Vol-6

3.7K 351 292
                                    

Jisung--"Minho hadi uyan" dedim sevgilimin başından kalkmasını beklerken.

O geçen dakikaların ardından hem dersin yorgunluğu hem de günün böyle gelmesi üzerine ikimiz de kendinizi yatağa atmıştık
Sonuç olarak Minho hala uyanmamış ve ben onu uyandırmaya çalışıyordum.

Minho--" Ya Jisung boş ver gel sen de yat." Dediği şeyin ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.

Zira, saatin 6'ya geliyor olması bize çoktan günün doğduğunu, hatta battığını haber veriyordu nokta.

Jisung--"Sevgilim annemin geliyor bugün, Yani bizi bu halde görürse çok hoş olacağını düşünmüyorum."

Annesinin, bu konulardan endişeli olduğunu bildiğim için, en azından geldiğinde rahat etmesini istiyordum.

Minho--"Ya geliyorsa gelsin, uyumak istiyorum sadece."

Jisung--"Çocuk gibi davranmanın Sırası değil Minho."

Dudaklarını büzüp benden bir şey istediğinde hemen yapacağım düşünen sevgilime, biraz haddini bildirmenin zamanı gelmişti.

Tamam gerçekten dudaklarını gözünde her şey yapıyor olabilirdim. Sırf bu yüzden izin vermediğim şeyleri bile yaptırabiliyordu bana.

Laflarımın bir şey ifade etmediğini bildiğim için, kollarından tutup çekmeye başladım. Eşek ölüsü gibi yattığından dolayı benim için zordu.

Minho--" Tamam tamam kalkıyorum ama kalkıyorsam sırf sen yorulma diyedir."

Ay götüm.

Jisung--"Benim için değil kendin için uyan. Dayak yemen için anneni dolduracağım."

Minho--"O kadar güzel anlar geçirdik hala üzerinde ki çirkefliği atamadın."

Bana çirkef mi dedi o?

Jisung--"Ben çirkef miyim?"

Minho--" Bebeğim sadece şakalaştığımı biliyorsun."

Jisung--"Senin yerinde olsam şakalaşmak yerine götümü kaldırırım." Şu an sebepsiz yere bir sinir gelmişti.

Minho--"Öpücük istiyorum, almadan kalkmam."

Jisung--"İyi sen bilirsin."

Diyip arkamı döndüm. Altı üstü yataktan kalkacaksın değil mi? Ne abarttın.

Minho--" Jisung altı üstü öpücük istedim, ne oluyor sana?"

Sonunda kalkmış ve kapıya uzanan elimi hızla tutmuştu.

Jisung--" Bir şey olmuyor, ne olacak?"

Minho--" Kaç zamandır birbirimizi zor görüyoruz ve bugün mükemmel bir zaman geçirdik. Yani şu an ikimizinde mutluluktan uçması gereken bölümdeyiz."

Evet öyleyiz ama bana sebepsiz yere bir sinir geliyor napayım.

Jisung--" Evet sonunda beraber güzel vakit geçirdik fakat çok huzursuz hissediyorum kendimi, bir sinir var üzerimde. "

Minho--" Hım öyle mi? Alayım ben sinirini, ne dersin? "

Kollarını boynuma sorarken cilveyle söylediği söze sadece gülmüştüm.

Jisung--"Yavşaksın."

Minho--"Ama sadece sana yavşağım."

Jisung--" Evet, sadece bana. Ve öyle olmalısın, aksi bir durumda sana neler yaparım bilmiyorum."

Bu sefer gülen o olmuştu.
Cilveyle dolanan kolları daha da sıkılaşırken burnuma dolan kokuyu derince içime çektim.

Minho--"İstesen de aksi durum söz konusu değil. Böyle bir güzellik varken bırak yavşaklığı, dönüp kimseye bakamam bile. Gözlerime yazık olur."

Ama ben bu çocuğu yerim.

Minho--"Yemek istiyorsun değil mi beni?" Tekrar güldüğünde şaşkınlıkla ona döndüm.

Jisung--"Nereden bildin?"

Minho--"O kadar aydır beraberiz, evli gibiyiz hatta gibisi fazla. Bir zahmet tanıyayım seni. Bakışından bile her şeyi anlayabilirim."

Gerçi, doğru.

Jisung--"Doğru söylüyorsun. Sonuçta kocam olarak tanıman gerekiyor beni."

Minho--"Şu anda beni ayartmaya çalışıyorsun çünkü canın birden yatak sefası çekti."

Gülerek kafamı evet anlamında salladım. O kadar güzel sarılıyor, o kadar güzel bakıyordu ki, bırakın siniri kucağına atlamamak için zor duruyordum.

Minho--" Ama unutuyorsun bebeğim, ben senin için her zaman yanarım hiç ayartmaya ihtiyacın yok. "

Jisung--"Evet, benim için her daim yanmalısın."

Ardından dibimdeki dudaklara bir öpücük kondurup çekildim.

Her şey ilk onu öptüğüm zamanki kadar taze ve güzeldi. Sıkılmamıştık birbirimizden, korkularım vardı evet ama sonuçta başıma gelmiyordu ve gelmeyecekti.

Öpücüğümün ardından gülümseyen sevgilim tekrar uzandı dudaklarıma. Alt dudağımı ağzına aldığında birden duyduğum sesle hızla geriye çekilip içeri koşmuştum.

Jisung--"Hoşgeldin Sooyoung abla."

Ayakkabılarını çıkarırken elindeki çantayı bana uzatmıştı. Oldukça yorgun görünüyordu.

Sooyoung--"Hoşbulduk. Napıyordunuz da böyle nefes nefesesin aşna fişneciler sizi."

Evet çok güzel, anlamıştı bile.

Sooyoung--"En son keseceğim o pipilerinizi. Bu kadar sık yapmayın diyorum, her arkamı döndüğümde yapıyorsunuz."

Jisung--"Sooyoung abla vallahi gittiğinden beri yapmadık. Oğlun gecenin bir vaktine kadar dışarlarda sürttüğü için birbirimize göremedik bile."

Sooyoung--"Ben seni üniversiteye başladığında sürt diye büyüttüm it. Gül gibi eşin buradayken dışarlarda işin ne?"

Bizim odaya doğru bağırdığında dudaklarımı birbirine bastırarak içimdeki kahkahayı bastırdım.

Minho--"Yaa anne, okulun kütüphanesinde ödev yapıyordum kötü bir şey mi bu? Hem eşim beni yatağa dahi almadı."

Sooyoung--"Haketmişsim, sus."

Dudaklarına büzerek bana bakan sevgilime omuz silkerek Sooyoung ablanın ardından yürümeye başladım.

Sooyoung abla içeri girdiği gibi kendini koltuğa atmıştı.

Minho--"Anne sen yat biraz, biz hemen yemeği hazırlarız."

Ardından mutfağa giden sevgilimin ardından gittim.

-------------------------

Geç gelen ve baya kötü olan bir bölümle karşınızdayım...

Arkadaşlar bir insanın hiç mi zamanı olmaz? Benim yok abi nasıl yok diyorum cidden yok. İş eğitimi, okul dersleri, verdiğim özel dersler derken aynadan bakmaya zaman kalmıyor.

Yazmak için 1 2 saatim olsa bile aklıma bir şey gelmiyor, beynim cidden beni terk ediyor.

Bu arada size koreli enişte yapmak üzereyim şans dileyin skxjskjckdjdkjd

İnşallah beynimi toplayıp size güzel hızlı bölümler atarım. Sizde dikkat edin kendinize. Sizi çok seviyorum, oy ve yorumlarınızı bekliyorum Angel Minsung ve benimle kalın görüşmek üzere.

ANGEL/MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin