-16

49 8 0
                                    

Servise bindiğimde en arkadaki yerime oturdum. Edward'da yanımaki koltuğa oturdu. Genellikle serviste müzik dinlerdim. Tamam tamam genellikle demeyelim. Hep dinlerdim. Yola bakarak müzik dinlemeyi hayal kurmayı seviyorum. Serviste varlığımın bile belli olmadığı anlar var cidden. Bugünde aynısını yapsam Edward'a ayıp olur muyduki? Yani belki konuşmak istiyordur falan.

Edward cebinden kulaklığını çıkarıp telefonuna takınca bi 'oh' çektim. Kafamdaki bütün soru işaretlerini silmişti valla. Bende çantamın ön gözündeki kulaklığımı çıkarttım ve Justin'in sesininin kulaklarımı dondurmasına izin verdim.

°°°°°°

"Burası da senin sınıfın. Bu da benim" diyerek kendi sınıfımın kapısını gösterdim. "Teneffüste konuşuruz o zaman."

"Görüşürüz"

"Görüşürüz" dedikten sonra sınıfa girdim. Sırama giderken Jesica ve Lydia'nın sıramda konuştuklarını gördüm. Yanlarına ulaştığımda

"Günaydın kızlar"dedim.

"Günaydın günaydın da senin şu okula birlikte girdiğin çocuk kimdi? Görüyorsun demi Lydia bize anlatamadığı şeyler var. Çocukta yakışıklı hani. Nerden tanışıyosunuz? Ne zaman tanıştınız? Adı ne? Herşeyi anlatıyorsun." Jesica'nın tek nefeste söyledikleri üzerine gülmeden edemedim. Bu kız git gide rekora koşuyordu. Nerden görmüştü ya? Burda olduklarına göre aşağıda görmeleri imkansızdı.

"Siz nerden gördünüz bizi?"

"Camdan" diye ikiside söylenince bu aralar baya saf olduğumu fark ettim. Bazı şeyleri düşünemiyorum cidden.

Kızlara Edward'ı anlattığımda normal karşılaşmışlardı. Bide çocuğu öve öve bitirmişlerdi resmen. Hadj Lydia'nın sevgilisi yok. Ama Jesica. Stoney bunları duymamalıydı.

Bizim muhabbetimiz koyulaşmışken hoca sınıfa gelmişti. Hep böyle olurdu zaten.

°°°°°°

"Burasıda kütüphane." Öğle arasıydı ve ben Edward'a okulu gezdiriyordum. Sadece iki kez gittiğim kütüphane yenilenmişti. Ne var yani kitap okumayı sevmiyorum.
"Buraya hiç uğramıcaz o zaman." Edward'da benim kafadan çıkmıştı iyi mi. Bir sürü ortak yönlerimiz vardı.

"Başka bir yer var mı göstereceğin?" Dedikten sonra düşünmeye başladım. Okulda göstermediğim başka yer yoktu galiba.

"Yok herhalde. Aklıma gelirse söylerim. Hadi gel kantine inelim karnım feci halde açıktı doğrusu." Edward beni kafasıyla onaylandıktan sonra tam merdivenlerden iniyorduk ki adımın söylemesiyle durdum ve arkama döndüm.

"Kuzeninle bizi tanıştırmayacak mısın?" Bunlarda nerden öğrenmişti. Gerçi söyleyecektim ama.

"Tabii tanıştırayım. Jackson ve Stoney. Buda kuzenim Edward." Derken elimle onları gösteriyordum. Edward elini uzattığında ikiside ellerini ceplerinden çıkarma zahmetinde bulunmayarak memnun olduk demişlerdi. Neydi şimdi bu? Bu tavırlarda ne böyle? Bide çocuğa neden dövücekmiş gibi bakıyorlardı?

"Nereye gidiyordunuz?" Tam ben ağzımı açmış cevaplayacakken Edward benden önce davrandı ve sade bir şekilde" kantine" dedi. Cidden noluyordu böyle?

Jackson"Bizde kantine gidiyorduk. Beraber gidelim o zaman." Dedi ve Stoney'le önden yürümeye başladılar. Edward'a baktığımda bana baktığını gördüm. Kafasıyla hadi gibisinden sallayınca inmeye başladık. Bir şey oluyordu ve benim bu olayı çözmem lazımdı.

KUMRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin