-13

85 9 1
                                    

Neden böyle hissettiğimi henüz çözememişken çok bakıştığımızı fark edip elimi çektim hemen.

"Neyse senin yapma fikrin sanırım daha iyidi. Sen yap. Ben bi tuvalete gidiyim." Ne diyeceğini beklemeden mutfaktan çıktım. Daha fazla durursam kalp krizi geçirebilirdim. Direk merdivenlede yönelip tuvalete çıktığımda hala neden böyle olduğunu düşünüyodum. Aşık olmak istemiyordum. Tekrar aynı duygulardan geçmek istemiyordum. Ama bir yanımda böyle demiyordu. Kafayı yiyebilirdim.

Daha fazla düşüncelerimle uğraşmak istemediğimden elim yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım.

"Jonniee"

"Geldim" diye seslenip merdivenleri inmeye devam ettim. Salona vardığımda herkesin elinde bir tabak makarnaların yiyorlardı. Benim tabağım nerde diye soracakken Lily beynimi okumuş gibi "senin tabağın mutfakta kaldı ya" dedimişti.

"Vay hainler sizi" kötü bakışlarımı yollayıp arkama döndüğümde Jackson " Jonnie" diye seslendi. Arkamı direk döndüğümde Jackson'nın yanıma geldiğini gördüm.

"Sen otur ben getiririm."

"Yok canım ne gerek var ben alırım" diyip tekrar arkamı döndüğümde bileğimde bir el hissettim. Kesinikle.daha önce yaşamadığım bi şeydi bu. Resmen bana dokununca elektrik çarpışa dönmüştüm.

Yine arkamı döndüğümde kafasını yana eğip "lütfen" dedi. Lütfen bi daha o kadar güzel 'lütfen' deme. Içim bir tuhaf oluyo.

"Tamam o zaman" deyip yanından geçip koltukaların birine oturdum.

"Bakın çocuk sizin gibi öküz değil. Insan görün."

"Acaba neden"

Tam Stoney'e iki gündür neyi ima ettiğini soracakken elinde tabakla Jackson odaya girmişti. Ne çabuk getirmişti ya. Tabi ya. Jesica'nın evindeydik ve mutfakla yan yana odalardaydı.

Jackson tabağı uzattığında özellikle eline değmemeye dikkat ederek tabağı aldım. Eğer dokunursam.tuhaf oluyorum. Ne yapabilirim?

"Teşekkürler bu arada" hiç bişey demeyip karşı koltuğa oturduğunda umursamadan makarnamdan yemeye başladım.

"Jonnie senin şu sapık noldu bu arada" Of ben ne güzel unutturdum sanıyodum. Mesaj atıyordu. Gereğinden fazla atıyordu. Ama ben söylememeği planlıyodum. Ne gerek var bilmesine. Yine başımıza bela açılacak diye korkuyorum açıkçası.

"Şey ya kesti mesaj atmayı." Bir gün bu yalanlarım yüzünden öldürecekler beni. Kesin.

"Jonnie yalan söylediğini ve bunu ne kadar belli olduğunu hepimiz biliyoruz. Söyle istersen"

Tabağımı önümdeki masanın üstüne koyup bacaklarımı bağdaş pozisyonuna getirerek ona doğru döndüm.

"Ya olay çıkacak diye korkuyorum açıkcası. Mesaj atıyor tamam ama ben takmıyorum bile. Zaten cesareti olsa yüzüme gelir söylerdi."

"Haklısın ama bu böyle gitmez. Polise falan mı gitsek?"

"Hayır" benimle birlikte birinin daha sesi çıkınca şaşırmıştım. Çünkü o kişi Jackson'dı ve o niye karışıyordu.

"Yani uğaşmasın . Derslerinden falan geri kalır. Boşver"

"Jackson haklı" dediğimde ilk defa onun söylediği bir şeye katıldığımı fark ettim.

"Ama o çocuğu bulursam elimden kinse alamıcak haberin olsun."

°°°°°°

"Bilmiyorum. Içimde oluşan duygunun neden olduğunu cidden bilmiyorum. Neden böyle hissediyorum Jesica?" Diğerleri gitmiş Jesica'yla oturmuş dertleşiyorduk. Konuşmaya ihtiyacım vardı.

"Aşık olmuş olabilir misin?"

"Bütün bu söylediklerimden bu u çıkıyo?" Kafasını olumlu yönde sallayınca oflayarak oturduğum yerde ileri geri sallanmaya başladım.

"Marco'da ben bu duyguları yaşamamıştım. Onunla sevgili olmadan önce bile onun sesini duyduğumda kalbim böyle çarpmıyordu. Eğer aşık olduysam.. Bilmiyorum istemiyorum. Eğer beni sevmiyosa kalbimin acımasını istemiyorum."

"Anlıyorum seni Jonnie. Ama onun sana nasıl baktığını gördüm. Gözlerinin içine nasıl baktığını. Neden seninle bu kadar barışmak istesin ki. Bu kadar neden konuşmak istesin."

"Bilmiyorum. Of ya. Neyse ben gidiyim yarın okul var nede olsa" Deyip ayağa kalktığımda Jesica'da ayağa kalkmıştı.

"Şoför bıraksın seni."

"Yok ya yürüyüm ben. Kafamı topluyum." Diyip kapıya doğru yol aldım. Evlerimiz uzak değidi zaten. Yürüme mesafesinde 15 dakika falan.

"Neyse görüşürüz" deyip sarıldığımda o da bana sarılmıştı.

Yaklaşık beş dakikadır yürüyordum. Yavaş yavaş yürüyüğümden 15 dakikalık yol muhtemelen 25 dakika olacaktı. Içimdeki tuhaf duygu yavaşça azalıyordu. Ama onu düşünmeden yapamıyordunum.Mutfakta ellerimizin değdiği o an.

"Jonnie"

Jackson'nın sesini duymamala kalp atışlarım da hızlanmaya başlamıştı. O tuhaf duyguda yeniden gelmeye.

KUMRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin