BÖLÜM 1

876 58 17
                                    

Sabah erkenden telefon sesiyle uyandım. Alarm sanıp kapatmaya çalışsam da başarılı olamadım.

"Efendim! "

"Burçe Varlas? "

"Evet..."

"Burçe Hanım ben FNC Entertainment'tan Kim Kang Tan. Size 3 saat sonra uçağınızın olduğunu hatırlamak istedim."

"Teşekkür ederim."

Tam kapatmak üzereyken adamın sesiyle Duraksadım.

"Burçe Hanım."

"Evet. "

"Sizi havaalanında bekleyeceğiz. İsminizin yazılı olduğu bir kağıt tutacağım. "

"Tamam, teşekkürler."

Telefonu kapattıktan sonra yatağımın üstünde aşiret ağası gibi oturup oda mimarısini inceledikten sonra kendime gelip bir çığlık attım. 'Kızım Burçe 4 yıldır hayalini kurduğun ülkeye gidiyosun. Yong Hwa'nın (sağdan 2.) Yanına gidiyorsun, Cnblue' yla çalışacaksın. '

Yataktan kalktım. Odamı topladım valizlerimi ve yanımda götüreceğim herşeyi hole çıkardım. Odamı inceledikten sonra gerekli yerlere çarşaf serip naftalinledikten sonra -annemin çok yoğun tembihleri üzerine- odamdan çıktım. 2,5 saat kalmıştı. Diğer odalara da aynı işlemi uyguladıktan sonra mutfağa gidip birşeyler atıştırdım. Ama heyecandan hiçbir şey yiyemedim. Ama heyecandan birşeyi unutmuştum giyinmeyi. Aceleyle üzerime pembe bir elbise ve üzerine kot ceket giydim. Beyaz babetlerle tamamladıktan sonra çıkmaya hazırdım. Seni özleyeceğim güzel evim.

Telefon ettiğim taksiyi beklerken annemi aradım.

"Anneciğim! "

"Kuzum! "

"Ben havaalanına gidiyorum, birazdan telefonu kapatacam da o yüzden aradım. "

"Tamam annem, aldın mı herşeyini. "

"Evet anneciğim sizinle ayarladığımız gibi herşey. "

"Ah be kızım izin vermedin ki seni geçirelim. "

"Anne Ankara' dan İstanbul' a gelmeye ne gerek var. Hem 2 gün önce vedalaştık zaten. Bilirsin vedaları sevmem."

"Aman iyi. Baban istiyor kuzum, veriyorum. "

"Tamam sultanım."

"Kızım! "

"Babacıgım, babişkooo "

"Gidiyor musun yavrum."

"Evet baba, taksideyim."

"Şirket yetkililerinden başkalarıyla konuşmak yok, oraların yabancısı olduğunu belli etmek yok, içki içmek yok."

"Baba ben zaten kullanmıyorum."

Annemin sesini duydum.

"Olsun kızım yaban eller orası. "

Gülümsedim.

"Yabancı adamlarla konuşmak, gece geç gündüz erken çıkmak yok. Aman kızım dikkat et."

"Tamam canlarım benim. Siz hiç merak etmeyin. Hem ben işleri yerine koyar koymaz beni ziyafete geleceksiniz."

Uzun bir vedalaşma maratonundan sonra havaalınana geldim. Şoför valizlerimi verirken bana baktı. Babacan bir tavırla elimi tuttu.

"Kızım duyduğum kadarıyla yabancı memlekete gidiyomuşsun. Aman kendine dikkat et, elleri bizim gibi sanma. Kendini tanı. "

Gözlerim dolmuştu. Canım ülkemde hiç tanımadığım insanlar bile beni koruyordu. İşte ben böyle bir ülkenin evladıyım, ben bu güzel ülkeyi temsilen gidiyorum. Canım Türkiyem!

"Siz hiç merak etmeyin amcacım. "

Ona verdiğim paranın bir miktarını bana uzattı.

"Geri kalanı benim ihtiyacımı karşılar kızım. Sen yaban memleketlere gidiyomuşsun, sana lazım olur. Hem dur bekle ben sana şunları taşınmasında da yardım ediyim."

Adının Hamdi olduğunu söyleyen Hamdi amca bana son derece yardımcı oldu.

"Aman kızım dikkat et. Oranın taksicilerine esnafına, oğluna, uşağına dikkat et. Hadi Allah' a emanet ol."

Amcanın elini öptüm. Bana yardım etmenin gururu ama yabancı ellere göndermenin hüznü vardı. Tüm işlemleri hallettikten sonra uçağa bindim. Bekle beni GÜNEY KORE BURÇE GELİYOR!

OPPAMLA HAYALLERIMIN PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin