Birkaç gün öncesine kadar her şey harika gidiyordu. Sakura, bazı düşüncelerini kafasından atıp Sasuke'ye olan hislerini kabullenmişti ve artık kendini kandırmıyordu. Kendine karşı dürüst olmaya o kadar kararlıydı ki evlenecek bir adayı olduğu bile tamamen aklından çıkmıştı. Ta ki babası odasına gelip onunla konuşana kadar; işte o zaman tüm gerçeklik suratına vurmuştu.
Babasının söylediğine göre Lord Gaara bir mektup yollamıştı. Mektubunda evlilik işine kesin gözle baktığını ve bir sonraki buluşmalarında kadına evlilik teklifi yapacağını yazmıştı. Bu durumdan ilk olarak krala haber vermek istemişti. Mektupta yazana göre kralın bu olaydan Sakura'ya bahsetmemesini ve sürpriz olmasını istediğini de söylemişti. Ama kral dayanamamış ve bu haberi kızına sevinçle uçurmuştu bile.
Fakat onun aksine Sakura hiç mi hiç mutlu değildi. Lord ile bir sonraki buluşmaları beş gün sonraydı. Onun evlilik teklifini kabul etmekten başka bir şansı yoktu. Bu zamana kadar onunla evlenmek istediği için buluşmuşlardı ve babası aralarını yapmıştı. En başından beri lord evlilik işine karar versin diye birbirlerini tanıyorlardı ve nihayet kararını vermiş, bu işi onaylamıştı. Artık geri dönüşü yoktu.
Haberi aldığından beri odasından dışarı çıkmıyor ve tüm gününü yatağında ağlayarak geçiriyordu. Babasının bu durumundan haberi yoktu elbette. Hizmetçileri onunla her ne kadar ilgilenmeye çalışsa da hepsini tersliyordu. Birkaç kere hizmetçiler ona Sasuke'nin geldiğini söylese de onu içeri aldırmamıştı.
Sanırım hislerini kabul etmekle yanlış yapıyordu. Evleneceği bir adam vardı ve onu sevmesi kendi yararına olmaz mıydı? Belki de Sasuke'ye olan duygularını yok etmeli ve tüm ilgisini lorda yönlendirmeliydi. Böylece sevdiği adamla evlenerek mutlu olurdu. Böyle düşünüyor olsa da yapması pek kolay değildi tabii. Ama dün geceden itibaren böyle yapmaya karar vermişti. Sasuke'den olabildiğince uzak kalacak, tüm bağlarını koparak ve ona karşı olan tüm hislerini olumsuza çekecekti. Bu sayede lorddan hoşlanmaya başlayabilirdi.
Yeni bir gün doğduğunda yataktan kalktı ve tüm gece ağladığı için şişen gözlerini elinden geldiğince saklamaya çalıştı. Üzülüp yatağa kapanmanın bir işe yarayacağı yoktu. Şu andan itibaren kendini olabildiğince lorda adamalıydı ve onunla ilgilenmeliydi.
***
Havanın hafif serin olduğu bir vakit Sasuke, kralla birlikte teftişten geliyordu. Kasabalının durumunu kontrol etmişlerdi. Gün boyunca kralın neşesi yüzünden okunduğu için Sasuke bir şeylerin olduğunu anlamıştı. Krala bunu sorduğunda ise sadece "Hayırlı bir iş" cevabını almıştı.
Kral misafirlerini ağırlamak için odasına çıktığında Sasuke aynı gün içinde bilmem kaç kere yaptığı gibi tekrar prensesin odasına gitmişti. Hizmetçiler sürekli onun odasının etrafında fır döndüğü için ters giden bir şeyler olduğunun farkındaydı. Hasta olduğunu düşünüyordu ama neden onu odasına almıyordu? Eğer Sasuke kendine dürüst olabilseydi onu özlediğini anlardı ama hayır, o kendine karşı hiç dürüst değildi ve sadece merak ettiğini düşünüyordu.
Bu sefer odanın önündeki hizmetçiler ona prensesin bahçede olduğunu söylediklerinde genç adam şaşırmıştı. Uzun süre sonra odasından çıkmasına sevinerek koşar adımlarla kendini dışarı attı. Bahçenin çardaklarından birinde oturmuş çayını yudumlamakta olan pembe saçlı güzel kadını gördüğünde derin iç çekti. İçten içe dalgın göründüğünü fark etse de genel olarak iyi görünüyordu, hasta falan değildi.
Hızlı ve sabırsız adımlarla yanına gitti, "Hey," Sakura kafasını ona çevirdiğinde yaklaşarak elini kadının başına koydu, "Artık benden kaçmayı bıraktığını görmek ne güzel," Gülümseyerek söylediği bu kelimelerden sonra kadının bakışlarındaki garipliği fark etti ve kaşlarını çattı, "Sakura, bir sorun mu var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love & Revenge | sasusaku
Fanfiction❀ Her an ölümü yaşayan kutsal bir ağaçtır Sakura. Böyle kötü bir efsaneyi taşıyan bu isimden nefret ederdi. [Sasusaku • 24/04/2021]