Beste, finansal alanda büyük başarılar sağlamasıyla birlikte kısa sürede çalıştığı şirketin gözdesi haline gelmiştir. Tüm bu başarılarının yok edilmesinin eşiğine gelip işinden olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında ise buna engel olabilecek tek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kod geçerli, bölümü okuyabilirsiniz.
Olanları, yanında duran arkadaşı ile bilgisayarın karşısında an ve an izliyordu Doğu. Görkem'in dediklerini duymuş, Beste konuşurken sesindeki gerginliği fark etmişlerdi.
Hoş, kendileri de aynı durumda idiler. 7irüsü cihazdan kaldırmamaları durumunda şirket, Doğu ve Toprak'ın yaşadığı yeri öğrenecekti. Zaten aranmakta olan bir siber suçlunun yanında kendisinden çok daha fazla işe karışmış ancak kimliği tespit edilemeyen bir başka suçlunun da yakalanması, bir taş ile iki kuş vurmak anlamına geliyordu.
Doğu; özgürlüğüne her şeyden daha çok önem veren arkadaşının onu, virüsü cihazdan kaldırması için zorlayacağını biliyordu. Ancak bu, Beste'ye bir daha ulaşamaması demekti. Kadını gün boyunca izleyen bir sapığa dönüştüğünü kendine itiraf edemese de, buna engel olmak zorundaydı.
Toprak'ıın "Şimdi ne yapacaksın Bay Çok Bilmiş?" sözüyle irkildi Doğu. "Bir hiç uğruna hapsi mi boylayacağız?"
"Hayır, tabii ki de böyle bir şey olmayacak." diye karşılık verdi Doğu. "İkimizin de iyiliği için virüsü onlardan önce imha etmemiz gerekiyor."
Sanki Toprak bunun farkında değilmiş gibi kendinden emin bir ses tonuyla konuşuyordu. "Biraz para koparmaya ne dersin?" diye sordu Toprak sırıtarak. "Bir sonraki tatilimizi beraber yapmak güzel olurdu."
Doğu, pek de ilgilenmiyormuş gibi görünerek başını aşağı yukarı salladı. Yüzünü yeniden bilgisayarına çevirdiğinde ne olduğuna anlam veremediği bir şey görmüştü: telefonundaki konuma göre Beste, kafeden ayrılıyordu.
"Eve gitmiyor," diye geçirdi Doğu içinden. "Evine giden herhangi bir araca da binmek üzere harekete geçmiyor. Nereye gidiyor bu kadın?"
"Senin şu takip ettiğin kız işini biliyor." dedi Toprak araya girerek. Kibirli bir şekilde sırıtmayı bırakmamıştı. "Favori mekanıma gidiyor."
"Neden bahsediyorsun Toprak? Favori mekanın neresi?" dedi Doğu şaşkınlıkla. Bodruma hapsolmuş olsa da Toprak'ın, kendisinin ihtiyaçları dışında çok sık dışarı çıkmadığını biliyordu.
"Takılmayı en çok sevdiğim bara gidiyor. Hatta bak, az önce içeriye girdi." dedi bilgisayarın ekranını işaret ederek. Bara girmesi ile birlikte telefonunu eline almış olmalıydı. Bu sayede kameraya yansıyan mor ve pembemsi ışıkların dışında pek bir şey anlaşılmasa da seslerden bir eğlence mekanında olduğu tahmin edilebilirdi.
"Eğer şimdiye kadar aptalca davranmış olmasaydın şimdiye seninle orada eğleniyor olabilirdik." diye devam etti adamı azarlarcasına. "Oraya gittiğim her haftasonu bana ayrı bir 2evk veriyor. Hayatında hiçbir yerde tatma şansı bulamayacağın kokteyller - sakın kaçırayım deme, seni fena bir hale getirirler - eğer iyi günündeysen kalitelisinden mallar ve eve beraber dönüp eğlenceli vakit geçirebileceğin kızlar... Hatta bazen erkekler..."
