Virginia Woolf misali

1.8K 239 235
                                    



"Felix ağlamayı keser misin?" Kafamı çevirip karşımda oturan Jongin'e döndüm. Her defasında karakola düşüyordum ve her defasında bu muşmula herif beni sorguluyordu. Gerçekten başka adam mı yoktu?

İçeri girdiğimde Jongin ile göz göze gelmiştim ve o da el işareti ile kendisine getirmelerini istemişti. Adam benimle maytap falan geçiyordu artık. Eğlence konusu olmuştum.

"Nasıl keseyim Jongin Komiserim?! Ölmek istiyorum, yemin ederim ölüp gideceğim üzüntüden. Kalbim tam orta yerinden parçalanmayı bırak hokus pokus kayboldu. Böyle iki tane manda gelmiş de oturmuş, fonda gangnam style dinleyip dans ediyor kalbimde. Böyle-"

"Bunları terapistine anlatsan, ben polisim ya hani?" Kafamı masadaki kollarımın arasına koyup hıçkırmaya başladım.

"Herkes beni başından savmaya çalışıyor! İlk başta Hyunjin, şimdi de sen komiserim! Beni hiç mi sevmediniz lan?! Jongin Komiserim onca yaşadığımız kaoslu anları nasıl hiçe sayarsınız?!" Ona baktığımda eliyle alnını sıvazlıyordu.

"Başlayacak mısın artık?"

"Başlıyorum. Ama bayılırsam söylersin uyandığımda devam ederim." Peçeteye sümkürüp burnumu çektiğimde derin bir nefes aldım. "Olaylar şöyle gelişti.. şimdi biz Hyunjin ile kavga ettik."

"Felix direkt konuya gelsen, öncesini boşver.. ne çaycısı?"

"Çaycı değilim ben müşteriiyim!" Geri hıçkırıklara boğulduğumda Jongin'de ağlamaklı bir ses çıkardı.

"Lütfen, ağlama ve anlat. Sen ağlayınca sur üflenmiş gibi hissediyorum." Gözlerini devirdiğinde kafa salladım. Aptal Jongin, sen beni nasıl normal bir suçlun olarak görürsün?! Ben her hafta buradan çıkmıyordum.

"Şimdi Hyunjin ile kavga ettik biz ama barıştık. Of Tanrı belanı versin Hyunjin! Seni çok seviyordum ağlayacağım."

"Zaten ağlıyorsun!"

"Daha çoookkk!" Elimle gözümdeki yaşı itip devam ettim. "Sonra ben ilişkimize detoks olsun diye aptal Minho.. MİNHO TANRI SENİN DE BELANI VERSİN GÜL GİBİ MANİTAMI AYARTTIN!"

"NE?!" Kapı açıldığında gelen kısa boylu adama baktım. "Minho, Jisung'un sevgilisi değil miydi?"

"İyi ki geldin Baek, bu mahlukatı sana devrediyorum. Çok güzel anlaşırsınız bak."

"KİM JONGİN BEY KALBİMİ PARAMPARÇA ETTİN!" Arkasını bile dönmeden çıktığında baya bir miktar bozulmuştum. Baekhyun karşıma oturduğunda titreyen alt dudağım ile ağlayarak bu sefer ona bakıyordum.

"Ya bebeğim sen niye bu kadar ağlıyorsun anlat bana." Yumuşak sesi yüzünden daha sesli hıçkırdığımda su şişesini açıp bana uzattı.

"Kimse beni anlamıyor, kimse beni sevmiyorrr, bende sigara içiyorum onlardan intikam almak içiiin! Ay dur bu bir tane videoydu." Baekhyun bana tek kaşını kaldırıp bakarken artık ağlamamam gerektiğini düşündüm. "Bu Minho işte bana ritüel yaptırma ayağıyla sevgilimi elimden aldı. Tek istediğim Hyunjin'im ile birbirimizi daha çok sevmekti! Sonra gittim yaptım ama her şey karışmış.. Minho ile Hyunjin kalkıp aşık olmasınlar mı?! Ama ben inanmıyorum yok onlar önceden böyleydi bana yutturuyor-"

•••


"Felix iyi misin?" Sızlayan başım ile gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. "Uyandı."

"Ay bana noldu be?!" Baekhyun beni tutup doğrulttuğunda bayıldığımı anlamıştım.

"Bayılacağını söylemişti de inanmamıştım." Jongin ayakta kolları bağlı konuştuğunda kaşlarımı çattım.

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin