19 ☂️ Sahil kıyısındaki gölgelerin sırrı

275 39 15
                                    

Selaam~

Öncelikle pes etmemem için satırlarca o değerli düşüncelerini gerek yorum gerek panom gerek de mesaj kutuma yazanlara çok tahmin edemeyeceğiniz kadar çok teşekkür ederim 🍄

Bilenler bilir en büyük hayalim her zaman sevilen bir yazar olmaktı. Ve artık bunun için gerçek adımlar atmak gerektiğini düşünerek farklı bir kurguya başladım. beni çok yoran, elle tutulur ve değiştirilemeyecek sayfalara sahip olacağı için her açısıyla yazılması gereken bir kitaba 🤤✨ bu yüzden burayı bayağı savsakladım. Amaa yeni bir bölümle geldim.

Diğer bölüm de hazır sayıldığı için yakında gelecek, keyifli okumalar dilerim~
Lütfen siz de yeni kitabım için başarı dileyin 🍊💚

19 ☂️ Sahil kıyısındaki gölgelerin sırrı

"İşte," önceki günün aksine giydiğim terliğin aralarından içeri girip parmaklarımda gezinen kumları işaret ettim, "burada."

Jungkook yorgun ama bir o kadar üzerinden büyük bir yükün kalkmasının verdiği rahatlamayla kumlar üzerine eğildi. Açıp tekrar gizlemeye çalıştığımız sandığın üzeri gece esen rüzgar nedeniyle kumlarla kaplanmıştı. Jungkook sandığı büyük bir güçle çekip toprağın üzerine sertçe bıraktığında etrafa tozdan oluşan minik bir dalgalanma kapladı. "Gerçekten..."

Jungkook'un büyük bir rahatlamayla kumların üzerinde düştüğünü gördüm. Ağır kapağı hızla araladığında gözlerinin irice açılması ve elini sandığın içine atarak yüzüne alışılmadık gülümsemelerin yerleşmesine tanık olmak tuhaf hissettiriyordu.

Eski parşomeni dikkatli bir şekilde açtı ve içerisine garip şekilde karalanmış çizimlere, yol hatları olduğunu tahmin ettiğim kesik çizgilere ve tuhaf yaratıkların kapladığı renkli çizimlere göz gezdirdi. "Park Jimin, ne başardığını bilsen egon Amber'ınkiyle yarışacak kadar yükselirdi." diye mırıldandı.

"O kadar mı büyük?"

Jungkook büyülenmiş gibiydi, dediğimi duymadı ve söylendi. "Artık her şey daha iyi olacak." diyerek gevşedi. Belki de aramızdaki buzlar çözülüyordu. Haritanın bulunması belki de Jungkook'un bana ısınması için bir şanstı.

Halbuki Jungkook da ben de bilmiyorduk. Bu andan itibaren işlerin daha da sarpa saracağını düşünemiyordu. Benim de Jungkook'tan kalır yanım yoktu. Anın hissiyatına kapılıp yanında duruvermiştim yalnızca. O anlık ikimiz de doğan güneşin etrafı aydınlatışını izledik. Jungkook'un benimle olmaktan değil de haritanın heyecanından böyle olduğunu biliyordum. Ama yine de o an On İki Adaların üzerine hayal gibi düşen güneş ışıklarının kum taneleri üzerinde parıldayışını ve günün yeni başlayan saatlerini ikinci bir kez birlikte çıkarmamın tadına vardık.

~~~

"İftiraların canı cehenneme! Bu görüntüler, zamanın başlangıcına bakma, evrenin derin yapısını araştırma ve Güneş Sistemi'nin çok ötesindeki gezegenlerin çevresini saran atmosferlerin incelenmesine olanak sağlıyor. İnanabiliyor musun Jimin? Tam tamına 10 milyar dolardan bahsediyorum!" Taehyung kafasına geçirdiği kaynakçı gözlüğüyle elindeki tehlikeli aleti bir sağa bir sola sallayıp duruyordu. "Çok çılgınca değil mi?"

"Senin kaynak makinasını böyle sallaman kadar çılgınca mıdır bilmiyorum Taehyung."

"Ah, affedersin." Taehyung gözlüğünü tekrar gözüne takıp makinayı yere sabitlediği iki demir parçasına dayadı ve demiri eriterek bir adet alaşım yapmaya çalıştı. "Düşünsene Jimin, 30 yıl sonunda böyle büyük bir proje tamamlandı ve daha önce uzayda hiç görülmeyen ayrıntılar ortaya çıktı." Taehyung'un bağıran sesi makinanın gürültüsü arasında kaybolup gidiyordu. Ellerimize geçirdiğimiz kalın eldivenlerle demirin bir ucunda olan ben ve bir ucunda Bunka'yla her ne kadar Taehyung'a yakın olsak da kaynak makinasından fırlayıp etrafa saçılan kıvılcımlar nedeniyle onun sesini duyamıyorduk.

Clown Canyon // KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin