18

260 37 23
                                    

  Elimde tuttuğum Biyoloji kitabımı masaya bırakarak son kez kol saatime baktım, Yoongi ile sözde ilk ders başlamadan Roseanne ile konuşacaktık fakat dersin başlamasına 20 dakika kaldığı halde hala ortalarda yoktu.

"Jisoo!"

  Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde gelenin o olduğunu gördüm, derin nefes aldım. "Nerede kaldın?"

"Geldim. Roseanne'yi çağırmış mıydın?" Sorusuna karşılık vermeden telefonumdaki son aramalara girdim, bazen çok unutkan olabiliyordum ve evet, tahmin ettiğim gibi Roseanne'yi tam bir saat önce aramıştım. "Çağırdım, birazdan gelir." Sözümü bitirdiğim anda Exspress'in girişinde beliren en yakın arkadaşım ile zaten üstümde olan gerginliğim daha da artmıştı. Bunu dışarı da yansıtmış olmalıyım ki Yoongi hafifçe omzuma dokundu. "Her şey iyi olacak."

"Selam! Naber aşkım?" Roseanne yanımıza geldiği gibi Yoongi'ye sarılıp onu dudağından öptüğünde sertçe yutkundum. Bunu söylemek gerçekten zor olacaktı. Nitekim Yoongi de böyle düşünüyordu sanırım çünkü hafifçe de olsa onu ittirmişti.

"Bir sorun mu var? Benimle ne konuşacaksın Jisoo?" Gözlerindeki meraklı bakışları görmezden gelerek ona oturmasını işaret ettim. "Konuşacaklarınız değil, konuşacaklarımız var."  diyen Yoongi ile kalbim daha hızlı çarpmaya başladı. "Konu nedir?"

"Konu şu ki Roseanne. Seninle olan aramızdaki her neyse ona son vermek zorundayız." Roseanne için Express'in ortasına yıldırım düşse bu kadar şaşırabilirdi. "Ne diyorsun? Ne son vermesi?" 

  Yoongi derin bir nefes aldı. "Bunu Jisoo ile konuşsan daha iyi olacak." diyerek lafı bana attı.

"Roseanne.. Amacım asla seni üzmek değil lütfen bu-"

"Sadede gel!"

  Ağzımdan kaçmaya çalışan olası hıçkırığı son anda önledim, "Yoongi ile aranızı ben yapmıştım hatırlıyor musun?"

"Evet!"

"Roseanne bunu sana daha önce söylemeliydim. Bizim Jennie ile birlikte olduğumuz zamanlarda Yoongi beni seviyordu. Ama ona ikimizin olamayacağını belirttim, sonra da sen ondan hoşlandığını söyledin. Asla art niyetim yoktu! Ki olsa ikinizi sevgili yapmaya çalışır mıydım?" Duraksadım ve kelimelerimi düzene sokmayı denedim.

"İkiniz denediniz, yani aranızdaki şeyleri tam olarak bilmiyordum. Sonrası malum.. Jennie beni Joohyun ile aldattı. Ve benim Yoongi'ye karşı hislerim hala yoktu! Asla aranıza girmeye tenezzül etmedim, Roseanne. Sen benim en yakın arkadaşımsın. Üzül istemedim. Nitekim Yoongi de bunu istemedi. O da mücadele etti, beni sevmemek istedi. Lütfen kendini piyon gibi hissetme. Sonra sen artık fotoğraflar paylaşmaya başladığında, Yoongi bana mesaj attı. Çok direndik, gerçekten. Seni üzmemek için. Ama.. Ama bazı şeylerin önüne geçemedik. Gözüme uyku girmedi, Yoongi ile aramızda oluşan elektriklenmelerden sonra hiç rahat uyuyamadım, hep kafamda tarttım. Acaba bu yaptıklarım seni üzer mi diye.. Roseanne. Ben çok üzgünüm." 

  Sol gözümden düşen gözyaşımı elimin tersi ile sildim ve tepkisini merak ettiğim yüze baktım. Boş bakıyordu. 

  En sonunda elleri titreyerek oturduğu sandalyeden kalktı. "Jisoo. Beni bir süre arama."



"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



trouble! series: delayed distress  [les panic] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin