Düştüm maphus damlarına

2.3K 275 231
                                    



"Tekrardan hoşgeldin Lee Felix." Jongin denen suratsız adam konuştuğunda ağlamayı kesmiştim. Yine sorgu odası, yine ben anlayacağınız.

"Hoşbuldum, Jongin komiserim." Jongin arkasına yaslanmış beni süzerken yerin dibine girmek istiyordum resmen. Mağdur olan bizdik ama yinede sorguya tutuluyorduk. Şaka gibi. Hyunjin'im ne yapıyordu acaba?

"Seninkinin saçları boyatmışsın." Kafa salladım. O kadar olay yarattıktan sonra boyatmasa mıydım bir de? "Bu sefer ne oldu anlat bakalım."

Boğazımı temizleyip akan burnumu çekmiştim. "Şimdi şöyle oldu; benim ev arkadaşım Jisung, sevgilisi ile bara gitmişler. Sonra Minho tuvalete gitmiş. Minho, Jisung'un sevgilisi olan çocuk. Neyse işte tuvaletten dönerken Jisung'la bir çocuğun muhattaplığını yanlış anlamış. Geldiler eve yok şöyle yaptın yok sen şunu savundun yok alçak puşt yok terbiyesiz adam falan-"

"Kısa kes." Jongin beni böldüğünde gözlerimi devirdim.

"İşte bunlar ayrıldılar. Ayrılmak denirse tabi bence küslük gibi bir şeydi. Neyse bu çocuk günlerce başımın etini yedi, işte geldi bugün dedi ki hadi bara gidek. Minho'dan bahsediyorum. Gittik tabi. Otururken bir adam yanıma geldi. Bana asılmaya başladı. Bana biri asılmasa şaşarım zaten bir bana baksana Jongin komiserim, sen böyle erkek gördün mü hayatında? Ben gördüm, aynada." Esprimle güldükten sonra devam ettim. "İşte dedim bilader git benim kocam var adam gitmiyor. Sülük gibi yapıştı bana. Sonra PrensJin'im geldi, çevirdi adamı dedi sen ne ayaksın? Sonra işte bu adama dalmasın mı? Ama adamda kaşındı yani sabrıyla oynadı benim kara böceğimin. İşte Hyunjin adamı baya iyi benzetirken meğer adamın arkadaşları varmış. Onlarda geldi. Sonra Jisung ile Minho daldı araya. Sonra anlamadığım bir şekilde diğer insanlar birbirleriyle kavga etti. Bizim onlarla alakamız yok yani biz dört kişi, beş adamı dövdük sadece. Bu ülkenin insanları da bir tuhaf."

"Bitti mi?"

"Ay dur ne bitmesi! İşte bunlar kavga ederken kafamı görüyorsun dimi biri beni yaraladı bunu not al, darp raporu almaya gidemedim henüz ama halledicem. Şimdi giderler sizde bir şey yok deyip hapise atarlar falan. İşte kavgaya devam ettiler. Ben izleme taraftarıydım genel olarak. Sonra Minho ile Jisung kenarda yiyişmeye başladı. Benim Hyunjin'im tek başına ortalığın anasını ağlattı resmen. Bak böyle diyince baya sert geldi şu an bana." Ben Hyunjin ile hard hayallere dalırken Jongin'de bana göz deviriyordu. Ama umursamadım.

"Sizin işiniz gücünüz mü yok olum? Ailenizin bu olanlardan haberi olsa ne olur?"

"Reşitiz biz."

"Beyninde reşit olsa keşke."

"O kağıda bana hakaret ettiğini de yaz ne karalıyorsun deminden beri komiserim?!" Jongin alnını sıvazlarken bende kaşınan bileğimi kaşımaya çalışıyordum.

"Bu akşam nezarethanede kalıyorsunuz."

"NE?! Bizi hapise mi atıyorsunuz tanrım?!" Gözlerime yaşlar tekrar dolarken aklıma çok kötü şişlenme sahneleri geliyordu. Ya beni içerde şişlerlerde kan kaybından geberirsem?!

"Çocuk her şeyi abartma. Aklınız başınıza gelsin de o zaman görürüm sizi bir daha yaramazlık yapıyor musunuz." İyi de ben bir gecede olsa nasıl dayanacaktım?! Jongin beni dışarı sürüklerken ülkenin adalet sistemine küfür ediyordum.

•••

"Kuzenimle sevgilisi ayrılmışlardı. İşte Minho, Felix'i çağırmış bara gitmişler. Benim haberim vardı, bende aralarını düzeltmek için Jisung'u aynı bara götürdüm. Sonra bir adamı Felix'e yanaşırken gördüm. Adamda zorluk çıkarınca işte kavga çıkarttık. Ne yapsaydık gavat gibi izlese miydik? Az bile oldu." Sehun'a olayı kısaca anlattığımda anlar bir şekilde kafa salladı.

"Peki diğerleri?"

"Onları bilmiyorum, onlar kendi aralarında dalaştı." Konuştuktan sonra ellerimdeki kelepçeleri izlemeye başlamıştım. Giderken bir tane alıp Felix ile fantezi mi kursaydım diye düşünüyordum. Gerçi ballı turtam, emniyete gele gele travma sahibi falan olmuştu. Büyük bir ihtimal yatakta ağlardı.

"Ne kadar kendince haklı bir sebebin olsa da şiddet suç biliyorsun Hyunjin. Bu sefer geçen günki gibi olmayabilir. Sizi bir gece burada ağırlayacağız." Sehun'un dediği ile kafa salladım. Felix ne yapmıştı acaba? Umarım bizi daha da çok batırmamıştır.

•••

"Anlat." Baekhyun denen polis eliyle işaret verdiğinde başladım konuşmaya.

"Benim yanımdaki tavşana benzeyen sevimli çocuğu gördün değil mi? O benim sevgilim işte. Biz bununla ayrıldık daha doğrusu beni yanlış anladı ve olayı çok büyülttü. Bir hışımla kalktı dedi ben ayrılıyorum senden."

"Vay vay kaos bayılırım." Baekhyun heyecanla beni dinlerken yadırgamadığı için mutlu olmuştum çünkü ben kısa kesmede hiçbir zaman iyi bir insan değildim.

"Sonra biz bunla birkaç gün ayrı kaldık. Kuzenim Hyunjin, beni aradı. Maniti yani Felix ile Minho bara gideceklermiş. Dedi senle gidek, aranızı yaparız. Dedim tamam. Çünkü şimdi Minho'ya da hiç yüz vermedim, durum daha kötü olsun istemedim. Gittik, bir baktık Felix kardeşimize biri yanaşıyor. Gittik hesabını kestik bu herifin."

"Kral adamsınız."

"Eyvallah komiserim. İşte tabi ben kavganın yarısında başka şeylerle uğraşmak zorunda kaldığımdan sonlara doğru ne oldu bilmiyorum. Tek bildiğim diğer adamların bizle alakası olmadığı."

"Anladım Jisung. Chanyeol'de böyleydi. Gençken bizde böyle aksiyonlar yaşardık. Tabi artık öyle o kadar çok kıskanmıyor beni, gittikçe yaşlanıyoruz. Ne kadar yaptığınızı takdir etsemde ceza alacaksınız." Oflayarak içimden Felix'e, neden bu kadar dikkat çekici olduğuyla ilgili küfürler ederken Baekhyun denen adamla odadan ayrıldım.

•••

"Konuşmaya başlayacak mısın?"

"Avukat gelecek mi?"

"Avukat yok sen başla, bak diğer arkadaşların çoktan çıktı bile."

"Olmaz avukat olmadan konuşmam."

"Oğlum sen deli misin? Dökül." Karşımda Chanyeol denen adam çatık kaşları ile bana baskı uygularken nasıl konuşabilirdim? Gerçekten çok kabaydı.

"Jisung'da çıkmış mı sorgudan?"

"Çıkmış." Chanyeol geriye yaslanıp bana dik dik bakarken Jisung'un yanına daha hızlı ulaşmak için konuşmaya başladım.

"İşte biri Felix'e yavşadı sonra Hyunjin onu dövdü. Neyini anlatayım?" Adam bana göz devirirken hiç oralı olmadım. Kapıdaki ufak camdan dışarı bakmaya çalışıyordum.

"Diğerleri ne alaka?"

"Onları ben nereden bileyim? O sıra Jisung ile öpüşüyorduk." Çılgın Jisung'um..

"Kardeşim sen deli misin, düzgün anlat!"

"Komiser bey ses tonunuza dikkat eder misiniz?" Kaşlarım çatık adama baktığımda adamda bana aynı şekilde karşılık veriyordu. "Ayh! Adam Felix'e yanaştı. Sonra Hyunjin yani sevgilisi geldi adamı uyardı. Ama adam artistlik yaptı. Sonra Hyunjin adamı dövmeye başlayınca adamın yancılar geldi. Bizim kavga ettiğimiz kişiler beş kişiydi. Diğerleri kendi aralarında kavga ettiler." Chanyeol kafa sallayıp ayaklandığında bende ayaklandım. Kapıdan çıkıp Jisung'a baktığımda 'baby' diye bağırmıştı. Çok özlemiştim onu!

•••

"Düştüm maphus damlarınaaaaa hığğğhhh öğüt veren çok olur!" Yarım saattir Hyunjin'in omzunda şarkı söyleyip ağlıyordum. Minho ile Jisung burada bile yiyişiyorlardı ve ben sadece Hyunjin'e sarılmakla yetiniyordum. Bülbülü altın kafese koymuşlar da, ah vatanım demiş ya. Şu an aynen o moddaydım.

•••

Bu bölümde hepsinin iç sesine indik seşdmepmdepde bu bölümü de çok beğendim. Beğenmeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın çünkü siz yorum yaptıkça ben çok mutlu oluyorum
Öpüyorum sizi
-Jedi

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin