Sakura'nın bir eli elbisesinin eteklerini tutarken diğer kolu Naruto'nun koluna girmişti. Yanlarında Sasuke ile beraber bahçenin taş yolunda faytonlara doğru ilerliyorlardı.
"Ben dururken onun koluna girmen çok acı prenses..." diye dalga geçerek mırıldandı Sasuke. Kadın ona göz ucuyla bakıp dil çıkarmıştı.
"Haklıymışsın Sakura," dedi Naruto, "Bu adam gerçekten anlattığın kadar sinir bozucuymuş."
Sasuke bir elini kalbine götürdü ve yalandan üzgün bir sesle, "Duydunuz mu efendim? Az önce kalbim kırıldı."
"Eğer susmazsan kafan da kırılacak," diye üstü kapalı bir tehdit savurdu Sakura.
Kral Kizashi'nin aile dostu saydığı bir lordun balosuna gidiyorlardı. O yüzden bu kadar süslüydüler.
Sakura ve Naruto bir faytona bindiğinde, Sasuke de kralla beraber öndekine binmişti ve yolculuk başlamıştı.
***
"Şu küçük şerefsiz..." diye tısladı Sakura, pistte dans eden Naruto'ya karşı. Bugünün bilmem kaçıncı dansını yapıyordu. Sakura ikincide yorulmuştu ama Naruto enerji topu gibiydi.
Tek başına bir köşede durmak sıkıcıydı. Babasının yanına giderse de tanımadığı insanlarla kaynaşmak zorunda kalacağını biliyordu. Daha fazla dans etmeye ise hiç hali yoktu.
Masaya konan bir içecek ile kafasını kaldırdı, "Sıkılıyor musun?" Bu Sasuke'ydi. Sakura telaşla etrafa bakıp bunu birinin duyup duymadığını kontrol etti, "Ne yapıyorsun!? İnsan içindeyiz, bana laubali bir tavırla konuşma."
"Pekala, majesteleri," diye tavrını düzeltti genç adam. "Çok kıymetli canınız sıkılıyor mu acaba?" Ardından gözleri bir kadınla dans eden Naruto'ya kaydı, "Arkadaşınız da sizi ekmiş gibi görünüyor?"
Bu lafına karşı kadın çenesini eline yasladı, "O da bir şekilde vakit geçirmek zorunda," dedi, "Ayrıca kalabalık beni bunalttı."
"O zaman izin verin de kurtarıcınız sizi bir kere daha kurtarsın," dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı, "Beni takip edin prenses."
Sakura, burada boş boş durmaktansa Sasuke'nin peşine takılmayı tercih ederdi. Eteklerinden tutarak onun peşine düştü.
Salonun arka kapısından dışarı çıkmışlardı. Burası salonun arka bahçesiydi ve oldukça ferah bir havası vardı. Üstelik hiç kimse yoktu.
Mutlulukla gülümseyip derin bir nefes çekti kadın, "Vay canına, işte ihtiyacım olan her burası!" Sasuke kibirle gülümseyip çardağa oturdu, "Ben olmasam ne yapardın sen?" Kimse olmadığı için eski laubali halini takınmıştı.
Sakura, eteklerini düzelterek adamın yanına oturdu. "Bazen işe yarıyorsun." Sasuke sırıtarak kafasını ona çevirdi imayla, "Bazen?"
Sakura gülümsemesini bastıramamıştı, "Evet, bazen. Çok da egonu okşamaya lüzum yok." Sasuke keyifle gülümseyip hızlı bir hareketle uzanır pozisyona geldi ve başını kadının kucağına koydu, "O halde saçlarımı okşamaya ne dersin?"
Bu ani hareketle Sakura afallayarak öylece yüzüne baktı. Dikkatsiz davranıyordu. Sakura, öyle kalabalık bir yerde yapılmaması gereken şeyler yapıyordu. O böyle biri değildi; her zaman temkinli ve ileriyi düşünürdü. Ama bu adam, garip bir şekilde onu sınırları zorlamaya itiyordu. Normalde yapmayacağı şeyleri yaptırıyordu. Bunu son zamanlarda fark etmişti
Yanakları kızardığında bir eli uzanıp yavaşça siyah saçların arasına daldı. "Seni fazla şımartıyorum." Saçlarının yumuşak dokusu onu huzurlu hissettirirken utangaçlığı bir anda geçmişti. Yüzüne bir gülümseme yayıldığında midesine giren kramplar her geçen saniye artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love & Revenge | sasusaku
Fanfiction❀ Her an ölümü yaşayan kutsal bir ağaçtır Sakura. Böyle kötü bir efsaneyi taşıyan bu isimden nefret ederdi. [Sasusaku • 24/04/2021]