Uzun saçlarını geriye savurup hızlı adımlarla taş yolda yürüyordu kadın. Arkasından gelip ona seslenen adamı duymuyormuş gibi davranıyordu. Ona hala kızgın ve kırgındı. Bu yüzden görüşmemek ve konuşmamak istiyordu. Ama Sasuke buna izin vermiyordu.
"Hey, Sakura!" Hemen arkasından yürüyor olmasına rağmen Sakura dönüp bakmıyordu, "Hadi ama, en azından konuşmamıza izin ver! Kaçıp duracak ve yüzüme bakmayacak mısın? Kaç yaşındasın sen?"
Sakura bu kez sabrı taşmış vaziyette adımlarını durdurup ona döndü, "Düş peşimden!" Ardından hemen hızlı hızlı yürümeye başlamıştı ama Sasuke yine peşine takılmıştı, "Nereye gidiyorsun?"
"Seni ilgilendirmez. Kuyruk gibi dolaşma arkamda."
Sasuke bu kez hızlanarak onun önüne geçip tam karşısında durdu. Böyle olunca Sakura da ona çarpmamak için durmak zorunda kalmıştı. Başını kaldırıp çatık kaşlarıyla yüzüne baktı. Kızgın olduğunu belli etmeye çalışıyordu ama bu durum Sasuke'nin pek umurunda değil gibiydi.
Bakışları onun yoldan çekilmesinde işe yaramayınca, yanından geçip gitmeye çalıştı. Ama Sasuke bir adım yana kayarak tekrar önüne geçmiş ve gitmesini durdurmuştu. "Ne yapıyorsun?" dedi en sonunda Sakura, "Çekil önümden."
"Gideceğin yere kadar sana eşlik edeceğim," Sakura ağzını açmıştı ki tekrar konuştu, "Boşuna itiraz etme. Peşinden ayrılmayacağım."
Geçen gün söyledikleri yüzünden pişmandı. Durumu yanlış anlayıp kafasına göre sayıp sövmüştü ve bunu kendi yöntemleriyle telafi ediyordu. Yani, telafi etmeye çalışıyordu.
Sakura ondaki kararlılığı görünce pes edercesine bir iç çekti, "Pekala, madem yüzsüzlükte istikrarlısın," dedi iğneleyici bir tonla, "Uzumaki Malikanesi'ne gideceğim. Fayton bahçenin dışında bekliyor."
"Şu sarışın tuhaf arkadaşının evini mi diyorsun?" Sasuke'nin bu dediğine karşı Sakura kaşlarını çatarak, "Uzumaki Naruto," diye düzeltti, "O tuhaf değil."
Sasuke bu detayı görmezden geldi, "Yine buluşup beni mi çekiştireceksiniz?" Bu dedikleriyle Sakura gözlerini kaçırarak, "Seni çekiştirdiğimiz falan yok," dedi, "Kendini bu kadar önemli sanma."
Alayla kıkırdadı genç adam, "Öyle olsun."
"Laf yapma ve çekil önümden. Faytonun beklediğini söyledim," Kadının bu laflarından sonra Sasuke önünden çekilip yanında yürümeye başladı, "Sana eşlik edeceğim." Sakura gözlerini devirmiş fakat bir şey dememişti.
Bahçenin koca kapısının önünde bekleyen süslü faytonun yanına vardıklarında, faytonun sürücüsü prensesi bindirmek için indi. İnip yanına geldiğinde tam prensese elini uzatacaktı ki Sasuke, "Onu bırakacağım," diyerek durmasını sağladı, "Bizi dönene kadar içeride bekleyebilirsiniz."
Sakura şaşkınlıkla ona dönüp, "İşin gücün yok mu senin?" dediğinde Sasuke çoktan sürücüyü yollamıştı bile. Elini nazik bir şekilde ona uzattı, "Buyurun prensesim, geçin lütfen."
Fevri tavırlarına karşı kadın ona ters ters baktı. Arkasına bakıp sürücünün çoktan gittiğini gördüğünde iç çekerek elini adamın avcuna bıraktı. Sasuke memnuniyetle sırıtmış ve binmesine yardımcı olduktan sonra sürücü yerine geçmişti.
"Fayton sürebiliyorsun değil mi?" Kadının bu sorusuna Sasuke kibirle konuştu, "Ahi prenses... beni ne sanıyorsunuz acaba? Milyonlarca marifetim var benim."
"Bilmez miyim..." diye mırıldanmasından sonra Sasuke dizginleri kavramış ve sürmeye başlamıştı. Sakura bu yolculukta onunla olabildiğince az konuşma niyetindeydi. Söylediği onca sözden sonra nasıl hala bu kadar küstah davranabildiğine aklı ermiyordu. Bunları yapmadan önce küçük bir özür bile dilememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love & Revenge | sasusaku
Fanfiction❀ Her an ölümü yaşayan kutsal bir ağaçtır Sakura. Böyle kötü bir efsaneyi taşıyan bu isimden nefret ederdi. [Sasusaku • 24/04/2021]