Elimdeki telefonu koltuğa fırlatmış yarı çıplak olmamı bile takmadan oturmuştum. Hyunjin boxerıyla ayakta dikilirken televizyondaki haberlere baktım. Ayhh! İki gün boyunca ne yapacaktım ben! Kkami çıplak bacağıma sürtünürken ayağımla ittirdim. Birde şu it vardı!
"Kaldık yani böyle." Hyunjin tekli koltuğa kendini bırakırken kaşlarım çatık ona döndüm.
"Maalesef kaldık!" İyi sevişiyorduk ediyorduk da.. Hyunjin'in pişmaniye tipini de iki gün boyunca çekemezdim ben tek başıma. Üstelik dışarı bile çıkamıyorduk ki! Ayağa kalkıp altıma bir şeyler giymek için odadan çıkmıştım ki kapının çalması ile durdum. Canım arkadaşım, bitanem, gözümün nuru gelmişti! Jisung'un benim gerçek ahiretliğim olduğuna her zaman inanmıştım! Koşarak kapıyı açtığımda gördüğüm kişi ile şok olup kapının arkasına alt kısmımı sakladım. Tişört dizlerimin üstüne kadar uzansada çıplaktım sonuçta!
"Teyze! Senin ne işin var burada sokağa çıkmak yasak!"
"Felix, apartmanın içi sokak mı sayılıyor?" Hyunjin'in sesini duyduğumda ona döndüm.
"HYUNJİN GİT ŞURDAN!" Teyze kıkırdayıp konuştu.
"Ben yanlış bir zamanda geldim sanırım Felix yavrum.." ağlamaklı bir ses çıkarıp teyzeye döndüm.
"Göründüğü gibi değil teyze!" Hyunjin'in histerik gülüşünü duyduğumda derin bir nefes aldım. "Sen niye gelmiştin teyzem?"
"Sokağa çıkma yasağı varmış ekmek yaptım kuzum." Elindeki kese kağıdını bana uzattığında tek elimle aldım.
"Ne zahmet ettin.." sessizce konuştuğumda Hyunjin'e de el işareti ile içeri geçmesini söylüyordum.
"Ne zahmeti oğluşum.. bugünlerde herkes yapıp tiktoka atıyor." Gözlerimi büyültüp teyzeye baktığımda devam etti. "Bende hazır yasak varken aç kalmayın diye size getirdim."
"Teyze sen tiktok mu kullanıyorsun?!" Teyze gülüp karnının üstünde ellerini birleştirdi.
"Can sıkıntısı işte yavrum.. neyse ben sizi bölmüyim daha fazla." Bana göz kırptığında ensesinden yakalayıp çekmek istedim teyzeyi ama sadece arkasından bakakalmıştım..
•••
"Sokağa çıkma yasağı var teyze hahaha!" Hyunjin ile üzerlerimizi giyinmiş salonda oturuyorduk. Bir saattir benimle dalga geçiyordu. Elimdeki bitmiş meyve suyu kutusunu ona fırlattım.
"Hyunjin tahmini ne zaman susacaksın gına geldi."
"Keşke çocuklar burada olsaydı eğlenirdik.." kollarını bağlayıp konuştuğunda göz devirdim.
"Teyzenin önüne boxerla çıktığını söylediğimde de eğlenirdik aynen! Rezil ettin bizi." Dudaklarımı düzüp dizlerimi karnıma çektim. "Hyunjin bak yasağın başlamasına 5 dakika kalmış hadi sende Minho'lara git." Ona döndüğümde sırıttı.
"Bence bu kadar üzülme Lix. İki günü oldukça verimli geçirebiliriz.." dediği şey ile kaşlarımı çattım. Ben hiçbir verim falan almıyordum. Paşa keyfimde almıyordu. Belki bir miktar ama sonuç olarak seks ile gün mü geçerdi saçmalık!
"Saol Hyunjin ben almayayım. Git teyze ile ekmek falan yapın, tiktok çekin." Cebimden telefonu çıkarıp karıştırmaya başladım. Daha doğrusu karıştırıyor gibi yapıyordum çünkü nedense can sıkıntısı zamanlarında telefonda hiçbir bok olmuyordu. O yüzden youtube'a girip tutan yorumlarıma bakmaya karar verdim.
"Çok sıkıcısın, gerçekten de Minho'lara gideceğim." Ayaklandığında şaşkın gözlerle ona döndüm.
"Gerçekten mi?" Kafa salladığında moralim bozulmuştu.
"Sensin be sıkıcı! Hiçte sıkıcı değilim." Ben gerçekten çift kişilikli falandım bunun başka bir açıklaması yoktu. Bırak gitsin işte ne uğraşıyorsun Felix malı..
"Öylesin ve gidiyorum." Odadan çıkmaya yeltendiğinde peşinden koşturup durdurdum.
"Dur!" Bana dönüp sorgular gibi baktığında bende öneri niyetine bir şeyler sunmaya çalışıyordum. Ama aklıma yapacak hiçbir şey de gelmiyordu. "Git ya da sen boşver." Kolunu bıraktığımda konuşmadan portmantodan ceketini almıştı. "Köpek ne olacak?" Hyunjin'in ayaklarına dolanan Kkami'yi işaret ettim.
"Onu götürmemi söylemedin.." kapıyı açıp ayakkabılarını giyerken bende şaşkınlıkla onu izliyordum.
"Ben ne dersem onu mu yapıyorsun yani?!" İsyanla birlikte tepinirken o da kafa salladı.
"Kkami'ye iyi bak.." kapıyı kapatıp çıktığında ben ise donup kalmıştım. Ciddi ciddi gitmişti gerizekalı! Yarım saatlik yere 5 dakikada gitmeyi bırak evden bile 5 dakikada çıkmıştı bu salak! Gerçekten Jisung'un aptallığı genetikmiş.
•••
"Bana bak it! Ses yapma döverim." Kkami'nin tuvaletini, yatağını, mama ve su kabını Jisung ile Changbin'in odasına koymuştum. Kucağıma aldığım Kkami'yi odaya sokarken bir yandan da sanki beni anlıyormuş gibi açıklıyordum. Salak sahibi gibi salak bir köpek olduğundan ve bende salakça dili edebiyatı bilmediğimden bir kere daha tembihledim. "İstersen tuvalete işemeyip Changbin'in yatağına işeyebilirsin. Belki o zaman Hyunjin'i salar da bizde kurtuluruz senden."
Köpek yüzüme baktığında kusacakmış gibiydim. Ne çirkin şeydi bu! Çalan telefon ile köpeği kucağımdan bıraktım ve görüntülü aramaya cevap verdim. "Kahpe suratın gözlerimi kör ediyor Jisung!" Suratımı buruşturduğumda Jisung'da göz devirmişti.
"Hyunjin buraya geldi."
"Hyunjin yasak başlamasına rağmen oraya gitti sen buraya gelemedin sik düşkünü seni!" Minho arkadan 'hey' diye bağırırken Jisung'da alnını sıvazlamaya başlamıştı. Hyunjin telefonu aldığında telefonu kapattım. Ne çirkin bir oğlandı be bu?!
Tekrar çalan telefonu açtığımda temkinli bir şekilde bakıyordum. "Hyunjin çok çirkinsin yüzünü gösterme lütfen!" Söylendiğimde Hyunjin daha fazla kameraya girmişti.
"Kkami nerde?"
"Attım."
"Felix düzgün cevap ver!" Telefonu arka kameraya alıp mutfağa ilerledim. Çöp kutusuna gidip ayağımla bastığımda tam açılmıştı ki el işareti çektim.
"Al burda."
"Seninle yattığıma inanamıyorum sen nasıl bir varlıksın ya!" Hyunjin gözlerini devirip konuştuğunda ön kamerayı açıp dil çıkardım.
"Keşke seks sırasında da böyle şeyler desen inlemek yerine.."
"Kkami nerde?" Oflayıp geri Jisung ile Changbin'in odasına geldim. Telefonu geri arka kameraya alıp açtığımda Kkami dediğimi yapıyordu! Changbin'in yatağına işemekteydi!
"Tanrı'm! Kkami artık dünyada en çok sevdiğim şeysin böceğim!" Koşarak Kkami'nin yanına gittim ve daha fazla görmeleri için Changbin'in yatağını gösterdim.
"FELİX! SİKEYİM SENİ NAPIYORSUN?" Ben kahkahalara gömülmüş kendimi yere atarken Changbin telefondan bana küfürler ediyordu.
"Bu seferde Hyunjin'i kovmayabilecek misin?" Geri gülmeye başlarken Changbin sinirle saçlarını geri atıp konuştu.
"Seni kovacağım Felix." Telefon kapandığında gülmem durdu. Changbin fasulyesine bakın, yakışıklı erkek gördü diye satışa geçti yavşak herif! Ama ben asla bunların altında kalmazdım.
İlerleyip Kkami'nin yanına geldim. Onu kucakladım ve başına bir öpücük bıraktım. "Biz bundan sonra en yakın kankalarız. Sana şimdi kanka kurallarını anlatacağım ama bir bira alalım."
•••
Kapı çalındığında Kkami'yi kucağımdan indirip kapıya ilerledim. Kapı deliğinden baktığımda birisi görünmüyordu. Arkamı dönüp geri gidecektim ki tekrar çalındı. Bende tekrar kapı deliğinden baktım ama yine de kimse yoktu. Bu sefer kontrol etmek için açtım ki karşımda Changbin'i ve merdivenlerde diğerlerini görmem bir oldu. Siktir!
•••
Selamın hello lo lo lo
Dün hiç yb yazasım gelmedi bu yüzden bugün atıcam ybleri
Öpüldünüz
-Jedi
