Vişneli meybuzlu karpuz göt

1.5K 225 87
                                    


(pışt oyu unutma oyu ☆)

"Ben niye bu kadar özeniyorum?" Hyunjin sorduğunda kafamı kaldırıp ona baktım.

"Mezuniyet törenin bizden geç olabilir ama benimkine de katılacaksın Jinnie! Hem laf etme, alışveriş yapmayı sevdiğini biliyorum." Hyunjin'in mezuniyet töreni bizden 10 gün falan sonra olacaktı sanırım ve bu yüzden benimkine katıldığında daha sade bir şeyler almayı tercih etmişti ama ben ona da takım aldırıyordum.

Açıkçası hiç umursamıyordu, ben çoktan takımımı seçmişken o şu an bilmem kaçıncı şeyini deniyordu. Gerçekten zor beğenen birisiydi. Oysa benim gri saçlı british longhairime her şey yakışıyordu.

Changbin'de yanımızda kendine bir şeyler seçiyorken onları mağazanın yanındaki marketten aldığım bardaktaki meybuzumu emcüklerken izliyordum. Arada dudaklarımı basılı tutuyordum ve vişneli meybuzun dudaklarımı dondurmasına izin veriyordum.

"Felix, botokslu gibi görünüyorsun kes artık şunu." Hyunjin konuştuğunda şişik dudaklarımla ona döndüm.

"Etkilendin diye böyle diyorsun, yalancı." Sırıttığımda gözlerini devirdi.

"Fazla koyulaşmışlar." Yanıma geldiğinde tekrar dudaklarımı meybuza bastırdım ve emdikten sonra geri ona kaldırdım.

"Şimdi peki?"

"Felix gel benimle." Elimden tuttuğunda sırıtarak ayağa kalktım. O sıra Changbin bize dönmüştü.

"Yuh ama insanlar var!"

"Nöbet tut o zaman Changbin."
Hyunjin onu umursamayarak beni kıyafet denediği kabinin içine sokmuş ve perdeyi çekmişti. Elimdeki meybuzu kabinin içindeki pufun üstüne bıraktım ve kollarımı Hyunjin'in boynuna sarıp ona baktım.

"Hyunjin?"

"Efendim bebeğim?"

"Mmmmhhh sen 'bebeğim' diyince çok şımarıyoruum.." Hyunjin dediğim şeyle gülümsediğinde dudaklarına yaklaştım. "Annemlerdeyken seni çok özledim.." dudaklarımı büzdüğümde dediğim şeyi anlamış olacak ki, sırıtması genişledi.

Annem ne zaman Hyunjin ile temasa geçsem hortlak gibi fırlıyordu bir yerlerden. Mesela iki gün önce Hyunjin'in tam pantalonunu çözüyordum ki odamıza dalmıştı. Ona neden böyle yaptığını sorduğumda ise 'üstünüzü örtmek için geldim' demişti. Bende ona 'anne amına koyayım hava sıcak ne üst örtmesinden bahsediyorsun' demiştim. Sonrasında terliğini Hyunjin'in üstünden aşırtıp kafama göndermişti.

Dudaklarımı Hyunjin'inkiler ile birleştirdiğimde Hyunjin beni kucaklayıp kabine yaslamıştı. Kollarımı ona daha da çok sararken hala soğukluğu geçmemiş dudaklarımı sıcak dudakları ile ısıtıyordu. Dilini alt dudağımda gezdirdiğinde istemsizce inleme bırakmıştım.

"Hey biraz sessiz olsanız." Changbin'in sesini duyduğumda gözlerimi devirmek istesemde şu an Hyunjin ile öpüşmemi bir tepki için bozamayacaktım.

Hyunjin boynuma eğilip öpmeye başladığında ceketin içindeki gömleğin düğmelerini çözmeye başladım. Hyunjin geri çekilip beni kucağından indirmiş tekrar dudaklarımı kavrarken hızla üstündekileri çıkarmaya başlamıştı. Bende o sıra boş durmamış altımdaki dar kotu telaşla çıkarmaya başlamıştım. Tabi bunun sonucunda sürekli kabinin perdesine çarpıyor ve hareket ettiriyorduk.

Hyunjin nefes almak için dudaklarımızı ayırıp sonra yaklaşıp beni kucağına aldığında yan dönmüş ve pufun üstüne oturmuştu. Ama unuttuğu bir şey vardı..

"SİKTİR! GÖTÜM DONDU!" Hyunjin hızla ayağa kalktığında bende kucağından yere düşmüştüm. Başım kabin perdesinin aşağısından dışarı çıktığında Changbin ve birkaç insanın bana bakması ile kafamı geri içeri ittim.

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin