Vis a vis'teki karılar gibi

2.5K 291 141
                                    


Hyunjin ile kaçmak dünyanın en saçma şeyiydi. Siktiğimin kibar ayakları yorulup durduğunda polis bizi arabaya sokmuştu ve şu an emniyete gidiyorduk. Ben ağlamaya başlamışken o da arada bana çatık kaşlarıyla 'sus' diyordu. Ama bu daha fazla ağlamamı sağlıyordu. "#polisiminyanındayım tweetleri atıyorum ben polis abi, bizi bırak lütfeğeğenn hüü!" Ağlamamın arasında konuştuğumda Hyunjin ise gözlerini deviriyordu. Put gibiydi orospu çocuğu!

"Onu şekil şukul yapmadan önce düşünecektin çocuk!"

"Ben reşitim bana çocuk demeğeğe hüü!" Konuştuğumda polis abi gülmüştü. "Gülmeğeğe." Burnumu sesli bir şekilde çekip Hyunjin'e sokuldum. Elimizde plastik kelepçelerden vardı ve bileğim acıyordu. Sessizce fısıldadım. "Taemin oppanın, Criminal'da yaptığı gibi kurtulabilirsek arabadan inerken kaçabiliriz." Burnumu çekerken Hyunjin şaşkın bir şekilde bana döndü.

"Hayal gücüne hayranım Felix." Fısıldadığında çok seksi çıkıyordu ses tonu.

"Hyunjin benimle hep fısıldayarak konuşsana." Gözlerini devirdiğinde omuz silktim.

"Felix susta en ufak ceza ile atlatalım şu geceyi." Ağlamaya devam ederken dediği şey ile kafa salladım. Keşke en başında sussaydım. Changbin'in babası ile hava atacağıma sussaydım da, cezamızı ödemekle yetinseydi.

•••

Arabadan indiğimizde içeri girmiştik. Tüm memurlar bize bakıyorken bende başımı adeta gazetecilerin çektiği muhabir edası ile aşağı eğmiştim. Şu an aşırı moda girmiştim ve bu çok havalıydı! Hyunjin ise benim aksime sıkıla sıkıla yürüyordu. Bir tane masanın önüne geldiğimizde Seungmin denen polis durumu izah etti. Polis memuru bir bana, bir de Hyunjin'e baktıktan sonra kimliklerimizi ve eşyalarımızı aldı. Sonra da sorgu için başka bir odaya götürdüler. Hyunjin ile bizi ayırdıklarında sakinleşen gözlerimden tekrar yaşlar akmaya başlamıştı. "Kurtaracağım bizi aşkım!" Ona bağırıp içeri sokulurken esmer tenli polisten kolumu kurtarmaya çalışıyordum.

"Ne yapmış bunlar?" Esmer tenli polis sorduğunda Seungmin cevap verdi.

"Yasağı ihlal ettiler, sonra beni tehdit edip kaçmaya çalışıp zorluk çıkardılar Jongin." Jongin olduğunu öğrendiğim polis beni süzerken bende bitişik ellerimi gözlerime götürüp göz yaşlarımı sildim. Kapıyı kapatıp karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Evet Lee Felix. Konuş bakalım."

"Ne konuşayım?! İki tane çocuğu getirmiş sorguluyorsunuz burada utanmadan!" Bağırdığımda Jongin kaşlarını çattı.

"Bana bak zengin bebesi.. polise böyle ayaklar çekersen bu sandalyeye oturur hesap vermek zorunda kalırsın."

"İyi de zengin olan ben değilim, Changbin'in babası."

"Changbin kim?"

"Ev arkadaşım."

"Olayı anlat sen bırak Changbin'i."

"Şimdi şöyle oldu.. aslında her şey yine bu Changbin yüzünden oldu. Yanımda gelen çocuğu gördünüz dimi? O benim biricik aşkım lütfen beni ondan ayırmayın! Ayda yılda bir aşık olup şerefsizliği bırakmıştım! Neyse konumuza döneyim. İşte bu sevgilime siyah saç boyası almış! İnanabiliyor musunuz? Ben inanamıyorum. Tabi bende dedim ki hayır Jinnie boyayamazsın siyaha. Gittim boyayı attım. Sonra benim çilekli lolipopum bana tavır attı."

"Kısa kesemez misin çocuk?" Jongin konuştuğunda gözlerimi devirdim.

"Dinlemeyeceksen niye sorguluyorsun polis bey?" Konuştuğumda gözlerini devirip el işareti ile devam etmemi söyledi. "İşte bende dedim hadi tamam tekrar boy alalım. Marketler hep açık oluyordu ama kapanası tutmuş! Caddedekine gittik işte, bir baktık Seungmin bey. Neyse bize ceza yazacağını söylediğinde korktum ve ben korkunca aşırı saçmalarım. Sarhoş gibiydim aynı ne bileyim ben ne dedim! Sonra birden demesin mi yok efendim sen beni tehdit ediyorsun! O böyle deyince korktum ama inanın kendim için değil, çıtır Hyunjin'im bu muameleyi haketmiyor polis bey! Sonra işte kaçmaya başlayınca hayatımın anlamısı da beni yalnız bırakmadı. Göt korkusu yüzünden buraya düştük."

"Sen ne geveze bir insansın ya!" Jongin konuşup önündeki kağıda notlar alırken omuz silktim.

"Asıl siz nasıl insanlarsınız? Her gün onca kişi yürürken sokakta sorun olmuyor, gece bir sokağa çıktık diye mahalleyi korona mı sardı?!" Resmen polise ayar çekiyordum ve hapisi bırak, yasayla idamı getirip beni idam edeceklerdi.

"Konuştukça daha dibe batıyorsun o yüzden dediklerin bittiyse sus."

"Şey bizi hapise yollarsanız Hyunjin'i benden ayırmayın çünkü duyduğuma göre hapisteki erkekler yokluktan ibneleşiyormuş. Yani Vis a Vis'teki karılar gibi hapisteyken birbirlerine kaymıyorlarsa. Benim Hyunjin'im çok güzel, onu yerler bensiz."

Jongin gözlerini devirip el işareti ile camdan Seungmin'i çağırdığında gelip kapıyı açtılar ve beni odadan çıkardılar.

•••

(Hyunjin'in bakış açısından)

"Kardeşim sen bu çocuğa nasıl dayanıyorsun?" Olanları ve Felix'in telaşlı bir tip olduğunu anlattığımda Sehun olduğunu öğrendiğim polis illallah etmişti. Garipsemedim çünkü ben alışmıştım. Bazen Felix'i ne kadar sorgulasamda umursamıyordum. Zaten onu sevmemdeki en büyük etken deli doluluğuydu. Umarım buradan bir an önce çıkardık çünkü çok fazla korkmuştu ve onun için endişeleniyordum. "Tamam, yaşınız genç olduğundan çok büyük bir ceza almazsınız. Size yine para cezası keseriz. Malum sevgilin baya gerilmiş, aksiyon yaratmış size."

Sehun gülümseyerek konuştuğunda içim rahatlamıştı. Ayağa kalkıp kapıyı açtığında bende kalkıp ilerledim ve çıktım. Beni görüp kolunu tutan polisten sıyrılıp koşan Felix'i, kollarımı kaldırıp başından geçirdim ve kendime çektim. Benim minik bebeğimin ağlamaktan gözleri şişmişti. "Jinnie, özür dilerim birtanem!" Tekrar hıçkırmaya başladığında bitişik ellerim ile omzunu sıvazladım.

"Sorun yok Lixie'm, hallolacak." İleriden Changbin gelmeye başladığında yanındaki adamın babası olduğunu düşündüm ve Felix'i dürttüm.

Felix önüne dönerken bu sefer Changbin'in babasına koştu. Changbin'in babası onu kolları arasına aldığında konuşmaya başlamıştı. "Bay Seo! Çok özür dileriz. İyi ki geldiniz!"

"Felix ne diyorsun? Sorun bile değil. Sizi buradan çıkaralım hadi." Bay Seo konuştuğunda aşırı mahcup olmuştum. Ama sonrasında bunu Changbin'e ödemeyi düşündüm.

Bir polis memurunun masası önüne geldiğimizde Bay Seo cezamızı ödedi ve bileğimizdeki kelepçeleri kestiler. Sonrasında eşyalarımızı alıp çıkmış ve şoför kapıyı açtığında arabaya binmiştik. Gerçekten de Changbin'in babasının zengin olduğunu anlamıştım. Ben, Felix abartıyor sanıyordum ama cidden adam zengindi. Bunu aklımın bir köşesine yazmıştım. İşimiz falan düşerdi mazallah.

"Felix sen hep böyle hayta olmaya devam mı edeceksin evladım?" Bay Seo konuştuğunda güldüm. Felix akıllanmazdı. Sanırım yaşlı bir dede olup taşıyıcı anne sonucu doğan çocuklarımızın çocuklarını seveceğimiz zaman bile Felix, torunlarımızın elinden şekerlerini alıp onları ağlatacaktı.

"Bu sefer oğlunuz yüzünden oldu ama lütfen." Yanımda oturan Changbin gözlerini devirdi.

"Beni karıştırma Felix." Felix'e cevap verdiğinde Felix'te omuzumdan hafifçe öne çıkarak Changbin'e dil çıkarmıştı. Ben ise onu geri çekmiş ve saçlarına öpücük bırakmıştım. Başımızı ne kadar belaya sokmuş olsa da BebekLix'ime hiçkimse laf edemezdi, ben bile.

•••

Bir olayda böyle bitmiş oldu ilerleyen günlerde Felix'i pezevenklerin elinden çekip kurtarırız artık

Umarım beğenirsiniz öpüyorum sizi
-Jedi

Honeypie // HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin