Yine yangınlar yine ben

2.4K 284 260
                                    



Dersten çıktığımda çalan telefona baktım. 'MinhOç' arıyordu. Çocuğa da yazık ismini değiştirseydim keşke ama ilk başta böyle kaydetmiştim. "Aloo? Ne var fare kankamın eski sevgilisi?" Minho durmadan beni arıyordu ve ağlıyordu. Bende onu rahatlatmak için Jisung'a küfürler ediyordum. Evde de aynı şekilde Jisung'u rahatlatmak için Minho'ya sövüyordum. Ben harika arada kalan arkadaş modeliydim.

"Çıktın mı okuldan?"

"Hayır, niye?"

"Lixie canım çok sıkkın. Bara gidelim mi?" Bu kesin götünü birine verecekti. Bu yüzden kabul ettim. En azından artık saçma sapan dramlarını çekmek zorunda kalmazdım.

"Tamam ben çıkıyorum, kampüsün meydanında buluşalım." Onaylayıp kapattıktan sonra yürümeye devam ettim. Telefonu elimden bırakmadan Hyunjin'i aramaya karar verdim. Çaldırdığımda saniyesinde açıyordu kara böceğim.

"Aşk bahçeeeeem! Seni çok özledim." Konuştuğumda kıkırdadı. Bana sürekli çok vıcık hareketler yaptığımı söylüyordu ama umrumda değildi açıkçası. Evet, başta büyük konuşup ulu orta sevgililere sövüyordum ama iş kendime gelince umrumda olmuyordu. Sevgilime istediğim şekilde hitap edebilirim çünkü lan!

"Bende seni özledim Lix. Eve vardın mı?" Düşünceli aşkım sürekli beni kontrol ederdi ve bu beni aşırı şımartıyordu. Bazen eve geç döndüğünde arayıp ne yediğime kadar sorardı bal böceğim.

"Yok. Derslerim bitti de, Minho aradı bara gidicez."

"Ne barı?"

"Her halde sinirleri bozuk yine ya.. sikicem şunları, bunlar ayrılıyor ceremesini biz çekiyoruz."

"Anladım."

"Neyse Jinnie'm, Minho'nun yanına geldim kapatıyorum mmmmuaaahhhh!" Öpücük yollayıp kapattım ve Minho'nun yanına ulaştım.

"Ne vıcık vıcık bir ilişkiniz var be?!"

•••

"Erkek güzelim bak ağlama yeter!" Minho önünde içkileri götürüyor, bir yandan da ağlıyordu. O böyle yapınca benimde tüm keyfim kaçıyordu ve sıkıla sıkıla ona eşlik ediyordum.

"Ya nasıl ağlamayayım? Bir mesaj bile atmıyor yüzünü siktiğimin yüzsüzü!" Minho konuştukça bende gözlerimi deviriyordum. Sevgilin var, derdin vardı. Hyunjin ile acaba böyle tartışma yaşar mıydık? Umarım yaşamazdık çünkü kaldıramayacağımı biliyordum. Hyunjin'e anamdan daha yakındım çünkü.

"Olum boşver şu fareyi sana erkek mi yok ya.." destek amaçlı konuştuğumda Minho burnunu çekerek yüzüme baktı.

"Popomdaki dövmeden sonra erkeği napayım ben amına koyim senin Han Jisung!" Doğru, tanrım ne büyük bir utançtı! Kendimi tutamayıp güldüğümde Minho'da koluma yapıştırmıştı.

"Yettin artık Minho, ağlamaya devam edersen çekip gideceğim." Minho elindeki içkiyi dikip tekrar söylerken bende hala ilk bardağımı dönderiyordum. Akşam üstü olduğu için herkes yeni yeni gelmeye başlıyordu.

"Jisung da benim gibi üzülüyor mu evde?" Minho bininci kez aynı soruyu sorduğunda ağlamaklı bir ses çıkardım.

"Yeter artık kulaklarım Jisung adını duymak istemiyor artık!" Minho omuz silkti.

"Üzülmüyor dimi, ondan böyle diyorsun. Bana yapılır mı bu be? Şu yüze bak, şu fiziğe bak!"

"Bakıyorum ve diyorum ki yüzün aynı haşlanmış tavuğa dönüyor." Minho ağlamaya başlayınca telefonumu çıkardım. Kendi kendine kafayı yesin dursun onunla mı uğraşacağım ya?

Belimde hissettiğim el ile arkamı döndüm. Tanımadığım bir yüz bana sırıtıyordu. Hızla kolunu ittirdim. "Napıyorsun be?!" Minho bize dönerken adam diğer yanımdaki bar taburesine oturdu.

"Sanada selam güzellik." Kaşlarım çatılırken devam etti. "Buralarda senin gibiler pek olmazdı, şanslı günümdeyim."

"Kardeşim bir siktir git şuradan benim başımı belaya sokma." Önüme dönerken adam tekrar belimi kavradı.

"Naz yapmasan da bir tanışsak.." iğrenç nefesini kulağımda hissettiğimde bu sefer daha sert bir şekilde ittim. Minho ayağa kalktığında ise konuştum.

"Bana bak, evliyim ben evli! Şimdi annenle ice tea içmeden git buradan." Ben konuşunca Minho ayaklanmıştı, tam o adama yürürken adamın arkasından biri çekmiş ve yumruğu indirmişti. Gördüğüm kişi ile ben şok olurken adam yerden doğruldu ve dik dik Hyunjin'e bakmaya başladı.

"Hayırdır sen kimsin?" Adam bileğini ovuştururken Hyunjin'de çatık kaşları ile konuştu.

"Konuştuğun çocuğun sevgilisi, merhaba demek ister misin?" Yumruğunu kaldırıp gösterdi. Sonra adamın yüzüne yapıştırdı. "Merhabaa!"

Yere eğilip adamı yumruklarken etrafımıza birkaç daha kişi toplandı. Adamın arkadaşları olan kişi Hyunjin'i çektiğinde bu sefer Jisung atılmış ve Hyunjin'i kurtarmıştı. Bu sefer Jisung ve Hyunjin adamlara karşı kalmıştı. Ben ve Minho ise hala şoktaydık.

Bir tane adam Jisung'a yapıştırdığında Minho cırtlak sesi ile öne atıldı. "Sen benim helalime nasıl vurursun laaaan?!" Minho'da kavgaya karışırken ben elimdeki içkim ile hala olanları seyrediyordum. Bilirsiniz ben kavga etmem.

Sonra oturanlardan bir kişi karşısındaki kişiyle tartışınca bu sefer ayrı olarak onlarda bizden cesaretlenmiş ve kendi aralarında kavgaya tutuşmuşlardı. Sonra bardaki herkes grup halinde kavga etmeye başladı. Bende Hyunjin'e arkadan yaklaşan adamın sırtına atlayıp saçlarını çekiştirmeye başladım.

Jisung ile Minho boşta kalınca birbirlerine bakıp öpüşmeye başladılar. Sırası mıydı amcıklar?! Jisung, Minho'yu bara yaslayıp öperken bu sefer Hyunjin, ben ve mekandan bize destek olan birkaç kişi, adamlarla kavga eder olmuştuk.

Bir tane adam üzerime gelmeye başladığında tırsıp geri çekilecektim ki Hyunjin önüme geçmiş ve adama yapıştırmıştı. Sonrasında ise kafama aldığım darbe ile yere düştüm. Çığlığı bastığımda gidip gelen kafamı ovuşturup kendime gelmeye çalıştım ama başım dönüyordu. Hyunjin bana vuran adamın başında, barda duran bir bira şişesini patlatmış ve sonra yanıma gelip beni kaldırmıştı.

Jisung ise Minho'nun meme uçlarıyla oynuyordu! Tanrı'm!

Barmen kapının önünde olan memurları içeri aldığında ne ara polisi aradığını anlamamıştım bile. Hyunjin'i dürttüğümde o da kapıya döndü. Sıçmıştık!

•••

Yaklaşık bir 26 kişi emniyetteydik. Jisung hafif yaralıydı, Hyunjin'in ise eli yüzü yara bere içinde kalmıştı. Benim kafamın arka kısmına bir bandaj yapıştırılmıştı ama diğer yerlerimde bir sorun yoktu. Minho'nun ise dudağını patlatmışlardı. Açıkçası bunu Jisung'un öperken yaptığından yüzde yüz emindim.

Bize sataşan adamlar bayık bayık etrafa bakıyorlardı, Tanrı var güzel benzetmiştik. Mekandan bize destek olan çıkmasaydı anamız sikilirdi ama şükür çıkmıştı ve biz onların anasını sikmiştik. Sonuç olarak bu beni iyi hissettirmiyordu yinede. Çünkü hapise atılmaktan korkup yine ağlamaya başlamıştım. Hyunjin, dönüp dönüp ağlamamamı söylüyordu ama gençliğimin baharında kabaran sabıka kaydım bana hiç yardımcı olmuyordu.

Minho ile Jisung elleri kelepçeli olsada birbirlerine sokulmuşlardı. En azından barıştıkları için içim rahattı. Ne kadar başımıza bela açsakta bir işe yaramıştık. Hyunjin'e döndüğümde hala hırsını alamamış bir şekilde bana sarkan adama bakıyordu. Koluna başımı yasladığımda bana döndü ve kollarını kafamdan geçirip sarıldı.

Ben burnumu çekip kafamı Hyunjin'in omzuna gömerken duyduğum tanıdık ses ile derin bir nefes aldım. Yine yangınlar, yine ben.

•••

Olay olay olay
Bunlar artık emniyette yatıp kalkaxak ben söyliyim
Beğenirsiniz umarım sizi seviyorum
Elinizi korkak alıştırmayıp bolca yorum yapın

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin