Düğün fotoğrafı

2.8K 326 131
                                    



Hyunjin ile geldiğimiz yeri görünce açıkçası çığlık basacaktım. Güney Kore'de açık hava sinemasını ben bulamamıştım, yurtdışından gelipte o nereden bulmuştu?! Heyecandan yerimde zıplamak istiyordum. Saat erkendi ve hiçbir yer dolu değildi. Gerçi sabahın 8'inde kim sinemaya gelirdi ki?

Hyunjin ile yan yana yürüdüğümüzde gişeye gelmiştik. Adam şaşkınlıkla ikimize baktığında açıkçası biraz çekinmiştim çünkü çok erkendi saat. "Biz iki kişilik bilet istiyoruz."

"Bu saatte?" Hyunjin ciddi bir şekilde kafa salladığında elimi alnıma vurmak istiyordum. "Biraz sonra gelseniz olmaz mı? İkiniz için makineyi çalıştıramam çocuklar." Amca konuştuğunda kaşlarım çatıldı.

"Gelemeyiz amca parası neyse verelim." Hayatımda ilk defa açık hava sineması görüyordum ve hiçbir yere gidemezdim. "Hem bu saatte sen niye açıyorsun sinemayı?"

Doğruydu. Geç vakitte gel o zaman, hem buraya yerleşmişti hemde dırdır ediyordu. "İyi o zaman listeden film seçin." Önümüze listeyi ittiğinde baktım. Ben baya 50ler 60lar beklerken 'Reality Bites' görmemle gülümsedim. Filmi daha önce izlediğim için tekrar izleyebilirdim. Hyunjin'e döndüğümde kafa salladı ve bize bilet aldı. Arabaya geçmeden önce markete uğramış ve bir kaç paket abur cubur, içecek ve yemek için erişte almıştı. Kahvaltı yapmamıştım ve mideme adam akıllı bir şeylerin girmesi iyiydi.

Eski model bir mercedese geçtiğimizde heyecanla filmin açılmasını bekledim. Hyunjin gerçek bir taste sahibiydi. Randevu dediğinde iğrenç şeyler yaşayacağız sanmıştım ama bu.. bu çok güzeldi! Ona döndüğümde sevindiğimi anlamış olacak ki gülümseyerek bana bakıyordu. Bende ona gülümseyip elimde beklettiğim sıcak erişteyi açtım. "Nereden aklına geldi burası?"

Konuştuğumda omuz silkti. "Dün gece buradaydım." Dediği şeyle şokla ona döndüm.

"Bana Jeongin demiştin." Kaşlarım çatılırken güldü.

"Jeongin ile evden çıktığımızda tartıştık."

"Ne?!"

"Ahahaha! Felix neden bu kadar şaşırdın ki?" Kaşlarım çatılırken elimdeki çubukları ayırdım.

"Bana yalan söyledin." Film başladığında ise kısa süreliğine dikkatim dağılmıştı.

"Ne diyebilirdim ki? Seni kıskanıyor ve benle tartıştı. Haliyle ilişkiyi kestim. Ayrıca Chan denen herif ne alaka?" Kaşları çatılırken suçlu gibi gözlerimi kaçırmaya başladım.

"Bir alaka değil o yanlış anlaşılmaydı." Kaşlarını kaldırıp 'yaa' dedi. Bende kafa salladım. "Arkadaş sadece."

"İyi bari." Yüzüme bir sırıtma oturttum.

"Sen beni kıskanıyor musun Jinnie?" Parmağımı oynatıp göğsünü gıdıkladığımda gözlerini devirdi.

"Evet." Erişte boğazıma kaçtığında sırtıma vurmaya başladı ama resmen boğuluyordum. "Felix madem böyle tepkiler vericeksin neden laf açıyorsun?"

"Sen niye öhöhöh aniden diyorsun?!" Yüzüm kıpkırmızı olduğunda rahatlamak için kafama suyu dikmiştim. En sonunda rahat bir nefes alıp ona döndüm. "Sen hiç rahatsız hissetmiyor musun?"

"Nasıl yani?" Gözleri ekranda cevap verdi.

"Hislerin olduğunu söylüyorsun ama insan heyecanlanır falan. Çok sakinsin." Önüme döndüğümde eriştemi yemeye devam ettim. Ahh midem sabahları bunu kaldırmıyordu ve şu an feci yanıyordu.

"Sen heyecanlanıyorsun galiba." Elimdeki yemek çubuğunu böğrüne itip dürterken konuştum.

"Sen çok komiksin bugün niye?" Cevap vermedi ve sadece güldü. Sonra filme dalmıştık.

Hyunjin arada bana bakıp izlerken bende arada ona dönüyordum ve göz göze gelme silsileleri yaşıyorduk. Bu bir randevu olduğu için ikimizde sanki buna göre davranıyor ve çekingen davranıyorduk. Özellikle ben fazlası ile gergindim. Hyunjin ile konuşurken rahat hissediyordum ama böyle yan yana dururken her şey bir o kadar zordu. Ayrıca bu sakinlik bana bazı şeyleri daha mantıklı bir şekilde düşündürüyordu. Öncelikle Hyunjin'in zevkinden hoşlanmıştım. Sonra Hyunjin ile başbaşa kalmak güzeldi, seks dışında da. Ondan sonra Hyunjin'e karşı içimde bir şeyler tepiniyordu, tıpkı ona kaçamak bakışlar attığımda gözlerine denk gelirken kalbimin çarpıntı yaşaması gibi.

•••

Hyunjin ile gayet sakin ve temassız geçen sinema deneyiminden sonra oradan ayrılmıştık. Yolda yürürken duraksadım. Bunlara ne kadar görsem bile hiç girmemiştim. "Hyunjin dursana." Seslendiğimde bana döndü. "Buna girmek istiyorum beni beklesene hemen çıkacağım." Açıkladığımda fotoğraf kabinine baktı. Sinemanın girişinde duruyordu ve ben fotoğraf çekinmek istiyordum. Tipim ne kadar soluk olsa bile.

"Birlikte girelim." Yüzüm düştü.

"Sen niye geliyorsun, çekinemem öyle." Doğruydu, gerilirdim.

"Olsun hadi birlikte yapalım!" Beni omzumdan tutup içeri ittiğinde oturdum.Hyunjin niye geliyordu ki? Düğün fotoğrafı çektirir gibi! Para girişine kağıt parayı sokup içeri geçti. Ekranda birkaç arka plan duruyordu ama hoşuma gitmemişti. O yüzden retro durması için siyah&beyaz efekti seçtim. Hyunjin'e baktığımda, kafa sallayıp beni onayladı.

"Nasıl poz vereceğiz?" Dediğim şeyle güldü.

"Takıldığın şey bu mu? Tatlı şeyler yap." Göz devirdiğimde kendime çeki düzen verdim. "Hadi basıyorum bak."

Kafa salladığımda geri sayım başlamıştı. 10..9..8..7..6..5..4..3..2..1.

İlk başta tatlı olmak için yanağıma parmağımı koymuştum, sonra ise Hyunjin'i taklit edip elimi çeneme koyarak düşünceli bir poz verdim. Birden yanağımda hissettiğim dudaklar ile de makine bir fotoğraf yakaladığında Hyunjin'e döndüm. Ve son fotoğrafta ise Hyunjin dudaklarımızı birleştirmişti. Makine fotoğraf çıktısını çıkarken Hyunjin hala dudaklarını çekmemişti. Elimi ensesine atıp onu kendime çektim. Dudaklarım aralanırken sert bir şekilde alt dudağımı kavramıştı ve belime attığı eliyle beni kendine çekmişti. Sesli bir şekilde dudaklarımızı ayırdığımda gülümsedim. Bugün hoşuma giden şeylerden biride bu olmuştu.

•••

Elimdeki fotoğrafa bakıp duruyorken Hyunjin'de omzuma başını yaslamış yatıyordu. Otobüste evin yolunu tutuyorduk çünkü hiç mecalim kalmamıştı. Durağa yaklaştığımızda fotoğrafı Hyunjin'in ceketinin cebine soktum. Tüm süre boyunca çıkarmamıştım. Acaba üşümüş müydü? Hava vakit ilerledikçe ısınmıştı ama gerçekten düşüncesizlik etmiştim. Yinede bir ses çıkarmamıştı ve sorun yok demekti bu.

Eve girdiğimizde fotoğrafı bir kitabın arasına sıkıştırmış, üstümdekileri çıkararak tişörtüm ile yatağa girmiştim. Hyunjin arkamdan gelirken yatakta oturup onu bekledim. O ise telefonunu cüzdanını bırakıp odadan geri çıkıyordu. "Hyunjin?"

"Efendim?"

"Nere gidiyorsun?"

"İşemeye Felix?" Dediği şeyle kafa salladım. Ama bu cümle bana bir şeyi hatırlatmıştı.. işemeye giderken bile söylüyor mu olmuştuk yani? TANRIM!

•••

Felix sevgililiğin yegane kuralı olarak işemeye giden Hyunjin'i tuttuğuna göre bunlar sevgili oldular xğwmdpwdmwpdmwpfmepdmw
Umarım beğenirsiniz sizi seviyorum!
-Jedi

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin