İşlek bir caddede sıra sıra dizilen evlerin biri, Uchiha kardeşlerin doğup büyüdükleri evdi. Şanslılardı ki onlar babaları, dedeleri veya diğer akrabaları gibi savaşlarda veya saraya hizmet eden bir başka kurumda kölelik yaparak büyümemişlerdi.
Uchiha. Bir köle soyu. Babalarının, Sasuke ve hatta büyükbabalarının daha doğmadan kaderlerini belirleyen soy. Bu devir babaları Fugaku ile kapanmıştı. Uchihaların son kölesi Fugaku olmuştu. Uchiha artık bir köle soyu olmasa da toplum onlara hala o gözle bakıyor, aşağılıyor, dalga geçiyordu. Hatta İtachi soyismi yüzünden iş bulmakta bile zorlanıyordu.
Sasuke bu yüzden, soyunun adını temizlemek, bu aşağılamalardan kurtulmak ve herkes tarafından kabul edilmek için hırsla ilerliyordu. On altı yaşında orduya, ayak işleri yapan bir
çırak olarak katılmıştı. Şimdi yirmi bir yaşındaydı. O artık ordunun en kıdemli unvanına sahipti. Komutandı.Fakat buradan sonra bile ilerlemeye devam edecekti. Çünkü komutan olmakla yetinmek istemiyordu, daha fazlasını istiyordu. Kral olmak. Köle diye aşağıladığımız Uchiha tahta geçti!
desinler istiyordu.Şu an ise kralın yanında, onun sağ kolu olarak çalışıyordu. Kral ona tamamen güvenmiş ve amacını bilmeden samimiyet kurmuştu. Tek istediğinin taht olduğunu bilmemesi normaldi. Sasuke kendinden o kadar emindi ki, kralın kendisine olan güveninin sonsuzluğuna o kadar kesin bakıyordu ki, göz kırpmadan kızını kendiyle evlendirmek isteyeceğine ant içerdi. Sasuke kurnaz bir adamdı. Kurnaz ve sinsi. Krala yapmadığı yalakalık kalmamıştı. Uğraşları sonuç bulmuş, iki ay içinde kralla can ciğer olmuştu.
"O lanet moruğu saraydan şutladığımda ne hissedecek merak ediyorum?" Diyerek elindeki kadehte bir yudum aldı, "Kıçına tekmeyi bastığımda şok olacak."
İtachi iki dudağının arasında tuttuğu pipoyu düşürmeden, "Kendinden çok eminsin. Anlaşılan kızla işler iyi gidiyor?"
"Kız mı?" Sasuke başını iki yana salladı, "Ah, hayır hayır, onunla işim yok. Hatta benden nefret ediyor. Benim işim babasıyla. O herif bana güvense yeter."
İtachi başını iki yana salladı, "Anlamıyorsun, Sasuke. Kızın seni sevip sevmemesi de bir o kadar önemli."
Genç adam omuz silkti, "Beni istemiyor. Saraya gitmeden önce onunla en az beş kez sevişiriz diye düşünüyordum ama beklediğimden farklı biri çıktı. Ayrıca o çirkin heriften nasıl öyle bir kız çıktı anlamıyorum. Annesine çekmiş olmalı."
"Her kadın o lanet genelevlerdeki gibi değil. Onlardan başka kadın görmediğin için bilmiyorsun." Dumanı dışarı üfledi, "Bu yüzden sen bir ergenken hep sosyalleşmeni tembihlerdim. Ama sen kafanı ordunun işlerinden kaldırmazdın."
"O yüzden şu an buralardayım. Sarayda, kralın sağ kolu ve komutan olarak yaşıyorum." Ardından esprili bir dille, "Sen ise hala aynı semtte günü birlik işler yaparak geçiniyorsum."
İtachi başını geriye atarak kıkırdadı, "Haklısın," dedi tavana bakarak, "Benim saray veya unvan gibi gösterişli şeylere ilgim yok. Kimseye bir şey kanıtlama gibi bir çabam da yok."
Sasuke bunun üzerine onaylamaz biçimde başımı iki yana salladı.
***
Uzumaki Malikanesi'nin bahçesindeki çay bahçesi oldukça serindi. Özellikle bu sıcak havalarda tercih edilecek türdendi. Naruto ve Sakura da karşılıklı oturarak bu havanın tadını çıkarıyorlardı.
"Majestelerinin koca arayışı hala sürüyor, öyle mi?" dedi Naruto ensesini kaşırken.
"Evet, öyle." Sakura dalgın dalgın elindeki papatyanın yapraklarını yoluyordu, "Sürekli 'yakında öleceğim, gözüm arkada kalmasın' deyip duruyor. Ne eski kafalı adam. O da yılın 4. baharında doğmuş gerçi, bahtsız işte ne yapsın. İkimiz de yılın 4. baharı doğmuşuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love & Revenge | sasusaku
Fanfiction❀ Her an ölümü yaşayan kutsal bir ağaçtır Sakura. Böyle kötü bir efsaneyi taşıyan bu isimden nefret ederdi. [Sasusaku • 24/04/2021]