Bir süre sırıtıp "Biraz daha zaman var Lexi. Doğum günü hediyesi alacağım senden" dedi.
Gerçekten anlamıyordum. Ne demeye çalıştığını, ne yapmaya çalıştığını...
"Seni evine götüreceğim Lexi. 1 Mart'ta beraberiz unutma. Sadece ikimiz. Büyük bir doğum günü partim olucak" dedi ve sinsice güldü.
---
Gözlerimi araladığımda büyük partinin gününün geldiğini farketmem uzun sürmemişti.
Benimle ne planladığı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Ama onunla gitmemem gerektiğini biliyordum. Nereye kaçabileceğimide bilmiyordum.
Aniden çalan kapı beni korkuttuktan sonra yavaşça kapıya ilerleyip açtım. Elinde bir kaç poşetle karşımda duran Justin yanağımı öpüp hızla mutfağa girdi.
Ben bugünü daha işkence dolu bir gün olabilir diye düşünmüşken şimdi Justin karşımda durmuş bana kahvaltı hazırlıyordu.
Birlikte yavaş yavaş sofrayı hazırlayıp oturduk tam yemekleri yemeye başlamışken "Yani sen 21 oluyorsun?" deyip ağzımda ki lokmayı çiğnedim. Justin'de ağzındakini yutup "Aynen öyle" dedi. "Şimdi ne yapacağız Justin?"
Ağzındaki lokmayı nazikçe yutup "Alışverişe gidicez." dedi. Sofrayı toplamadan odama çıkıp hazırlandım. Aşağı indiğimde Justin sofrayı toplamış koltuğa yayılmış yatıyordu. Geldiğimi belli etmek istermiş gibi öksürüp ayağa kalmasını sağladım.
Birlikte dışarı çıkıp arabaya bindiğimde yolculuğumuz başlamıştı.
---
Tek tek mağazaları gezip bütün kıyafetleri deniyordum. Tabii Justin'in istemediği hiç bir kıyafeti almıyordum. Daha doğrusu alamıyordum. Bilirsiniz erkeklerin 'o çok kısa, o çok açık' sendromlarını.
Sonunda bütün mağazalara girdiğimizi farkedince elimizdeki poşetlerle aşağı indik ve bütün poşetleri arabanın bagajına koyup arabaya bindik.
--
"Hadi hazırlan Lexi partiye geç kalmayalım."
"Justin sadece ikimiz varız kim bizi beklemek zorunda?"
"Sen yinede hızlı ol. Yavaş kızları sevmem" dedikten sonra göz kırpıp üstünü giyinmek için odasına girdi.
Bende aldığımız elbiselerden siyah olanlarından birini giyip saçlarımı maşa yaptıktan sonra aşırı bir makyaj yapmadan odadan çıktım.
Justin boy aynasında takım elbisesini düzeltip saçlarını düzenledikten sonra bana dönüp "Yakışmış" dedi. Gülümseyerek karşılık verdikten sonra "Justin ben hala bu işi anlamış değilim. Bu ne tür bir parti?" dedim.
Beyaz dişlerini gözler önüne serip "Öğreneceksin Lexi. Bu kadar meraklı olma." dedi.
---
Dışarıdan bakıldığında bile lüks olduğunu belli eden lokantanın kapısında durup aşağı indik. Ben kapıda durmuş beklerken Justin arabayı valeye teslim edip yanıma geldikten sonra koluna girmemi sağladı ve nazik hareketlerle içeri girdik.
Normalde gördüğüm Justin değildi bu aşırı saygılı ve sakin birine benziyordu.
Masalarda gözlerimi gezirmeye başladım. Gerçekten çok güzel ve kaliteli bir mekandı. Bayağıda pahalı bir yerdi.
Garsonlar hemen yanımıza gelip "Buyrun Justin Bey" dediler ve oturmamız gereken masaya bizi yönlendirdiler.
Oturup menüye baktığımda yemeklerin neredeyse bir servet değerinde olduğunu görmüştüm. Tabi benim için. Psikopat, sadist, adam öldüren, her türlü pis işi olan biri için nasıldı onu Justin'e sormalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker (ASKIDA)
Fanfiction''Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, bana güven diyemezsin...''