"Bir sorun mu var?"
Ji Won'un sorusuyla kendime geldiğimde gördüğüm kişinin gerçekten o olup olmadığını kontrol etmek için yeniden gelinlikçinin önüne baktım.
Oydu..
Yanında yaklaşık yirmi yaşlarında bir kız vardı ve oldukça mutlu görünüyordu.
"Ha-hayır yok. Gidelim mi?"
Donuk yüz ifademi değiştirmeye çalışarak yutkundum.
"Tamam.. Bir sorun olduğu belli ama üzerine gelmeyeceğim. Bunu sonra konuşacağız."
Sinirlenmişti. Yoongi'yi tanıyor muydu?
Tanrım umarım tanımıyordur.
Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp geriye yaslandım ve kemerimi bağladım. O da emniyet kemerini bağladı ve arabayı çalıştırdı.
Yaklaşık on dakikadır yoldaydık, arabadaki gerginliği hissedebiliyordum ve bu gerçekten hoşuma gitmiyordu. Sorun neydi?
"Ji Won.."
"Evet?"
Sinirini yutmaya çalışan bir ses tonuyla konuşmuştu. Ve açıkçası ürkmüştüm. "Sorun ne?"
Direksiyonu yönlendiren beyaz ellerindeki damarlar belirginleşmişti, ayrıca boynundaki damarlar da. "Hala o piçi seviyorsun değil mi?"
"Ne?" Piç? Hayır.
Yoongi'yi bilmesi mümkün değildi. Ben bile zor tanımışken onun anlamasına olanak yoktu!
"Bana numara yapma. Gelinlikçinin önündeki eski sevgilinden bahsediyorum."
Bunu nasıl bilebilirdi? Yoongi'yi o gece görmemişti.. Yani en azından ben öyle düşünüyordum. "E-eski sevgilim mi?"
Ani bir hamle yaparak arabayı durduğunda sol eli boğazımı kavradı. "Sen benimle evleneceksin! Gördüm onlara nasıl baktığını o kızın yerinde olmak istedin!"
"B-boğazımı bı-bırak!"
Boğazımdaki eli gevşerken yüzüne bir gülümseme yayıldı. Hayır bu normal değildi. Bu adam normal değildi!
Bu sefer hafifçe çenemi kavrayan elini yavaşça göğüslerime, oradan da eteğime indirdiğinde çığlığı basmıştım. "Bırak beni sen kendini ne zannediyorsun?!"
"Ben kendimi ne mi zannediyorum?" Yüzümüz arasındaki mesafeyi sıfıra indirip dudaklarıma kapandığında anlık refleksle onu ittirmek istemiştim ama olmamıştı. Beni böyle öpemezdi!
Tek eliyle iki kolumu kıstırıp kucağımda sabitledi ve diğer eliyle de ensemden tutarak kendini bana yapıştırdı. Hareketsiz olduğum yerde duruyordum. Tanrı aşkına kımıldayacak yerim yoktu ki!
Sonunda istediğim şeyi yaparak kendini geri çektiğinde içimde tuttuğum yüzüne tükürme hissini yutmuştum.
"Ben kendimi ne zannediyorum biliyor musun güzelim." Burnunu burnuma sürterek içinden alev çıkan gözlerini gözlerime sabitledi. "Evleneceğin adam olduğumu düşünüyorum. Ve düşüncemde haklıyım değil mi?"
"Değilsin! Haklı falan değilsin seninle asla evlenmeyeceğim ruh hastası herif!"
"Evleneceksin. Evleneceğiz ve çok mutlu olacağız."
Bu adam hastaydı. Ve Tanrım, lütfen.. Umarım bu hastalıklı adamdan kurtulmak için fazla geç kalmamışımdır.
ah jisoo kısmetsiz kekim :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouble! series: delayed distress [les panic] ✓
Fanfiction-tamamlandı- 'trouble' serisi 1. kitaptır Kim Jisoo kendisinden hoşlanan çocuğa sevgilisi ile öpüşürkenki fotoğrafını atmıştı. >Yüksek Sıralamalar< jichu| #1 miyeon| #1 joohyun| #2 kimjisoo| #4 by| eylvis