Arabadan indiğimde geri geri yürüyen bi çocuk bana çarpmıştı. Ya niye önüne gelen bana çarpıyor. Bide önüne dönerek yürüsen nolur sanki. Hani bi yerlerin mi dökülür.
"Yaa sen düz yürüyemiyo musun gerizekalı." Çocuk ağızı açık bir şekilde arkasını döndüğünde benimde ağzım açık kalmıştı cidden. Yine mi sen. Niye her yerde karşılaşıyoruz ki senle.
Bu bizim sınıfa yeni gelen kumral çocuktu. Sinir şey.
"Yaa ama yine mi sen? Yeter artık takip mi ediyosun sen beni? Her seferinde karşıma çıkmak ne ya. Hadi çıktın niye her seferinde çarpıyosun be." Mahalle karıları gibi konuştuğumda sonunda benim arkadaşlarım aradan inip yanıma gelebilmişlerdi.
"Oo Jackson." Stoney gelip kumral çocukla el sıkılaştığında şaşırmamım üstüne bi kat daha şaşırmıştım. Bunlar nerden tanışıyo yaa.
Ben nasıl bir kafaya sahipsem artık. Bu çocuk bizim sınıfa gelmişti ve tanışmaları normaldi. Ya da değildi. Ya çocuk sınıfa gelmiş olabilir ama Stoney'in tanışmasımı gerekti. Değildi. Ama olabilirdide. Amman banane tanışmamalardı.
"Ya siz niye tanışıyorsunuz ki? Ya Stoney sen benim düşmanımla nasıl arkadaş olabilirsin. Hani o laflar nerde kaldı. 'Dostumun dostu düşmanım dostumun düşmanı düşmanımdır' lafı. Benim düşmanımla sen nasıl dost olursun ya"
"Ya kızım ne büyüttün çocuk sınıfa yeni geldi sen ne ara onla düşman oldun?"
"Sen onla ne zaman dost olduysan ondan önce canım. Hem olaylar var. Ben sana anlatmadım mı?" Boş gözlerle bana bakınca anlatamadığımı fark ettim.
"Bu çocuk evin ordaki avm de benim üstüme kahve döktü. Özür bile dilemedi. Sonra pizzacıda çalışıyomuş. Tesadüfe bak bizde ordan yemek aldık. Beni zehirlicekti. Sonra bizim sınıfa geldi. O kadar uğraştığım soruyu çözdü. Hocanında gözüne girdi. Bence nefret etmem için çok sebep var."
Stoney elini havada boşver gibisinden sallayıp Jackson'ın omzuna elini attı. Ve birşeyler diyerek bizden uzaklatılar. Ya bu çocuğun amacı ne?
Bi adım arkamda duran kızlara dönerek "ya napıyo bu çocuk" dedim.
Jesica "aman Stoney.değil mi o herşey beklenir ondan" derken Lily "takma" demişti. Takmıcaktım. Ya zaten böyle şeyleri büyütmem ama bu çocukta bi şey var. Hislerim ona karşı negatif sanırım. Nefret yüklüyüm ona karşı.
Stoney gelmeyeceğini söylediğinde üçümüz mağazalara akın etmiştik resmen. Lily için kıyafet arıyoduk ama kendime de bakmayı ihmal etmiyordum tabi.
"Kızlar bu nasıl?" Diyerek kabinden çıkan Lily'e çevirdim bakışlarımı. Güzel kıyafetti açıkçası. Hatta o almazsa ben bile alabilirim. Aslında sade bir elbiseydi. Ama baya iyi ve şık yani. Aslında pantolanlara karşı bi bağım vardır benim. Benim böyle elbiselere baktığıma bakmayın. Bakarım alırım ama giymem. Pantolanlar her şeydir bu hayatta sonuçta. Dönek gibi oldum ama öyle. Pantolanla rahat edebilen bi insanım ben. Benim için elbise sadece bakmalık gibi bişey.
"Güzel ama sanki diğeri daha iyidi ya. Ne biliyim. Benim kararsızlığımla hiç bi yere varamayız. Sen en iyisi Jesica'ya sor."
Jesica adını duyunca askılıklardan karıştırdıği elbiselerden dikkatini çekip bize dönebilmişti.
"Ha noldu? Elbise mi yine? Bu guzel." Elbiseyi bi kez daha süzdükten sonra "bu bayaa güzelmiş ya" dedi.
"Ama ya niye beni zor durumda bırakıyorsunuz ki. Hangisini alıyım şimdi ben?"
"Bu gayet hoş bedenine de uygun" Bunun erkek sesi olduğunu anlamam saniyeler almıştı. Kim olduğuna bakmak için kafamı mağazanın içerisinde gezdirirken kapının önünde Jackson ve onun omzuna kolunu atmış olan Stoney'i gördüm. Elbisemizede karış sen. Tamam mı?