{17} •eskisi gibi•

477 51 51
                                    

O gün Kum Şehrinden döndükten sonra Sasuke, kraldan baya bir azar işitmişti. Gün boyu ortalıkta olmadığına dair bir ton azar.

Sasuke dediklerine sadece kafa sallamakla yetinerek odasından çıkmıştı.

Kendini bitkin ve yorgun hissediyordu. Lordun söyledikleri sürekli zihninde yankılanıyor ve onu bu hale getiriyordu. Çabalamaktan yorulmuş muydu? Öyle olsa bile şimdi sırası değildi.

Güneş batıyordu ve gökyüzü kırmızıya boyanmıştı. Sasuke'nin adımları sarayın yanındaki ormana doğru gidiyordu. Bunaldığı zaman hep buraya kaçardı ve orman havası ona iyi gelirdi. Henüz çok derinlere gitmemişti ki toynak sesleri işitti. Birileri atıyla buraya doğru geliyordu.

Sasuke bugün Kum Şehrinden eli boş dönmüş sayılmazdı. En azından lordun amacını anlamıştı. Onun Sakura'yla ilgilendiği falan yoktu, tek ilgilendiği tahttı. Bunun için onu kınayacak durumda olan en son kişi kendisi olduğundan hakkında düşünmemeye karar verdi. Evet, bu konuda onu yargılayacak en son kişi kendisiydi. O yüzden huzursuz hissetmeye hakkı yoktu, hissetmemeliydi.

Dalgın dalgın yürürken işittiği bir kıkırdama üzerine başını kaldırdı. Bu gülüşün kime ait olduğunu biliyordu, ona göre dünyanın en güzel gülen insanına. Yakınlarda olduğunu anladığı zaman bir ağacın arkasına geçerek saklandı. Kafasını uzattığı zaman biraz uzakta onu görebiliyordu. Atının üzerinde, aynı şekilde ata binen Naruto'yla konuşuyordu.

Doğru ya, bu sabah o sarışın çocukla at binmeye gitmişti. Oradan dönüyor olmalıydı. Naruto ve Sakura kısa bir süre ayak üstü konuştuktan sonra Naruto kendi yoluna gitti. Sakura da kendi başına ilerlemeye başlamıştı. 

Şu an onunla konuşmaya ihtiyacı vardı genç adamın. Muhtemelen Sakura yine birkaç şey zırvalayarak onu tersleyecekti ama bu bile ona iyi gelirdi. Kötü bir ruh halinde olduğu zaman Sakura bir antidepresan gibi onu iyileştiriyordu. 

Peki yanına nasıl gitmeliydi? O bunu düşünene kadar Sakura atıyla beraber yanından geçip gidecekti. O yüzden kendini hiç düşünmeden atın önüne attı.

Çalıların içinden bir anda önüne fırlayan adamla beraber Sakura küçük bir çığlık atarak dizginleri sıkıca çekti ve atı durdurdu. Neredeyse ona çarpıyordu! Şoku bira atlattıktan sonra onun kim olduğuna baktığında kaşları çatıldı, "Sasuke?"

"Eğer daha iyi hissedeceksen üzerimden geçebilirsin," diyerek kollarını iki yana açtı. Bunu bir şaka maksadıyla söylemiş olsa da Sakura'nın yüzündeki bakış bunu gerçekten yapacak gibiydi, "Bekle, cidden bunu yapmayacaksın değil mi?"

"Bilmem," dedi Sakura omuz silkerek, "Yapacak mıyım?"

"Bence yapmayacaksın," Sasuke ukala bir gülümseme takındı, "Sen bana kıyamazsın," Sakura atı üzerine sürdüğünde ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı, "Tamam tamam, dur!"

Sakura atı durdurduktan sonra ciddiyetinden hiç ödün vermedi. "Neden buradasın?" Genç adam umursamazca, "Sadece geçiyordum," diye cevapladığında Sakura ona çekilmesi için bir işaret yaptı, "O zaman sen geçmeye devam et."

Atını sürüp onun yanından geçip gidecekken Sasuke'nin konuşmasıyla durdu, "Kum Şehrinden geliyorum." Bu onu şaşırtmış ve meraklandırmış olsa da belli etmemeye çalıştı, "Peki bundan bana ne?"

"Müstakbel kocanla görüştüm," Sasuke artık dalga geçmekten uzaktı, "Ne düşündüm biliyor musun? Bence ikiniz çok yakışıyorsunuz. Hatta bir an önce evlenmeniz gerekiyor. O tam sana göre biri. Hatırlıyor musun bilmiyorum ama bana bir keresinde evliliğiniz hakkında ne düşündüğümü sormuştun. Şimdi söylüyorum ki, siz kesinlikle birbiriniz için yaratılmışsınız."

Love & Revenge | sasusaku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin