Selaam~ 🎈
Biraz tanışmalı bir bölümle geldim lskladkkla önceki bölümde dediğim gibi fic daha yeni başlıyor lklsllkdlkdf yolculuğu cidden uzatmış gibi hissettim kendimi ama sıkılmayacağınızı bilsem birkaç bölüm daha yazardım
Neyse, keyifli bir bölüm olması dileğiyle🍒
🎧 Yusuke Saeki - Yume no You na
9 ☂️ Büyülü kanyonun yeni misafiri
"Nasıl unutabilirsin ki Jungkook?! Ya ölseydim?"
"Bilerek sokmadık ya seni içeri? Aklımdan çıkmış işte, insanlık hali."
"Cidden sana inanamıyorum Jungkook. Bir de liderim diye geçiniyorsun..."
Jungkook gözlerini devirmiş ve ellerini saçlarına atarak sinirle karıştırmıştı. Nasıl bir lider cücenin karışımlarıyla ilaçladığı odayı unutup yeni misafirini orada zehirleyerek ölüme bırakırdı ki?!
"Unutmuşum işte, amma da abartıyorsun? Ye şu yoğurdu!"
Hani hem suçlu hem güçlü derlerdi ya? İşte Jungkook tam olarak öyleydi! Anlattığına göre buradan ayrıldığı gün karşı patikadaki 3 odayı da cücenin yaptığı uzun süreli karışımla ilaçlamışlardı. Hatta yola çıkacağı sırada Jin hyung ona odam ilaçlandığı için seninkinde kalacağım demişti. Ama o bunu unutup beni o odaya uyumam için bırakmıştı.
Şimdi de kokusuz ilacı soluduğum için dönen başımın, bulanan midemin ve yanan ciğerlerimin acısını gidermek için kütük taburelere beni oturtmuş yoğurt yediriyordu.
"Bu gece benim odamda kalırsın. Yarın da... yarın da büyük ihtimalle benimle kalırsın. Maalesef lanet ilacın uzun süreli etkisi için 5 gün boyunca karışım oraya uygulanmalı."
"Jungkook. Bu yoğurdun tadı neden böyle?"
"Nasıl? Ver bakayım."
Jungkook kütük oturaktan kalkmış ve masanın üzerine doğru eğilerek elimdeki tahta kaşığı alıp ucundan yoğurdun tadına bakmıştı. Ağzına almasıyla yüzü bir anda buruşmuş ve tiksintili ifadesiyle dili de dışarı çıkmıştı.
"Iy! Bu yoğurt değil ki?!"
"JUNGKOOK?"
Etrafı kaplayan bir kahkaha sesi doldurdu kulaklarımı. Jungkook karşımda gözleri kısılana dek gülmüş ve karnını tutarak biraz sakinleşmeye çalışmıştı.
Tamam, o an bu kadar pervasızca konuşmasına mı şaşırsam yoksa ilk defa espri yapmaya çalışmasına mı tepki versem bilememiştim. İlk defa bu kadar çok güldüğünü görüyordum. Açıkçası bu beni şaşırtmıştı. Tamam, garip değildi. Ama gülmeyen birinin bir anda bu kadar güldüğünü görmek bu olayı garipsememe neden oluyordu. Ayrıca hala başım dönüyordu, pek kendimdeyim de diyemezdim.
"Ah sadece şakaydı. İçine biraz cücenin otlarından kattım, o yüzden böyle acı. Hadi sen ye. Ben odama gidip uyuyacağım. Tanrım, çok soğuk."
Üstsüz bir şekilde dışarı çıkıp soğuk olmamasını beklemesi gerçekten garipti. Ayrıca biraz da olsa beni bekleyemez miydi? Hele ki o canavar olayından sonra, tabii bir de zehirli hava olayı sonrasında böyle yapması uygun muydu? Hem ben odayı bilmiyordum ki.
"Jungkook? Peki ya od-"
"Şu kayanın içine gir. Kapı açık olacak zaten. Mıymıy davranmazsan iyi olur."
Daha sonra gitmişti. Tahta masada öylece bırakmış ve gecenin sessiz karanlığında kaybolmuştu.
Jungkook'un gitmesinin ardından ciğerlerimin nefes aldığını fark etmiştim. Artık başım eskisi kadar dönmüyordu. Bu acı yoğurttu belki de beni iyi yapan o an bilmiyorum ama, masadan kalkıp ahşap tabağı nereye bırakacağıma baktım. Ama etrafta onu bırakabileceğim herhangi bir mutfak göremiyordum. Jungkook'un bunu getirdiği mağara benzeri o taş duvarın içine mi girmeliydim, yoksa bu bulaşığı az önce kalktığım masanın üzerine bırakıp da Jungkook'un yanına mı gitmeliydim diye birkaç saniye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clown Canyon // Kookmin
FantasíaJeon'un lideri olduğu Palyaço Kanyonu'ndaki yaşam ağacı, Jimin'in kalbine bağlıydı. Büyülü kanyonun devasa ağacına yaşam veren Jimin, götürüldüğü kanyonda Jungkook ve beraberinde liderlik yaptığı tuhaf yaratıklarla birlikte, sihir bozulana dek yaşa...