12 ☂️ Ufku genişleten düşünce silsilesi

482 64 91
                                    

Seelam✨ Nasılsınız bakalım? İyi olmanızı umuyorum.

Bu haftaki bölüm spoilerı kısmında en sonunda Taejin çiftini hikayeye sokacağımı, daha doğrusu ufak bir giriş yaptıracağımı... Jimin'in en sonunda kendisini, yaşamanın önemini ve bazı şeyler için hayatın çok kısa olduğunu anlamasını sağlayacağımı söyleyeceğim 🌸

Keyifli okumalar dilerim 🍡

🎧 Yoasobi - Ano yume o nazotte

12 ☂️ Ufku genişleten düşünce silsilesi

Güneşin kavurucu sıcağı derin meltem rüzgarının hafif hafif estirdiği kanyonda acımasızca üzerime düşüyordu. Sıcak hava yetmiyormuş gibi bir de yeni tanıştığımız halde kabalığından asla ödün vermeyen aptal palyaçoya katlanıyordum.

Her ne kadar Lumin'le ettiğimiz kısa sohbet sonunda yemeğimin başına dönüp biraz daha orada kalmak istesem de Jungkook buna izin vermemiş ve beni sürükleyerek daha önce kanyonda hiç gitmediğim bir yere doğru ilerletmeye başlamıştı.

"Jungkook, nereye gidiyoruz? Biraz daha yavaş ilerleyemez misin?"

"İlk günden bu kadar söylenecek misin Jimin?"

"Hey, unutma. Henüz Cüce'nin teklifi kabul etmiş değilim."

"O zaman çık Kanyon'dan ve Hodin'in gelip seni almasını bekle."

O an Jungkook'un sabahları asla çekilmeyen birisi olduğunu anlamıştım. Onun kadar hızlı ilerleyememek benim suçum değildi. Belli ki o buralara alışmıştı ama ben, acı bir gerçek olsa da, onun kadar uzun bacaklara sahip değildim. Ayrıca gittiğimiz yeşil, güzel kokulu yolun üzerindeki çimenlerle süslenmiş bu küçük tepecikleri aşmak da kolay değildi benim için.

"Dikkat et! Evleri yıkacaksın."

"Ne?"

Jungkook'un ne demek istediğini anlamamıştım o an. Benden birkaç adım önde olmasına rağmen asla benim kestirme olarak seçip üstlerine basarak ilerlediğim minik çimli tepelere basmadığını ve genelde onların yanında bulunan hafif dolambaçlı patika yoldan ilerlediğini fark etmiştim. Bir dakika, yoksa bunlar...

"Çoğu cüce toprağın altında kazdıkları o evlerde yaşıyor. Evlerini başlarına yıkarsan burada pek huzurlu bir hayat süreceğini düşünmüyorum Jimin. Benim ilerlediğim yoldan gel ve bastığım yerlere basmaya çalış.

Bana yardım mı etmek istiyordu yoksa kendisine yeni işler çıkarmaktan kaçınmaya mı çalışıyordu bilmiyordum ama dakikalardır üstlerinden yürüdüğüm o toprak parçalarının yalnızca birer tepe olmadığını öğrenmemle şaşırmıştım. O an yapabildiğim tek şey aklımda canlanan o kötü senaryonun herhangi bir evde gerçekleşmemesi ve Jungkook dışında bunu kimsenin fark etmemiş olması için dua etmek olmuştu. Sonrasında zaten Jungkook bir şey yapmama izin vermeden arkasını dönüp tekrar ilerlemeye başlamıştı.

Hava gerçekten oldukça sıcaktı. Jungkook'un basmadığı her bir alandan uzak durmaya çalışırken bunu düşünmüştüm. Alnımın sağ köşesinden bir ter damlacığı yüzümde süzülüp çeneme doğru yol almıştı. Saatin daha oldukça erken olduğunu bilmem daha da terlememe neden oluyordu. Günün ilk ışıklarında bu denli kavruluyorsam Tanrı bilir öğlen vakti nasıl geçecekti benim için?

Bir süre yalnızca ayaklarımdaki sarı çizmelere bakarak ilerlemiştim ferah ve yeşil olan yolda. Jungkook'un adımlarının otlar üzerinde çıkardığı sesin yok olmasıyla ise başımı halsiz bir şekilde kaldırmış ve geldiğimiz su kuyusuna bakmıştım. Yukarıda bir çeşme olduğunu biliyordum, su ihtiyacını oradan giderdiklerini düşünmüştüm. O yüzden tuğlalarla örülü olan bu çatılı kuyuyu gördüğümde oldukça şaşırmıştım.

Clown Canyon // KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin