5 ☂️ Sessiz günde bitmeyen yolculuk

505 85 131
                                    

Selamm~🍄❤

Nasılsınız ballarım~ 💚

Şu berbat evde kalma nedenimize karşı tedbirli ve dik durumda kalarak iyi olduğunuzu umuyorum~ (not: bu kurgu karantina2'de yazılmıştır kdlsflksjfsd)

Bölüm hakkında biraz bilgi vermem gerekirse, önceki bölümün aksine bu bölümde daha çok kookmin moment olacak klasjdaslksad

Buradaki konuşmalar spoiler niteliğinde oluyor diye korkmuyor değilim, umarım kendi kurgumda pot kırmıyorumdum kdlsjlfksdjfksdf

Keyifli okumalar dilerim~🎈

🎧 Radical Face -
Welcome Home

5 ☂️ Sessiz günde bitmeyen
yolculuk

Kulağımı dolduran sese karşı bir tepki vermek istemiyordum. Kalkmak o kadar güç geliyordu ki şuan... Gözlerimi aralamak bile benliğime ihanet ediyormuşum hissi veriyordu.

"Park Jimin, uyan."

Ne oluyordu kavrayamıyordum. Kısa bir an için gözlerim açılacak gibi olmuştu ama bu süre zarfı belki 2 saniyeyi bile geçememişti. Yalnızca gerilmiş kırmızı dudaklarıyla adımı seslenen o çocuğun üçgen sembolüyle süslenmiş gözlerini görebilmiştim. Daha sonraysa gözlerim tekrar kapanmıştı.

Uğultu şeklinde gelen sesleri duyabiliyordum ama sanki beynim kalkmamı istemezmiş gibi bu sesleri yok sayıyor ve uykuma kaldığım yerden devam etmemi söylüyordu.

Boğuk ses bir an kaybolunca yerini aratmak istemezmiş gibi hemen arkasından tok bir yankılanma kulağımı doldurmuştu. Gözlerimi açmak için kendimi zorlasam da sanırım uzun bir süre uyumadığım için bunun cezasını çekmek adına göz kapaklarım yerlerinden kalkmıyordu.

Bu bir kapı açılma sesi miydi? Onu bile ayırt edemiyordum. Yalnızca, bu sesin hemen ardından "İyi, uyanmazsan uyanma! Kendin kaybedersin!" nidalarını duymuş ve uykuma kaldığım yerden devam etmiştim.

Kuş cıvıltılarını ve rüzgar çanlarının çıkardığı o hoş sesi duyuyordum. Ama maalesef buna da tepki veremiyordum. Birkaç dakika daha bu pozisyonda uyuduğumu biliyordum. Uykudayken zaman kavramı da en az gerçek dünya ve rüyalar arasındaki fark kadar farklılık gösteriyordu. Belki de bu birkaç dakika yalnızca birkaç saniyeydi.

Bilincim bunlarla dolarken dün gece olan şeyleri hatırlamıştım. Bunlar bir rüyadan ibaret olabilir miydi? O palyaço surat ve ormana kanlı bedenleriyle taşınan kötü adamlar? Kihyun ve aptal arkadaşları? O sıkıcı yolculuk? Krizlerim? Bunlar gerçekten de yaşanmış mıydı yoksa yalnızca bilincimin oynattığı birkaç saçma düşten mi ibaretti?

En sonunda gözlerim bana karşı meydan okumayı bırakmış ağır ağır açılmaya başlamıştı. Başta ağrıyan boynum için endişelensem de yeni doğan güneş ve sol tarafımında bulunan yeşiller arasındaki tarla ve anayol buna engel olmuştu. Bu kadar güzel bir manzarayla karşılaşarak uyanacağımı açıkçası hiç düşünmezdim. Hemen sağımdaki açık camdan içeri süzülen temiz hava güne mutlu ve ferah bir başlangıç yapmamı sağlaması da ayrı bir şans konusuydu sanırım.

Yaşadıklarımın gerçek olması biraz hayal kırıklığına uğramama neden olsa da turuncu ışıklarını park ettiğimiz yol kenarındaki arabanın içine bahşeden güneş bunu unutmamı sağlıyordu. Gözlerim bir an için şoför koltuğundaki bedeni aradı. Ama boş koltukla karşılaştığında biraz şaşırmıştı. Nereye gitmişti? Beni burada bırakmış mıydı yoksa? Yoksa uyanmamamın nedeni böbreklerimi çıkarırken kullandığı anestezik maddeler miydi? Gerçekten de ameliyat sonrası beni böylece yol kenarına atıp kaçmış mıydı?

Clown Canyon // KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin