Bizi artık Tanrı bile kurtarmaz

2.5K 296 193
                                    


Akşam olduğunda mutfaktan çıkıp Hyunjin'i aradım ama salonda ya da odada yoktu. Banyonun kapısını tıklattığımda duyduğum ses ile 'benim' dedim. "Gel Felix."
İçeri girdiğimde lavabonun önünde elinde eldiven, kabın içinde boya karıştırıyordu. Yanına ilerleyip kapıyı kapattım. Tezgahın üstündeki kutuyu aldım.

"Saçını mı boyayacaksın? Dur bir saniye.. BU SİYAH!" Telaşla ona döndüğümde 'yani' dedi. "Hyunjin saçlarını siyaha boyayamazsın." Kaşlarım çatık bir şekilde konuştuğumda hala algılamaya çalışıyordu.

"Felix ne diyorsun Tanrı aşkına?" Elimden kutuyu alıp geri tezgahın üstüne bıraktığında gözlerimi devirdim.

"Neden siyah? Başka renk mi yok? Ayrıca saçların güzeldi." Hyunjin güldü.

"Felix şu saçlarıma bakar mısın? Akmaktan boka benzedi iyice." Saçının bir tutamını alıp fırçayı yaklaştırırken elimi atıp durdurdum.

"Hayır Jinnie yapma! Anime erkeğimi benden ayırma!" Dudaklarım büzülürken derin bir nefes almış ve elini çekmişti.

"Felix delirdin iyice sen. Çık banyodan." Tepinmeye başladığımda önünden boya kabını aldım.

"Çöpe atıyorum bunu, boyayamazsın hayır." Kapıyı açıp hızla mutfağa koştuğumda Hyunjin'de hızla peşimden geliyordu. Pembe saçları benim güzel rüyalarım iken bu siyah saç kesinlikle kabusum olurdu.

"Felix dur!" Bağırdığında omuz silktim. Çöpü açıp attığımda sinirle nefesini bıraktı.

"Sikicem seni! Felix çocuk musun?" Dediği şey ile dudağımı büzdüm. Neden bu kadar kızıyordu ki? Sadece siyah saç istemiyordum.

"Asıl sen salak mısın? Pembe saçlarını nasıl siyaha boyarsın. Bu çok radikal bir karar." Kollarımı bağladığımda Changbin geldi.

"Boyamadın mı daha?" Dediği şeyle Hyunjin'e baktım. Changbin bana dönüp açıklama yaptı. "Benden boya istedi de. Boyamamış sanırım daha."

"ZEVKSİZ CHANGBIN! TAHMİN ETMELİYDİM." Changbin'in kaşları çatılırken devam ettim. "Az kalsın pamuk şekerim senin gibi bir hamamböceğine dönüşüyordu." Hyunjin'in yanına gittiğimde eliyle beni itti.

"Ne yani saçlarım yüzünden mi hoşlanıyordun benden?" Dediği şeyle gözlerim yerinden çıkacaktı resmen.

"NE ALAKA?! Saçını siyaha boyayamazdın hayır."

"Sikerim böyle işi." Hyunjin hışımla odaya giderken olduğum yerde kalakaldım. Neyi yanlış yapmıştım da alınmıştı bu kadar!

•••


"Hyunjin.. ay aşığım hadi kapıyı aç artık." Kapının önünde yarım saattir beklerken artık ağlayacak kıvama gelmiştim. Hyunjin bana trip atıyordu ve bende nedense siktir edip keyfime bakamıyordum. Resmen beni kapısına köle etmişti, şalgam suyu.

"Felix git sinirlerimi bozuyorsun."

"Gel bir de sen vur tam olsun. Ağlıyorum bak ühühü valla ağlıyorum." Gözlerim dolarken yere oturdum. "Cidden gözlerim doldu puşt şu kapıyı aç." Burnumu çektiğimde açılan kapı ile Hyunjin'e baktım. Hızla kalkıp onu iterek içeri girdim. "Yalan ettim kahpe Hyunjin beni nasıl kapıda bırakırsın?!"

"Peki sen bir saç boyasına neden bu kadar tepki veriyorsun? İyice çığırından çıktın sen!" Gözlerim dolarken konuştum.

"Ne yani seni sıkıyor muyum artık?"

"Öyle demek istemedim."

"Gidip pembe boya alsak ne olur sanki?"

"Pembe istemiyorum."

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin