Kirishima Ayato X Ghoul! Okuyucu (2)

2.4K 91 8
                                    

Anime: Tokyo Ghoul
Cinsiyet: Yok
Başlık: "Bazı şeyler için, hiçbir zaman geç değildir."

Gözleri yavaşça açıldı, başını kaldırıp bir süre dalgın dalgın etrafa baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözleri yavaşça açıldı, başını kaldırıp bir süre dalgın dalgın etrafa baktı. Ellerini oynatmaya, ayağa kalkmaya çalıştı fakat olmadı, birkaç kez daha çırpındı. Baygınlığın üzerinde bıraktığı sersemliği atınca, bir sandalyeye zincirlenmiş olması, zifiri karanlıktan dolayı hiçbir şey görmemesi onu paniğe soktu. Elleri ve ayaklarındaki zinciri kırmak için uğraştı fakat uğraştıkça zincirler canını daha çok yaktığı için vazgeçti, soluk soluğa çıkış için etrafına baktı, ağzına sıkıştırılıp bağlanmış plaka nefes almasını zorlaştırıyordu, terden her tarafı sırılsıklam olmuştu.
Burnuyla havayı iyice içine çekti, sakinleşmeye çalıştı, düzgün düşünmesi gerekiyordu.
'Aklını başına topla, hadi, hadi.'
İlk önce neler olduğunu hatırlamaya zorladı kendini, zihnini kurcalayınca aklına ilk öfkeyle parlayan mor gözler geldi, onun ardından peşi sıra olan her şeyi hatırlamaya başladı.
Olanları düşününce buradan kurtulma isteği artmış, elleri ve ayakları daha çok kıpırdanmaya başlamıştı.
Gözleri yavaş yavaş karanlığa alışıyordu yine de bir şey görmesi zordu, burada koku ve duyma duyuları devreye giriyordu.
İlk algılayabildiği su damlalarının ıslak bir zemine çarpma sesiydi, peşinden nem ve küf kokusu geldi. İyice dinlediği zaman ufak yaratıkların etrafta dolaştığını, bir yerden az bir miktar suyun aktığını hissedebiliyordu. Yerin altında bir yerde, belki kanalizasyona yakın olduğunu düşündü.
Uzun süre yoğun nem kokusundan başka koku alamadı fakat şimdi araya bir koku daha karışmıştı, ona yaklaşan sessiz ayak adımlarını duyunca emin olmuştu.
Çok geçmeden ağzındaki metal plak çıkarılmıştı. Öksürmeye başladı, öksürürken ağzından salya ve kan dökülüyordu. Kendini toparlayınca nefes nefese başını kaldırdı, ciğerleri parçalanmış gibi zar zor nefes alıyordu.
Karşısındaki silüeti azda olsa ayırt edebiliyordu.
"Ayato"
isim ağzından kendiliğinden döküldü.
"Konuşmuş olsaydın şu an bu durumda olmazdın."
Ses tonu iğneleyiciydi, elindeki gaz lambasını tutuşturdu.
Aniden gelen ışıkla gözleri kamaştı, bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. Işık, devasa kanalizasyon  boşluğuna yayıldı.
Ayato, elindeki lambayı yere bırakıp tutsağın başında dikildi.
Tutsak, siyah saçlı adama kin ve nefretle bakıyordu.
"Ne yaparsan yap konuşmayacağım."
Genç çocuk başını kaldırıp etrafa bir baktı, ardından tekrar tutsağa baktı.
"Ben konuşturmazsam onlar konuşturur, hangisini tercih edersin?"
"İki türlü de ölürüm daha iyi!"
Düşündüğünden daha sert, genç adama bağırdı öyle ki sesi tüm kanalizasyon da yankılanmıştı.
Ayato öfkeyle dudaklarını ısırdı, ayaklarını sabırsızca yere vuruyordu.
"Anlamadığın şey de bu, ölmene bile izin vermezler."
Elini sandalyeye koyup ter içinde kalmış kadının/adamın üzerine eğildi.
"Sen aklını tamamen kaybedene kadar sana yapmadık işkence bırakmazlar, ne o dostlarının tüm sırlarını söylemiş olman, ne yalvarman, ne de gözünü açacak gücünün kalmaması önemli değil, seni öldürmeleri için çığlık atana kadar devam ederler ve asla durmazlar."
Konuşurken ona bu kadar yaklaştığını fark etmemişti, burunları birbirine değiyordu. Tüm söylediklerine rağmen hala rahatsız olmuş görünmüyordu, aynı inatçı gözlerle ona bakıyordu.
Ayağa kalkıp geriye doğru yürüdü, saçlarını biraz çekerek geriye doğru attı. Onu ikna etmenin başka bir yolunu düşünemiyordu, sandalyenin hemen karşısına, yere çöktü.
Uzun bir süre ikisi de sessizdi, Ayato başını kaldırıp kadına/adama baktı; başını eğmiş, düşünceli düşünceli yere bakıyordu.
"Seni fazla saklayamam, neden bu kadar uzun sürdüğünü merak edip bakmaya geleceklerdir."
Ona bakıp başını yavaşça kaldırdı.
"Beni çok mu umursuyorsun?"
Ayato kaşlarını çattı.
"Umursamasam onların elinde olurdun."
"Beni biraz olsun umursasan şu an burada olmazdım!"
Ani çıkışından rahatsız olmuş olacak ki, gözlerini ondan kaçırıp başka bir yere baktı.
Siyah saçlı, sıkıntıyla ellerini yüzüne götürdü, ayağını yere vurup duruyordu.
"Bilgileri kağıtları karıştırırken bulduğumu söyleyeceğim. Eğer öğrenirlerse sen de bu bahaneyi kullanabilirsin."
Başını çevirip ona baktı, ister istemez güldü.
"Sen de bazı şeyleri anlamıyorsun değil mi?" 
Ayato kafası karışmış bir şekilde ona baktı.
"Bu sadece onların bana verecekleri cezayla veya bana güdecekleri öfkeyle alakalı değil. Onlar benim ailem, dostlarım; onlara ihanet edemem."
Genç adam karşısındaki kıza/adama baktı, gülümsüyordu ve ona anlayışla bakıyordu. Az önceki öfkesinden eser yoktu, tek isteği onu anlamasıydı.
Aralarında başka bir sohbet geçmedi, tutsak kısa bir süre sonra olanların yorgunluğu ile uykuya daldı.

Anime! x Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin