Annem gibi.'' Kaşlarımı çatıp ilkyardım çantasındaki bakışlarımı gözlerine çıkardım. Neyden bahsediyordu? ''Gözlerin,ellerin.." durdu,dudaklarından sert bir soluk dökülüp dudaklarını ağır ağır yaladı ve konuşmasına kaldığı yerden devam etti

Zorlanıyor gibi bir hali vardı. "Kokun."

Gözlerim istemsiz dolunca beni annemden ayıran adamın beni annesine benzetmesi kadar acı bir hayatta olduğumu iliklerime kadar hissetmiştim.

İfadesiz yüzünden anlık bir acı geçince ayaklanıp yanına ulaştım,görüntüsü dağları aşan adamın kalbini dağlar aşmıştı. Yanına oturup sol koluma dikkat ederek boynuna sarıldım,burnumu karanfil kokusu doldurunca ikimizinde birbirimizde annemize dair birşeyler buluyor oluşumuz gözlerimden bir iki damla yaş akmasına sebep olmuştu.Bu tamamen içimden gelen bir ataktı ve intikamımı bir köşeye bırakmıştım. Bunu beklemiyor olacaktı ki elleri bir süre yanlarında kaldı,tam ellerimi boynundan çekeceğim sırada koca elleri belimi buldu,yüzünü boynuma gömüp derin bir iç çekti,aynı benim yaptığım gibi.

Ne kadar acılarını görsem de hala yıkılmaz duruşu ona üzülmeme izin vermiyordu. Kollarımı boynundan çekince bir süre elalarını inceledim,bana sanki bir nimetmişim gibi bakıyor oluşu kalbimi hızlandırırken bu durumdan kurtulmak için ayağa kalktım. Çantama doğru ilerleyip içinden sigara paketimi aldım,bakışlarım beyaz odanın dışındaki parlayan terasa kayınca o da benim gibi kalkıp terasa geçti. İkimiz terastaki puflara otururken onun koca bedeni mavi pufun içersinde anlamsız bir büyüklük oluşturmuştu,suratımda tok bir tebessüm olunca sigaramı çıkarıp paketi onunla ortamda bulunan masaya attım.

Sıfırdan Bire |206Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin