Garip.
Yarın düğünüm var, gerçekten garip.
Sevmediğim, tanımadığım bir adamla evleniyorum. Ve bunu ben istedim, kendi ölüm fermanımı kendim hazırladım.
Keşke zamanı geri alabilsem, keşke..
Yoongi'nin beni aldatmasına karşı susabilirdim. Hiçbir şey olmamış gibi yapabilirdim.
Aptallık ettim.
Ve bunun acısını sonuna kadar çektim, iliklerime kadar.
Kafamı kaldırıp az önce odaya giriş yapan müstakbel kocama (!) baktığımda, istemsizce gözlerim dolmuştu.
"Nasılsın bebeğim?"
"İyiyim." Lafı kısa kesmek için bağdaş kurduğum ayaklarımı bozdum ya oturduğum yataktan kalktım. "Nereye gidiyorsun Jisoo? Yeni geldim."
"Lavaboya gideceğim Ji Won. Yüzümü yıkayacağım."
Üstelemedi, kendimi lavaboya attım ve kapıyı arkamdan kilitledim. Kurtulamıyordum, son kaçma deneyimimden sonra birçok kez daha denemiştim bunu. Olmuyordu. Sanırım pes etmeliydim. Kendime bile yediremediğim gerçekler vardı ortada.
Yaklaşık üç gün önce uzun uğraşlar sonucu bulduğum telefonumu çekmeceli dolaplardan birinin içindeki üst üste katlanmış üç havlunun arasına koymuştum. Havluları açtım ve telefonumu çıkardım.
Bu telefonu Ji Won'dan saklamak çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
trouble! series: delayed distress [les panic] ✓
Fanfiction-tamamlandı- 'trouble' serisi 1. kitaptır Kim Jisoo kendisinden hoşlanan çocuğa sevgilisi ile öpüşürkenki fotoğrafını atmıştı. >Yüksek Sıralamalar< jichu| #1 miyeon| #1 joohyun| #2 kimjisoo| #4 by| eylvis