See~laaam~ 🌸☂️🍒💚🤡
İlk bölümden sonra zaman birazıcık ileriye sarmış olacak. Yani günümüze tekrar dönecek~ Önceki bölümde aldığım tepkiler o kadar güzeldi ki... gün boyu evde sırıtarak dolaştığım inkar edilemez bir gerçektir.
Umarım beğenirsiniz 🍄❤
Bölümü, medyaya koyduğum şarkıyla okursanız daha güzel olabilir. Çok uzatmadan keyifli okumalar diliyor ve kaçıyorum 🎈
🎧 Come little children
- piano version2 ☂️ Uzaklarda bulunan masalsı alem.
Günümüz / 12 yıl sonra
Sabahın ilk ışıklarında kaktüslerimin süslediği penceremden içeri sinsice giren ışık huzmeleriyle daldığım gökyüzünden bakışlarımı çekebilmiş ve aydınlanmaya başlayan berrak havadaki bulutlara son bir kez bakarak ayaklanmıştım. Bu saatte kalkmaya alışık olduğumdan ya da gece uyuyamamamdandır sanırım hemen yatağımın yanına koyduğum terliklerimi ayağıma geçirmiş ve diğerlerini uyandırmamaya çalışarak dünden hazırladığım kıyafetlerimle birlikte sessizce ortak kullandığımız lavaboya doğru ilerlemiştim.
Açıkçası Bayan Yoon'un dikkatini çekmek istemiyordum. Bu kadar erken saatte, ses çıkarmasam bile, koridorda gezmeme eminim ki laf ederdi. Evde kocasından, kızlarından çıkaramadığı sinirini stresini burada bizim üzerimizde çıkarıyordu. Yaptığımız en ufak hatada bile odasına çekip güzel mi güzel bir azar çekmeyi ve zaaflarımızdan yararlanarak bizi gömmeyi çok da iyi bilirdi.
Gıcırdayan kapıyı açabileceğim en sessiz şekilde aralayıp eski tuvaletin içine girerken ne zaman tutmaya başladığımı bilmediğim nefesimi rahatlıkla dışarı vermiş ve aynanın karşısına geçerek musluktan akan soğuk suda yüzümü yıkamaya başlamıştım.
Bugün Jin hyungla buluşacaktım. O, bu yetimhaneden ayrılalı 4 yıl olmuştu, bu dünyada yakın olduğum, sonuna dek güvendiğim tek kişiydi aslına bakılırsa. Buradan ayrıldığında benim şuanki yaşımdaydı ve benim de onun gibi buradan gitmeme az kalmıştı. Yalnızca... 8 gün sonra bende buradan ayrılacaktım.
Nereye gideceğimi ve ne yapacağımı çoktan planlamıştım. Hatta eşyalarımın bir çoğunu bile çoktan toplamıştım. Yıllardır çalışarak, girdiğim sınavlarda kazandığım ödüllerden biriktirdiğim parayla, Jin hyungdan sonra en sevdiğim insanın bana önceden ayarladığı tek kişilik bir yurt odasına yerleşecektim. Bir yandan okumaya devam ederken bir yandan da part-time işlerle geçimimi sağlamayı düşünüyordum. Tabii bunları yapabilmemi sağlayan insana da oldukça minnettardım.
Ki-hyun okuduğum lisenin son sınıfındayken okulumuza gelmiş olan bir çocuktu. Çok canayakın bir kişiliğe sahip değildi, yakışıklı sayılabilecek yüzüyle ve takındığı badboy havasıyla çoğu kızı ve dahası erkeği kendine hayran bırakan biriydi. Belki de o okulun kapısında karşılaşmasaydık onun, okuldaki varlığımdan haberi bile olmayacaktı. Açıkçası bana karşı da herkese karşı olduğu gibi soğuktu, ama okul dışında geçirdiğimiz vakitlerde gayet samimiydi. Ve sanırım bahsettiğim bu birkaç samimi davranış yüzünden ona karşı farklı anlamda atan bir kalbe sahiptim.
Jin hyung benim ona karşı olan bu hoşlantıma her zaman karşı çıkmıştı, ona güvenmediğini, pek fazla insan tanıdığını ve onun o grupta kötüler katagorisinde yer aldığını söylemişti. Sanırım Jin hyungun söylediği bir şeye hayatımda ilk defa inanmıp katılmıyordum.
Aynadaki yansımama bakarak saçlarımı geriye yatırmış ve yüzümü biraz incelemiştim. Sabahın 5'i olmasına rağmen hızlıca hazırlanıp çalıştığım aile lokantasına gitmem gerekiyordu. Restorant açılmadan önce lokantanın içindeki eşyaları yerlerine yerleştirmem ve temizlik yapmam görevlerimden yalnızca birkaçıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clown Canyon // Kookmin
FantasyJeon'un lideri olduğu Palyaço Kanyonu'ndaki yaşam ağacı, Jimin'in kalbine bağlıydı. Büyülü kanyonun devasa ağacına yaşam veren Jimin, götürüldüğü kanyonda Jungkook ve beraberinde liderlik yaptığı tuhaf yaratıklarla birlikte, sihir bozulana dek yaşa...