Kalbim artık yoldan geçenin duyabileceği bi seviyeye geldiğinde Jackson elleri cebinde yanıma geldi.
"S.sen gitmemiş miydin?" Ahh neden heycanlanınca kekelerdim ki.
"Yanlış yoldan gitmiştim." Onaylarcasına kafamı olumlu yönde salladığımda koluma girerek evime doğru yürütmeye başladı. Koluma girmişti. O benim koluma. Inanamıyorum. Kol kola yürüyoruz şu an. Eve kadar nasıl dayanacağım ben?
"Marco olayı nasıl gidiyor? Unuttun demi'' Beni düşüncelerimden kurtaran ses gelmişti. Marco olayında da kalbimde açtığı derin yara gitmişti bile. Hatta senden hoşlanmaya başlamıştım gerizekalı. Hatta belki daha fazlası. Bi dakkaya az önce ben ilk defa kendime ondan hoşandığımı itiraf mı etmiştim? Yani hal ve hareketlerimle hoşlandığımı biliyordum ama kendime bunu ilk defa söylemiştim. Ilk defa itiraf etmiştim. Ama ondan daha önemli bir şey vardı. Jackson Marco olayını nerden biliyordu. Ona söyleiğimi hatırlamıyorum. Çünkü söylememiştim!!
''Sen Marco'yu nerden biliyosun?'' Ağızından kaçırdığını anlamış olacak ki yüzü şekilden şekile girmişti. Bana baktığında cevap bekleyen gözlerle ona baktım.
''Stoney anlatmıştı.'' Peki neden? Neden anlatma gereği duymuştu ki? Tabi bunları Jackson'a sormayacaktım. Neden sormadığımı bende bilmiyordum açıkcası. Şu ortamı Marco olayıyla bozmak istemediğinden dolayı galiba.
Kısa bir sessizlikten sonra çenesini tutamayıp konuşan yine ben olmuştum tabiki.
''Ee hayat nasıl gidiyor? Okul,pizza işi falan'' Acaba sormasa mıydım? Hata mı yapmıştım. Rahatsız olabilirdi sonuçta. Onu üzmek istemezdim.
Kolumdan çıkarak yürürken ''okul gayet iyi. En başta zaten siz varsınız. Yani okula geldiğimde beni aranıza aldınız ben dışlanıcağımı zannederken. Mutluyum o yüzden derslerde iyi zaten. İş olayı karışık biraz. Oranın iş sahibiyle kavga ettik. Bende sinirlendim istifamı verdim. Ordan sonra tabi iş bulma çabalarım oldu. Ama pek uzun sürmedi. İki güne buldum.'' Demişti.
''Ne işi yapıyorsun şu an?''
''Bi yerde araba tamirhanesinde.'' şaşırdığımı çok belli etmiş olmalıydım ki ''öyle bakma. Gayet iyi bir yer.'' demişti. Belki de gerçekten iyi bir yerdir. Olabilirdi yani.
"Iyi o zaman" bu sırada eve ulaşmıştık zaten. Yol mu kısıldı ne? Biraz daha konuşmak istiyordum onla. Sesinin biraz daha kulaklarımı doldurmasını.
"Geldik" maalesef.
"Neyse görüşürüz yarın o zaman" deyip gitti.