Beste, finansal alanda büyük başarılar sağlamasıyla birlikte kısa sürede çalıştığı şirketin gözdesi haline gelmiştir. Tüm bu başarılarının yok edilmesinin eşiğine gelip işinden olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında ise buna engel olabilecek tek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kod geçerli, bölümü okuyabilirsiniz.
⚠ Bu bölümde karakterlerden birinin kendine zarar verdiği sahne detaylı olarak betimlendiğinden rahatsız olacak kişilerin okumaması önerilir. ⚠
Kadehi dudaklarına götürdüğü anda duraksamıştı Toprak, eğer konuşacak olur ve Görkem'in şarabı içmesini sağlayacak kadar oyalanmayı başarırsa zaman kazanabilirdi.
Parmaklarının arasından kaymasını istercesine ağız kısmını hafifçe tuttuğu bardağı yanına bıraktı ve "Ailenin şarap üretimi yapıyor olması ve senin finansal alana yatkın olman ne kadar da tuhaf, değil mi?" diye sordu Görkem'e.
Pot kırmıştı. Hızlı düşünmesi gerektiğinden dikkatsizce davranmış ve onu ilk defa yolda karşılaştıkları zaman görmüş gibi davranmalı iken hakkında fazladan bilgiye sahip olduğu açığını vermişti.
"Sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordu Görkem şaşkınlıkla. Karşısında duran adamın gergin bir şekilde alt dudağını ısırdığını fark etmişti.
"Belgeler..." deyiverdi yerinden heyecanla doğrularak. "Çarpıştığımız sırada etrafa saçılınca toplamana yardım etmiştim ya, üzerlerinde yazana hafifçe göz gezdirdiğimden işini tahmin edebildim."
İki seferdir kıl payı kurtulmasına rağmen Görkem'in kendisinden git gide şüphelendiğinin farkındaydı. Ne kadar süre dayanabileceğini bilmiyordu. Ya pes edecek, ya da her şeyi riske atıp istediğine ulaşmaya çalışacaktı.
Görkem'in "İçmeyecek misin? Epey istekli görünmüştün." diyerek hemen yanında duran kadehi işaret etmesiyle birlikte düşüncelerinden sıyrılan Toprak, gülümseyerek bardağı yeniden eline aldı.
İlk yudumunu Görkem ile aynı anda almıştı ancak ilacı koyduğu bardağın kendisinde olup olmadığını anlayabilmek için tüm şarabı kafasına dikmişti. Bir yudum almanın ardından ilacın - varsa bile - etkisini gösterip göstermeyeceğini bilemezdi.
"Görünen o ki hala isteklisin." dedi Görkem bunu görünce gülerek. "Şarabı bu kadar fazla se7diğini tahmin etmemiştim."
Tabii ki de tahmin edemezdi. Tanışalı bir saat mi olmuştu, yoksa daha mı azdı? Toprak'ın hakkında bildiğini düşündüğü şeyler bile aslında gerçek değildi ve bunun farkına varması için az bir zaman kalmıştı.
"Sanırım ikinciyi alacağım." diyerek oturduğu yerden kalktı Toprak. Görkem onaylarcasına başını hafifçe sallamış ve şarabını küçük yudumlarla içmeye devam etmişti.
Toprak gibi tek dikişte içmektense şişenin yarısını bile getirmekte zorlanacağını iddia ettiği bu şarabı içerken temkinli davranıyor gibiydi.
